Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	İhsan DENİZ ideniz@yenisafak.com.tr

Murtaza, geçtiğimiz günlerde 27 yaşına girdi. Çift dikiş gittiği için henüz üniversiteden mezun olamadı. Kısmetse seneye.. İstanbul'da bir öğrenci evinde kalıyor. Şiire meraklı. Meraklı ne kelime, yazıyor yazıyor!.. Kendini bildi bileli, şiirin peşinde.. Dahası, hayatını şiire vakfetmeyi bile düşünüyor!

Şu rastlantıya bakın ki; bu ay, bir derginin 'ümit vaat edenler' köşesinde birkaç şiiri birden basıldı. Murtaza mutlu; hem de ne mutluluk! Dergiyi eline aldığı günün akşamında, Sultanahmet Köftecisi'nde ev arkadaşlarına bir yemek ziyafeti çekti; harçlığının tamamını kasaya bırakmak pahasına..

O gecenin kalan kısmınıysa, dergide çıkan şiirlerini okumaya ve şair olarak lânse edilen ismine bakmaya ayırdı. Okudu baktı, baktı okudu... Sabaha kadar gözüne bir gram uyku girmedi..

Ertesi gün ilk işinin, şiirinin çıktığı dergi sayfalarının sekiz-on adet fotokopisini çektirip memlekete göndermek olduğunu, düşündü. Evet, belki fakültede tembeldi ama, adını Türk şiir tarihine altın harflerle yazdıracağı yol kendisine açılmıştı işte. Annesi, babası, kardeşleri, yakın-uzak akrabaları bunu bilsin istedi.. Ayrıca, dergiden birkaç tane daha alıp çantasında bulundurmalı, ne olur ne olmaz, ihtiyaç hâlinde çıkarıp verebilmeliydi; örneğin okuldaki arkadaşlarına veya rast gelirse bir şaire..

Basılan şiirlerini okudukça, Türk şiirini içinde bulunduğu 'çıkmaz'dan kendisinin kurtarabileceğine biraz daha kanaat getirdi.. Zira, 'hazne'si doluydu! Kim bilir daha ne iyi şiirleri gün yüzüne çıkacaktı.. Paso şiir yazıyordu zaten!

Pek uzak olmayan bir vadede, mutlaka bir dergi çıkarması gerektiğine karar verdi. Hem nasıl olsa, bir süre sonra yeni şair arkadaşlar edinecek, yaşça büyük şairlerin ilgi ve takdirini kazanacaktı.. Biliyordu ki, dergiler olmadan bu işler yürümüyordu. Bunun maddî külfetini bir şekilde hâlletmeliydi..

Derginin ilk sayısında, artık köhnemiş şairleri ve şiir çevrelerini sarsacak bir manifesto yayınlayacaktı.. 'Poetikasızlık' almış yürümüştü.. Evet, 'poetik bir manifesto'; mutlaka yazacak ve yayınlayacaktı..

Ancak, daha önce birkaç dergide daha görünmeli ve dolayısıyla ismi, o köhne çevrelerin beynine iyice kazınmalıydı..

Yayınevleri şiir ve şair görünce arkasına bakmadan kaçmaktaydılar. Ancak, Murtaza bu zinciri kıracaktı, buna inanıyordu. Zamanı gelince nasılsa çeşitli tekliflerle karşılaşacak, aralarından en iye yayınevini seçecek ve ilk şiir kitabını çıkaracaktı.

Türk şiirini 'iyi edecekti' hasılı Murtaza; Murtaza, ya şu bizim Murtaza!..

Bu yüce düşünce ve hayâller içinde yüzerken, sabahın ilk ışıkları pencerelere vurmuştu bile.. Murtaza esnemeye başladı, şöyle bir gerindi..

Nedense, tuhaf bir ağırlık hissetti üzerinde.. Karın bölgesinde hafif bir sancı..

O da ne? Sıkışmıştı Murtaza!.. Zor yetişti tuvalete..

İlâhi Murtaza! Az kalsın, sabah sabah Türk şiirini kurtaracaktın!

İyi ki doğdun Murtaza! İyi ki varsın Murtaza!

Kim demiş şiir öldü, diye.. Türk şiiri senden çok şey bekliyor Murtaza!..

Yaşa, varol emi..

Aman ha! Sindirim sistemine dikkat et Murtaza!..

Not: Geçen hafta genç yaşta kaybettiğimiz, "Otoben", "Yüz'de Yüz" ve "Sona Veda" başlıklı şiir kitaplarıyla "Eski'Z" ve "Sonkişot" dergilerini çıkaran şair Cenk Koyuncu'ya Allah'tan rahmet, yakınları ve şiir dünyasına baş sağlığı diliyorum.

Geri dön

Yazdır

Yukarı