T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 27 HAZİRAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Baykal: Ne çatı, ne hülle, ne ittifak arayışımız var

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "yapay çözümlerle, olmayacak işlerle yola çıkarak, Türkiye sorunlarının çözülemeyeceğini" belirterek, "Ne çatı, ne hülle, ne ittifak arayışımız var. Doğal olmayan, hukuk, siyasi etik dışı arayışlarla hiçbir ilgimiz olmaz" dedi.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomi, iç ve dış politikadaki gelişmeleri değerlendirdi.

Türkiye'yi krize götüren politikanın özünün, "düşük kur ve yüksek faiz" olduğunu ifade eden Baykal, "Yabancı paraya tapan, bu parayı çekmek için ödün veren ekonominin, ayağı kalkması mümkün değildir. Bu yolun sonu ekonomik iflas, borç ve faiz batağıdır" diye konuştu.

Yüksek kur ve düşük faiz uygulamasını öneren Baykal, yabancıların Türkiye pazarına girdiği, Yunanistan'ın Türkiye'de banka satın aldığı gibi, Türkiye'nin de yabancı ülke pazarlarında yer alması gerektiğini söyledi.

Baykal, krizin, Türkiye'nin ekonomi politikasını yeniden gözden geçirmesi için bir fırsat olduğunu ifade etti.

"CESARET VERME"

Kırılmanın sadece ekonomi politikasında değil, dış politikada da görüldüğünü savunan Baykal, Türkiye-AB ilişkileri ve Kıbrıs konularının önemsenmesi gerektiğini vurguladı.

Baykal, AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel'in, "Türkiye'ye, ismi üyelik de olsa ayrı bir statü verileceği, Türkiye'nin AB katılımı konusunda son sözü Avusturyalıların referandumda söyleyeceği" yönündeki sözleri ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker'in, "Türkiye'nin, Almanya, Fransa, Lüksemburg ve Belçika gibi ülkelerle aynı seviyede AB üyesi olamayacağı" yönündeki açıklamalarını anımsattı.

"Türkiye'nin tam üyeliğe gitmeyeceğinin anlaşılmaması büyük hatadır" diyen Baykal, "Bunlar konuşulurken bizimkiler ne yapıyor? Herkese laf yetiştirmeye çalışan Sayın Başbakan, Avusturya, Lüksemburg başbakanlarının sözleri karşısında ne düşünüyor? Sükut; hazmetme, içine sindirme, cesaret verme" dedi.

"TBMM'DE KAPSAMLI MÜZAKERE"

Baykal, sanki tam üyelik verilecekmiş gibi Türkiye'den en hayati konularda tavizler istendiğini, hükümetin ise "AB ile işler iyi götürülüyor" denilsin diye önüne getirileni düşünmeden onayladığını öne sürdü. Baykal, şöyle konuştu:

"Ciddi ülkelerde başbakan ve dışişleri bakanları bunlara cevap verir. TBMM'de kapsamlı müzakere edilir, tartışmaların sonunda 'tam üyelik dışında başka bir şey kabul etmeyiz' şeklinde bir tavır açıklanır. Kıbrıs ile AB artık iç içe geçmiş konular haline dönüştü. Hükümetin yanlış politikaları, AB ile ilişkimizin ön şartı haline geldi."

Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Kıbrıs Rumlarını siyasi olarak tanımamız KKTC üzerinde izolasyonların kalkması ile olur" yönündeki sözlerini eleştirdi. Baykal, siyasi tanımanın, KKTC'nin, Türkiye'nin işgali altında bir bölge anlamına geleceğini, egemenlik iddiasının hukuki temelinin ortadan kalkmasına neden olacağını belirtti.

"SON DAKİKA HEYECANLANMALARI"

CHP Genel Başkanı Baykal, gazetelerde "Ali Dibo" olarak adlandırılan olayları, geçmişte televizyonda oynayan "Kaçak" isimli diziye benzeterek, "Kaçak dizisi gibi, bir gün bir yerde, başka gün bir yerde Ali Dibolar çıkıyor. En son İstanbul'da çıkmış... Adrese teslim ihale, arkasında yandaşlar var" diye konuştu.

İktidarın, "laik, demokratik Cumhuriyet kimliğine yönelik tahribatının kabul edilmeye" başlandığını savunan Baykal, AK Parti'lilerin de "Tüzüğümüze biraz Cumhuriyet yazalım", "Topluca Anıtkabir'e gidelim" şeklinde önerilerde bulunduğunu söyledi. Baykal, bütün bunların, 1 yıldır yaptıkları değerlendirmelerin, milletin vicdanında, aklında kabul gördüğünü ortaya koyduğunu ifade etti.

Baykal, "Türkiye'nin, bütün bu gelişmeleri doğru bir şekilde teşhis edip, ortaya koyan CHP diye bir partisinin bulunduğunu" kaydetti.

"Faaliyet, temas, kulis ve ziyaretler aldı başını gidiyor" diyen Baykal, herkesin heyecan ve sorumluluk içine girmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Baykal, "CHP'nin konumunu, bu son dakika heyecanlanmalarıyla kimse karıştırmasın. Türkiye, seçim konjonktürüne girince, 'Bu işin sonuna doğru geldik, AKP'nin suyu ısınmaya başladı, acaba ne yapıp, biz de bir yerinden devreye gireriz' heyecanı, telaşı içine girmiş olanların çabalarıyla, CHP'nin yıllardır sürdürdüğü bu mücadeleyi kimse karıştırmasın. Bizim işimiz ayrı" diye konuştu.

"ÇATI ARAYIŞIMIZ YOK"

Deniz Baykal, partilere yönelik çağrılar peşinde olmadıklarını, çabalarının muhatabının siyasi parti ve siyasi kurumlar değil, millet, halk, toplum ve vatandaş olduğunu kaydetti.

Kulisle, kapalı kapılar arkasında anlaşmalarla, hülle, ittifak projeleriyle meşgul olmadıklarını vurgulayan Baykal, "AKP yanlış parti, biz mücadeleyi veriyoruz, el ele verelim" dediklerini söyledi. Bu mücadeleyi verdiklerini kaydeden Baykal, bu mücadeleyi verecek olanlara da "hoş geldiniz" dediklerini belirtti. Baykal, bu mücadeleyi nerede verecekleri sorunu, bir çatı sorunu olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Biz CHP içinde veriyoruz bu mücadeleyi. Ne çatı, ne hülle, ne ittifak arayışımız var. Türkiye'nin, laik, demokratik bir Cumhuriyet olarak siyasi kimliğini, CHP olarak savunmak üzere yola çıktık, yürüyoruz. Çabamızı, her geçen gün daha da etkin kılacağız, bu doğrultuda çalışan herkesle dostluk ve dayanışma içinde olacağız. Ama bizim doğal olmayan, hukuk, siyasi etik dışı arayışlarla hiçbir ilgimiz olmaz. Vatandaşlarımıza, bu 'muhafazakar, bu laiktir, bu merkez sağcı' demeden, elimizi uzatıyoruz. Laik, demokratik Cumhuriyete inanan herkese elimizi uzatıyoruz."

"EZDİRTMEYECEĞİZ, SOYDURTMAYACAĞIZ, BÖLDÜRTMEYECEĞİZ"

Baykal, milyonlarca seçmenin geçen seçimlerde oy kullanmadığına işaret ederek, yapılacak seçimleri, "milli görev seçimi" olarak nitelendirdi. Hiç kimsenin bu seçime gitme görevini ihmal etme hakkı olmadığını ifade eden Baykal, seçmenleri, sandık başına çağırdı.

Milleti ezdirmeyeceklerini, devleti soydurtmayacaklarını ve Türkiye'yi böldürtmeyeceklerini ifade eden Baykal, şöyle konuştu:

"Türkiye'de kendisine siyasi etkinlik hakkı tanımış olan fakat bu siyasi yeteneğini nerede nasıl göstereceğini bilemeyen, yanlış noktalara sürüklenmiş insanlar var. Siyasette yapılmış yanlışlıkların telafisi, seçime yaklaşılan bir noktada kolay olmuyor. Savrulmuşsunuz, değişik yerlere sürüklenmişsiniz.

Şimdi siyasi rol oynamak istiyorsunuz. O siyasi rolü oynamanın zemini, kanalı, partisi ortada yok. Ne yapacaksınız, bir arayış telaş başlıyor. Bunu anlıyorum. Ama telaşın, arayışın makul sonuç verebilmesi, bu arkadaşlarımızın doğru karar almalarına bağlıdır. Yapay çözümlerle, olmayacak işlerle yola çıkarak, Türkiye'nin sorunlarının çözümü mümkün değildir.

Herkesin kendine biçtiği rollere saygım var. Ama o rolleri oynamanın imkanlarını sağlayamamış olanların, şimdi yapay gayretlerle durumu değiştirmelerinin mümkün olmadığını kavramaları lazım. Çözüm, bu kavrandıktan sonra ortaya çıkabilir. Bizim, dedikodu, kulisle ilgimiz yok. Herkese, sevgimiz, saygımız var. Herkese yönelik işbirliği anlayışımız ortada, nezaket içinde bu çabaları sürdürürüz."

  • ANKARA (A.A)


    Baykal: Gemi yeterince sağlam değil

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi