Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Fikri AKYÜZ fakyuz@yenisafak.com.tr

1990 yılı Türkiye'nin "kültürel" iklimini dönüştüren "tarihi" bir yıldır.. Neden 1990 yılı?. Çünkü o yıl, sonradan Star adını alacak olan Magic Box isimli bir televizyon kanalı yayına başlamıştı ve biz o yıllarda, köşe yazarlığının hakkını veren yazarlardan Mehmet Barlas ile Engin Ardıç'ın Star ve Teleon'daki haber sonrası yorumlarını, Muzaffer Abayhan ile Cem Özer'in Laf Lafı Açıyor'unu, Aziz Üstel'in Gecenin Konukları'nı, Can Okanar'ın haber, Neşe Düzel ile Ahmet Altan'ın Kırmızı Koltuk programlarını izliyorduk..

Girilmedik kapı, edilmedik laf, didiklenmedik konu bırakmayan bu programları izlemenin hazzını tadıyor ve "bir şeyleri" tartışmanın, "bir yerleri" görmenin şaşkınlığını yaşıyorduk!. Ve o yıllarda göğüslerin ucunda bant, ekranın sağ alt köşesinde kırmızı nokta vardı..

Feraye Tanyolaç'ın beraber olduğu Kaya Çilingiroğlu'nun bir önceki eşi Hülya Avşar, Aysun Çolak'ın kocası Tanju Çolak'la beraberdi..

Emin Şirin milletvekili değildi; çünkü ikinci evliliğini henüz yapmamıştı..

Melih Gökçek belediye başkanı olmadığı için Emin Çölaşan, o dönemde döneri çok severdi, sevmekle kalmaz keyfinden olduğu yerde dönerek yerdi.. Keza, Ak Parti iktidara gelmediği için Tufan Türenç, imambayıldıya bayılırdı..

Erotizm dozu yüksek filmler sinemalarda Danıştay kararı olmadan "gösterilemezdi" ve "Danıştay kararıyla" ibaresi yazıldığı için bu "açık" filmler "kapalı" gişe oynardı.. Danıştay, Türk kızlarının erotik filmlerde yabancı erkeklere "peşkeş çekilmesi" hariç, "ahlaka mugayir" olmayan diğerlerine izin verirdi!.

Yaşlılığında siyah saçlı olan Zekeriya Beyaz'ın saçları gençliğinde beyazdı.. Beyaz, Beyazıt'tı.. Yaşar Nuri Öztürk, TRT-1 deki İnanç Dünyası programında Asaf Demirbaş'ın karşısında mahcup ve mütevazıydı.. Hakemlik yapan Erman Toroğlu'nun verdiği haksız penaltıyı görüntü eşliğinde eleştirecek adam kıtlığı yaşanıyordu..

Yücel Aşkın, hem rektör hem sanık olmadığı için savunulacak bir tarafı yoktu, dolayısıyla Cumhuriyet tehlikede değildi!.

İnternet sözcüğü yerine "örütbağ" kelimesini önerecek olan Prof. Oktay Sinanoğlu'nun "keşfi", ama ondan önce internetin "icadı" bekleniyordu..

Tayyip Erdoğan İstanbul'da il başkanlığı yapıyor ve partisinin İstanbul'daki oy oranının %5'lere nasıl yükseltilebileceği konusunda çaba sarf ediyorken; Mesut Yılmaz 1 yıl sonra başbakan olmayı, başbakan olduktan sonra partisinin oylarını 11 yıl sonra % 5'lere nasıl indireceğini hesaplıyordu..

Bülent Ecevit, "Ankara Kalesi", "Başkent Hastanesi" ve "Kale anahtarı" tamlamalarını yerli yerinde kullanıyordu.. Dolayısıyla kendisinin 12 yıl sonra Başkent Hastanesi Başhekimi'ne hitaben "Sayın Ankara Kale Anahtarı" şeklinde muazzam bir bağlantı kuracağını kimse aklına getiremiyordu..

Tarkan Karamürsel'deki düğün salonlarında dönemin şarkılarından "Şinanay, Hadi bakalım kolay gelsin, Abone" şarkılarını söylüyordu.. Emrah daha "küçüktü", bugün cep telefonu isteyen yeğenimin dedesi eve telefon hattı bağlatmak için kuyrukta günlerce sıra bekliyordu..

Fadime'nin düğününde halay çekiyor, Müslüm Gündüz'ün uçkurunu merak ediyor, Bülent Özveren'in "Ben Bilirim" isimli yarışmasını izliyor, Cenk Koray'ın "kutu"suna bakıyor, Köle Isaura'ya ağlıyorduk..

Neticede dün moda olan, bugün demode olduğu gibi bugün moda olan yarın demode olacaktır.. Tıpkı moda ve demode kelimelerinin demode olup in ve out sözcüklerinin moda olması gibi...

Konuyla alakası yok ama, sizce yürüyen kaplumbağa mı dinamiktir, yoksa yatan tavşan mı?!

Geri dön

Yazdır

Yukarı