T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 23 MART 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Akif EMRE

'Karşı dil' mümkün mü?

Afganistan'dan sonra Irak'ın işgali küresel paylaşımın yeni bir aşaması olarak ne anlama geldiği üzerinde yeterince kafa yorulmuş değil. Oysa işgali lanetleyen, karşı çıkan, sokaklarda gösteri yapan milyonlarca insanın geliştirecekleri dil dünyanın geleceği açısından hayati önem taşıyordu. Neye karşı çıktığınız kadar nasıl karşı çıktığınızın sonucu daha çok belirleyici olduğu bir süreçten geçiyoruz.

İşgalin üçüncü yılında, ortaya çıkan manzaranın bizzat işgalciler tarafından bile savunulur bir tarafının olmadığı ortadayken Amerikan stratejisinin, bölgenin geleceği için ne kadar gerekli olduğunun savunulabiliyor oluşu 'alternatif dil'in ne denli hayati işlev yüklendiğinin göstergesidir. Ortadoğululara, Müslümanlara acı vermekten haz alan bir Batılı düşman imgelemine indirgeyen bir dille küresel işgal karşıtlığı yapmak, sahici bir duruştan çok işgalcilerin söylemini besleyen bir işlev görebilir.

Amerikan işgaline; Irak özelinde Ortadoğu ve İslam dünyası için, sömürgecilik çağından kalma oryantalist söylemle yeni bir medeniyetin kapılarının açılması anlamı yükleyenler bir yana, gerekçeleri ve geliştirdikleri dile bakarak işgale karşı çıkanların da küresel emperyalizmi kavradıkları söylenemez. Zira işgali doğuran "dünya sistem"deki dönüşüm kavranmadan geliştirilecek 'karşı dil'in sahici bir işlevi olmayacaktır.

Amerika'nın işgal stratejisine karşı çıkanların birleştikleri ortak noktalara bir göz atacak olursak:

- Amerikan işgaline karşı çıkma adına, varsayılan askeri gücünün mutlaklaştırılarak abartılması; Amerika'ya karşı çıkma adına İslam dünyasının karşı koyma potansiyelini ve direncini yok sayan bir manzara çizilmesi. Böylece, Amerikan gücünün yenilmezliği bilinç altına yerleştirilerek İslam dünyasının gelecek umundun elinden alınması sonucunun ortaya çıkması

- İşgali, basit bir saldırganlık sorunu görüp, Bush doktrininin kullandığı retorik esas alınarak Müslüman kanı dökmekten haz eden bir Haclı tablosu çizilmesi...

- Ortadoğu'nun işgalinin arkasında Yahudilerin olduğu ima edilerek İsrail'in Amerika'yı kullanarak kendi çıkarı için bölgeyi kan ve ateşe attığı ve tüm gelişmeleri planladığı gibi İsrail nüfuzunun mutlaklaştırılması...

- Temel stratejiyi sorgulamadan Irak işgalinin doğurduğu sonuçlar ve istenmeyen uygulamalarla sınırlı eleştiri sahipleri için ise, Amerikan yayılmacılığının iyi niyetinden kuşku duymaya hiç gerek yok! Tüm bu yaşananlar büyük medeniyet projesi içinde kaçınılmaz kazalardan ibaret...

- Bir ironi olarak; sömürgecilik karşıtı, hatta Batı ile kültürel anlamda problemi olanların işgalin siyasal ve sosyal çerçevesini idealize eden BOP konusunda destek vermeleri...

- Karşı çıkma adına Amerikanın gücünü mutlaklaştırarak yenilmezliği fikrini işleyenlerin tersine, karşı konulması mümkün olmayan Amerikan stratejisine direnmek yerine sürece dahil olmayı savunanların aynı çizgide buluşuyor olmaları da her iki kesimin de hoşlanmayacağı bir sonuçtur.

- Daha genel anlamda küresel savaş karşıtı söylemler ise sistem içinde kalarak savaş karşıtlığından ileriye geçemeyen bir söylemden ibaret kaldı.

Özellikle medya kanallarına yansıyan farklı frekanslardaki 'karşı dil'leri çeşitlendirerek çoğaltmak mümkün... Sonuçta saldırganlığa, işgale karşı sergilenecek her duruş ahlaki ve vicdani kaygı adına önemsenmelidir. İnsanlardaki haksızlık karşısında direnme fikrinin yaşatılması her durumda önemsenmelidir. Askeri işgal olarak karşımıza çıkan küresel kapitalizmin ruhunu anlamadan karşı çıkmak adına atılacak adımlar her zaman aynı sonuçları doğurmayabilir.

'Karşı dil'in süreç içinde bir yerlere oturma tehlikesine düşmemek için; a-küresel kapitalizmin içine girdiği yeni aşamayı doğru okumak, b- küresel-leşme/kapitalizm ile ulus devlet ilişkisini iyi tespit etmek c- Amerikanın klasik sömürgecilik yöntemlerine başvurmaya iten zafiyetini iyi tespit etmek d-Kısa vadede Amerikan sistemine rakip olacak güçlerle ilişkisini uzun vadede İslam dünyasıyla girmek zorunda hissettiği hesaplaşmayı e- temelde de batı medeniyetinin içine girdiği medeniyet bunalımını anlamadan işgal karşıtı söylemler ve alternatif dil arayışları istenilen hedefi varmayacaktır. Hatta kitleleri yanıltabileceğini akıldan çıkarmamalı...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi