T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
P O L İ T İ K A | 24 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ | ||
|
Rahşan piyangosu
Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları iddiasıyla Yüce Divan'da yargılanan Mesut Yılmaz ile Güneş Taner, 'Rahşan affı' sayesinde kurtuldular. Yılmaz ve Taner'in, "görevi kötüye kullanma" suçu işlediklerine hükmedildi Türkbank ihalesine fesat karıştırdığı iddiasıyla Yüce Divan'da yargılanan eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Taner'i, kendi koalisyon hükümetleri döneminde çıkardıkları "Rahşan Affı" kurtardı. Yüce Divan Heyeti, Yılmaz ile Taner hakkında "Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları" iddiasıyla açılan davadaki suçu, "görevi kötüye kullanma" olarak kabul ederek, "Şartlı Salıverilme Yasası" uyarınca kamu davasının kesin hükme bağlanmasını erteledi. Karar gereği Yılmaz ve Taner, 5 yıl içinde aynı suçu işlemezlerse eğer kamu davası ortadan kalkacak. Yüce Divan'da yargılanan eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu için de aynı karar verilmişti. SON SÖZLERİ SORULDU Mesut Yılmaz, Başbakan Yardımcısı olduğu 57. Hükümet döneminde çıkarılan ve kamuoyunda "Rahşan Affı" diye bilinen aftan yararlandı. Ne beraat ne de mahkumiyet kararı alan Yılmaz, bir anlamda "ortada" kaldı. Yüce Divan'da 16 aydır süren dava dün karara bağlandı. İlk duruşması 16 Şubat 20005 günü yapılan duruşmaya, Mesut Yılmaz ve Güneş Taner ayrı ayrı geldi. Duruşmada, Taner'in eşi Beyza Hanım ile oğlu da hazır bulundu. Yılmaz ve Taner'i zor günlerinde eşleri yalnız bırakmadı. Saat 11'de başlayan karar duruşmasını, sanık avukatlarının yanısıra, eski ANAP'lı bakan ve milletvekilleri de izledi. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, kararı açıklamadan önce sanıklara son sözlerini sordu. Yılmaz, daha önceki savunmalarına ekleyeceği bir şey olmadığını ve beraat istediğini bildirdi. Taner de, yaklaşık 1 buçuk yıldır Yüce Divan'ın huzurunda olduklarını, adil bir karar verileceğine inandığını belirtti. Devletin tepesinde devlet ve millet için uğraştıklarını ifade eden Taner, "Vereceğiniz karar ne olursa olsun, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi. SUÇUN NİTELİĞİ DEĞİŞTİ Başkan Tuğcu, sanıkların son sözlerinin ardından kararı açıkladı. Bu sırada salonda derin bir sessizlik yaşanmaya başladı. Tuğcu, "Türkbank ihalesine fesat karıştırma" iddiasıyla TCK'nın 205. maddesine göre açılan kamu davasındaki suçun, 765 sayılı TCK'nın 240. maddesinde düzenlenen "görevi kötüye kullanma" olarak kabul edildiğini bildirdi. Bu suçun 4616 sayılı Şartla Salıverilme Yasası'nın kapsamında olduğuna işaret eden Tuğcu, görevi kötüye kullanma suçunun da 23 Nisan 1999'dan önce işlendiği belirtti. ÜYELERİN GÖRÜŞLERİ Tuğcu, açılan kamu davasının "zaman aşımı" yönünden de irdelendiğini hatırlatarak, üyelerden Mehmet Erten, Fulya Kantarcıoğlu, Necmi Özler ve Şevket Apalak'ın davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi yönünde oy kullandıklarını söyledi. Başkanvekili Haşim Kılıç, üyeler Sacit Adalı, Serruh Kaleli, Osman Paksüt, Serdar Özgüldür ve Ahmet Akyalçın'ın oyuyla davanın zaman aşımına uğramadığına karar verildiğini kaydeden Tuğcu, suçun 765 sayılı TCK'nın 240. maddesinde düzenlenen "görevi kötüye kullanma" olduğuna karar verildiğini bildirdi. Yılmaz, salonundan çıkarken, hemşehrileri tarafından coşkulu bir şekilde karşılandı.
Karar 3'e karşı 8 oyla alındı
Başkan Tülay Tuğcu, 3'e karşı 8 oyla Yılmaz ve Taner'in hakkındaki kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelendiğine karar verildiğini açıkladı. Karara, üyeler Mehmet Erten, Necmi Özler ve Serdar Özgüldür sanıkların beraati yönünde, Başkan Tuğcu, Başkanvekili Haşim Kılıç, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Sacit Adalı, Ahmet Akyalçın, Osman Paksüt, Şevket Apalak ve Serruh Kaleli de "erteleme" yönünde oy verdi. Karara göre, Yılmaz ve Taner, 5 yıl içinde aynı cinste bir suç işlemezse kamu davası ortadan kalkacak.
Siyasete dönüş mesajı verdi Kararın açıklanmasından sonra, duruşma salonunda izdiham yaşandı. Foto muhabirleri ve kameramanların akınına uğrayan Mesut Yılmaz, duruşma solundan çıktıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, karara sevinmediğini ancak saygı duyduğunu belirtti. Davanın ihaleye fesat karıştırma gibi yüz kızartıcı bir suçtan açıldığını hatırlatan Yılmaz, Anayasa Mahkemesi'nin ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşmadığına karar verdiğini belirterek, "Bu benim için memnuniyet vericidir" dedi. Yılmaz, "Benim için memnuniyet verici husus, üzerinde bunca siyasi spekülasyon yapılan, hükümetin düşürülmesine sebep olan, Türkiye'yi siyasi krize sürükleyen ihaleye fesat karıştırma suçunun olmadığının karara bağlanmasıdır" dedi. AİHM'e gitmek gibi bir düşüncesi olmadığını söyleyen Yılmaz, "Siyasete girip girmeyeceğine" ilişkin bir soruya, "Bu dava süresince gelen talepleri askıya almıştım. Bugünden itibaren bu yönde temaslar yapacağım. Eğer Türkiye'ye bir şeyler verecek durumdaysam o zaman siyasete dönerim" şeklinde cevap verdi.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |