T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
G Ü N D E M | 1 OCAK 2006 PAZAR | ||
|
Nabi'ye saygısızlık
Şair Nabi'nin kabrine 3 yıl önce Betül Topçubaşı'nın defnedildiği ortaya çıktı. Nabi'nin kitabesi sökülerek yerine, Betül Topçubaşı'yla birlikte Haydar ve Samia Süleymangiller'in mezar taşları konuldu.
SORUŞTURMA AÇILSIN Urfa milletvekili Mehmet Atilla Maraş, Nabi'nin mezarının başına gelenleri duyar duymaz İstanbul'daki Şanlıurfalılar Derneği Başkanı'nı arayarak olayın doğru olup olmadığını sorduğunu belirterek, "Doğruluğunu öğrenince, Mezarlıklar Müdürü'nü aradım. 'Benim zamanımda olmadı. Önceki yönetim zamanında oldu' cevabını aldım. Mezar açılıp yerine bir başkasının defnedilmesinin üzerinden 3 yıl geçmiş. Başkan Kadir Topbaş'a çağrıda bulunuyorum, soruşturma açtırsın ve sorumluları tespit ettirsin. Savcılara da çağrıda bulunuyorum. Hemen soruşturma açılması gerekir. Soruşturma açılmaz ve sorumlular tesbit edilmezse Meclis'i ayağa kaldırım" dedi.
SESSİZ SEDASIZ TAHRİP Şair üzerine doktora çalışması yapan ve Nabi'nin Divanı'nı yayına hazırlayan Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan ise yetkililerin konuyla ilgili ciddi bir girişimde bulunmadığını belirtti. Nâbî'nin İstanbul Karacaahmet'teki mezarının, sessiz sedasız bir şekilde tahrip edildiği haberini Şanlıurfa milletvekili Mehmet Atilla Maraş'tan öğrendiğini belirten Prof. Bilkan " Bu konuyu ilk kez gündeme getirip fotoğraf ve belgelerle duyuran kişi ise gazeteci Yusuf Kürkçüoğlu. Bir internet sitesindeki (www. sanliurfa.com) köşe yazısıyla durumu kamuoyuna duyuran Kürkçüoğlu, yetkililere haber verdiği halde, kimsenin bu durumla ilgilenmediğini belirtiyor" diye konuştu.
Divan şiirinin usta ismi Nâbî (1642-1712) Şanlıurfa'da doğdu. Asıl adı Yusuf'tur. 24 yaşında İstanbul'a geldi. Kendisini himaye eden Musahib Mustafa Paşa'nın ölümü üzerine İstanbul'dan ayrıldı. Halep'e gitti. Burada 25 yıl kadar kaldı. Rahat bir hayat yaşadı. 1710'da tekrar İstanbul'a döndü. Çeşitli devlet memurluklarında bulundu. İstanbul'da öldü. Döneminde üstat bir şair olarak kabul gördü. Nâbî, didaktik şiire önem verdi. Nabi'nin yayımlanmış Dîvân'ından başka bir Farsça Dîvânçe'si, Hayriyye, Hayrabad ve Surnâme adlarında üç mesnevisi bulunmaktadır.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |