T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 30 MAYIS 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Melikşah UTKU

Cumhurbaşkanlığı Seçimi Üzerine Eski Bir Yazı

Bazen öyle bir zaman gelir ki, yıllar öncesinde yazmış olduğunuz bir yazı, dönüp dolaşır, bugününün gündemine "cuk" oturur. Yeni Şafak için kaleme aldığım yazıları tasnif ederken 1999 yılında yazmış olduğum bir yazı dikkatimi çekti. Şartlar öyle bir aynı, telaşlar bir o kadar benzer ki, sanırım o yazıyı yeniden bu sütuna kısaltarak taşımamda bir beis görmeyecek kimse. Gören olursa da, şimdiden üzerlerine alınanlardan özür dilerim:

"1938 cumhurbaşkanlığı seçimi. Mecliste oylar kullanılmış, 348 oyun 348'si de İsmet İnönü lehine çıkmış. Meclis, tarihi boyunca bir daha göstermeyeceği büyük bir destekle yeni reisicumhurunu seçmiş.

Ancak görünürdeki bu desteğin arkasında İnönü lehine hummalı bir faaliyetin yapılmış olduğu anlaşılıyor. İnönü'ye rakip adayların başında olan Celal Bayar, İnönü'nün kendini Atatürk'ün halefi olarak göstermesinden ve ordunun desteğini almış olmasından hayıflanır ve bu konudaki endişelerini, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olan Asım Gündüz'e açar. Asım Paşa'nın hatıralarında söz konusu olay şöyle geçiyor: "...devrin Başbakanı Celal Bayar koşa koşa Genelkurmay Başkanlığı'na gelmiş ve kararımızı öğrenmek istemişti... Başbakan'a Genelkurmay'ın fikrini anlattım. Meclis'in üzerinde bir kuvvet tanımadığımızı, ... Meclis'in en isabetli seçimi yapacağını söyledim. Celal Bayar ferahlamıştı. O, İsmet Paşa'dan çekiniyor ve İsmet Paşa için karar aldığımızı sanıyordu... Aradan bir iki gün geçmişti. Birinci Ordu Kumandanı olan Fahrettin Altay geldi... "Birinci Ordu'da kolordu ve tümen komutanlarıyla toplantı yaptık ve İnönü üzerinde karara vardık" dedi... Mareşal (Fevzi Çakmak, Fahrettin Paşa'yı dinledikten sonra) şöyle dedi: "Bizim kararımız demokrasi prensipleri bakımından doğru ve yerindedir. Ancak dünyanın karışık durumu, nazilerin, faşistlerin ve komünistlerin şahlanmış ihtirasları karşısında Fahrettin Paşa'ya hak vermemek mümkün değil." İşte Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet İnönü bu şekilde Cumhurbaşkanı olmuştur."

İnönü'nün cumhurbaşkanı seçimini müteakip orduda yaşanan hissiyata ilişkin ilginç bir hatıratı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu 10 Nisan 1988 tarihli Cumhuriyet gazetesinde anlatır. Bir askeri lisenin tarih öğretmeni, 1938 Cumhurbaşkanı seçimlerinden sonra öğrencilerine şu sözleri söyler: "Çocuklar, askeri şerefinizin kıymetini biliniz. Cumhurbaşkanı'nı seçen başta Mareşal (Fevzi Çakmak) olmak üzere birkaç kumandandır." Öğrencilerden birinin, "Cumhurbaşkanı'nı Meclis seçmedi mi?" sorusu üzerine verdiği cevap da ilginçtir: "O, işin formalitesidir. Kumandanlar razı olmasaydı, o başıbozukların cumhurreisi seçmek hadlerine mi düşmüştü." Keza Atilla İlhan da seneler sonra bu seçimlere dokundurur bir yazısında (28 Mayıs 1989 - Nokta) : "Babıâli baskını neyse, İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı olması da odur. Ordu ağırlığını koymuş ve tamamıyla iktidardan tasfiye edilmiş bulunan İnönü Cumhurbaşkanı seçilmiştir."

Neticede İnönü'yü Meclis seçmiştir ve her şey kurallara uygundur... Ancak şu bir gerçek ki, Meclis milletin oylarıyla seçiliyorsa da, cumhurbaşkanı cumhurun oylarıyla seçilmiyor. Türk siyaset tarihi göstermiştir ki, Cumhurbaşkanlığı mevkii, geçmişte bazı kesimlerce siyaset zemini üzerinde müstahkem mevkii olarak telakki ediliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, Türkiye siyaset sathında her defasında bu kadar acılı geçmesinin bir sebebi de, bu müstahkem mevkiin rejim için garantör olma vasfıdır. Bu noktanın sivil ellere geçmesinin neticelerini Celal Bayar ve Turgut Özal zamanında yaşayanlar, 28 Şubat sonrası Türkiye'sinde cumhurbaşkanlığı konumunun ne kadar elzem bir görev icra ettiğinin de bilincindeler.

Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça, bu göreve talip adaylarda aranacak en büyük özellik, bugünkü Reisicumhur gibi, bu bilince vakıf olma şartıdır."

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi