T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Osman AKKUŞAK

Şiirin fonksiyonu

Yüzyıllar hattâ binyıllar boyunca insanoğlu, birkısım sözünü çok keskin çok etkin ve de çok âhenkli bir tarzda söylemekten hoşlanmıştır.. bundan haz duymuştur.. sevinç duymuştur.. kederli yeisli, acılı şeyler söylese de, bunları dile getirirken acı söylemenin, acıyı söylemenin verdiği acıyı da sevmiştir.. demek ki şiir ızdırabla sevincin harman edilmesinden doğan bir cevherdir.. bu cevher bazen ferdin zatî, ferdî duygularını bazen de mâşerî (toplumsal) hislerini, inançlarını, emellerini dile getirir.. ve başka insanları, bizzat toplumun kendisini etkisi altına alır.

Türkü, Türklüğü yalnız bırakan Balkan Harbinden sonra Ziya Gökalp ve Mehmet Emin Yurdakul, şiirleriyle, türkçülük akımına öncülük etmiştir.. Tevfik Fikret, dürüstlüğü, ahlâkı, namuslu olmayı terennüm etmiştir.. Mehmet Akif; vatanseverliği, Millî Mücadeleyi, ilim ve fazileti, gayret ve himmeti yaymak için didinmiştir.. Nâzım Hikmet, toplumu ve ülkeyi kurtaracak sandığı sosyalizmi ve kominizmi terennüm etmiştir.. bu uğurda hapislere girmekten, sürgünlere gitmekten geri kalmamıştır.. Ahmet Haşim, ferdî duygularını; karanlığın, meçhûlâtın ve tabiatın güzellikleriyle beraber, bilinmezliğini, acılı zevklerini ve mûsikisini seslendirmiştir.. Necip Fâzıl ise; lirik, ince bir şiir diliyle hayatın ve kaderin, izahı zor anlamını, değişik tezahürlerini; daha sonra da îmanın ve inanmanın güçlü ifadelerini şiir vâdilerine sevketmiştir.. O da fikirleri ve inançları için hapislere girmekten kurtulamamıştır.. Arif Nihad Asya, bayrak sevgisini, yurt sevgisini, o sevgiler kadar güzel bir dille her tarafa yaymıştır.

O halde şiir; güçlü bir lisan; şair ise, kudretli bir hatiptir ve gerçeğin, ezelî ve ebedî olanın mümessilidir; şiir ise ezelî ve ebedî olanla bağlantı kuran sözlerden ibarettir.. şair, kâinatın ve insanın anlamını ruhunun imbiğinden süzerek sihirli lâfızlara ve mısralara adapte eden adamdır..

Bu vesile ile söylemek istediğim bir şey var: şiire yakın olanlar, şair olmak mazhariyetine ermek isteyenler; eski yeni demeden dilimizin bütün kelimelerini öğrenmeye ve kullanmaya baksınlar.. dilimizin büyük şairlerini de ezberler gibi, içer gibi, yutar gibi tekrar tekrar okusunlar.. içine anlam ve âhenk koyabiliyorlarsa, modern şiir de yazsınlar.. modern ama gerçek şiir..

Bir teşekkür:

Her sene Darende de tekrarlanan Somuncu Baba ve Hulusî Efendi kültür etkinliklerinin, bu sene 24 Haziran Cumartesi günü yapılacağı bildirilmiştir.. birçok yazar, şair ve aydının katılması beklenen bu fikir ve gönül şenliğine belediye reisi Memduh Ünal ve vakıf başkanı Hamideddin Ateş bendenizi de davet etmek lütfunda bulundular.. kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.. uzak mesafeyi göze alıp davete icabet edemezsem, şimdiden bu anlamlı toplantıyı ve iştirak edenleri bütün kalbimle kutlarım.. Somuncu Baba ve Hulusî Efendi Hazretlerinin mübarek isimlerini sevgi ve ihtiramla yâdederim.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi