T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 10 NİSAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Kürşat BUMİN

Anlaşıldı, 'iyimserlik' bize haram!

Bir ay kadar oluyor. Taha Parla ve Yıldırım Türker ile birlikte İzmir'de Savaş Karşıtları'nın düzenlediği toplantıda konuşmacıydım. Güzel bir toplantı oldu doğrusu... Savaş karşıtlığı söz konusu olduğunda İzmir'in yeri gerçekten farklıdır. Ben bu farklılığı (toplantıda) şöyle bir latife ile süslemeyi de ihmal etmedim: "Bu ülkede farklı düşüncelerin hemen her zaman İzmir'den çıktığını söyleyenler haksız değil herhalde. Bu farklı duruşun Genç Parti'yi İzmir'de birinci parti yapmasına da ramak kalmıştı!.."

İzmir toplantısında davacı Osman Murat Ülke'nin AİHM'den çıkartmayı başardığı karar sonrası ne tür gelişmeler olabiliceği de konuşuldu haliyle. Bakalım, bekleyip görecektik. AİHM'nin Türkiye'de "vicdani ret"e ilişkin mevzuat eksikliğine dikkat çekmesi bu hakkı tanımayan tek Avrupa Konseyi üyesi (ve AB yolcusu) olan Türkiye'yi mutlaka harekete geçirecek ve gönülsüz de olsa bu yönde bazı düzenlemelere gidilecekti. Ben (kendi adıma) bu konuda iyimserdim. Nitekim bu iyimserliğimi destekleyen bazı gelişmeler de yaşandı. Milli Savunma Bakanı'nın (çok açık olmasa da) konunun etrafında dolaşarak yaptığı bir iki açıklama mesela.

Fakat o da ne? Biz iyimser biçimde "Olacak olacak... Elbet bu memlekette de bu hak tanınacak.." diye düşünürken ortaya pat diye Perihan Mağden'in üç yıl hapsini isteyen iddianame düşmez mi? Ayrıca hemen hatırlatayım ki, bu iddianame son aylarda karşılaştığımız türden, yani tek başına bir savcının soruşturma başlatması sonucunda hazırlanmamış. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu iddianemeyi Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği'nin başvurusu üzerine başlattığı soruşturma sonucu hazırlamış. İddianamede, "Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi şartlar göz önüne alındığında zorunlu askerliğin ne denli önemli olduğu ortadadır" denerek mesele tarif edildikten sonra (ah şu özel "coğrafya"!) Yeni Aktüel dergisinde yayımlanan yazısı ile "halkı basın yoluyla askerlikten soğuttuğu" için Perihan Mağden hakkında üç yıla kadar hapis cezası isteniyormuş. Biliyorsunuz, TCK'nın 318. maddesine göre Mağden bu "suçu" arkadaş sohbetinde işleseydi hakkında istenen hapis cezası 2 yılı geçmeyecekti.. Ama işin içine "basın yolu" girince 1 yıl da bunun için yazın!

Bu Türkiye gerçekten enteresan bir ülke... Ceza yasasında "suç" olarak nitelenen bir fikir "basın ve yayın yoluyla" ifade edildiğinde cezası niçin "yarısı oranında" arttırılıyor, anlamak mümkün değil. Hele de günümüzde. Bu akıl yürütmenin arkasında da "özel alan-kamusal alan" ayrımı olmasın! Bugünün hızla gelişen ve genişleyen iletişim ağı göz önüne alındığında "basın ve yayın yolu" gibi bir ifadenin bir anlamı olabilir mi? Diyelim ki Perihan Mağden söz konusu yazısını Yeni Aktüel'de değil de evinden ("özel alan"!) kotardığı "blog"unda yayımlamıştı. Bu durumda 318. maddenin "basın ve yayın yoluyla" faslı yine gündeme gelecek miydi?

Dolayısıyla, fikirlerin "paylaşılması" yolunda çok geniş ve denetlenemez bir ağın gerçekleşmekte olduğu günümüzde 318. madde (benzerleri eksik değil) örneğinde olduğu gibi "suç" teşkil eden bir fikrin "basın ve yayın yoluyla" ifade edilmesini özel bir rejime tabi tutmak olacak iş değildir. Şu gerçekten saçma manzarayı hayal eden: Adamın birisi kahvede "halkı askerlikten soğutunca" 2 yıla kadar, kahvede söylediklerini internette açtığı sayfasında yayınlayınca 3 yıla kadar hapis talebiyle yargılanacak...

Bu meseleyi şu tespitle kapayabiliriz: Bir fikrin "basın ve yayın yoluyla" ifade edilmesi-açıklanması, ayrıca cezalandırılması gereken bir fiil değil tam tersine ("söz"ün ortada dolaşmasını, herkese açık olmasını sağlaması açısından) ödüllendirilmesi gereken bir fiildir.

Konu zengin, yarın devam ederiz...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi