T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 2 OCAK 2006 PAZARTESİ | ||
|
Fasılasız, yaklaşık 10 yıldır 'köşe yazısı' yazıyorum Yeni Şafak'ta. 'En eskiler' sınıfına girmesem de, öyle sanıyorum ki, 'eskiler' listesinde yer alabilecekler arasındayımdır. Bu süre zarfında bir patron, birkaç da yönetim değişikliği yaşadı Yeni Şafak. Yeni Şafak'ı hemcinslerinden ayıran çeşitli yönlerinin başında, bana göre, gazetenin kültürel dokuya ve verimliliğe verdiği önem ve öncelik geldi, dünden bugüne. Promosyon alanında, okuyucularına sadece kitap vermesi bunun bir göstergesiydi, örneğin. Yakînen biliyorum; sanat/edebiyat ilgililerinin olsun, kültür dünyasından haberdâr olanların olsun, gazeteyi ellerine aldıklarında ilk plânda göz atmak istedikleri sayfa kültür sayfasıydı. Zaman içinde orada da sorumluluk sahibi isimlerde değişmeler görüldü. Niteliği elbette tartışılır olsa da, Yeni Şafak kültür sayfası daima ilgi gördü, talep buldu, okundu, izlendi. Bilindiği gibi, son yönetim değişikliği ertesinde 'kültür sayfası'nın haftanın 7 günü çıkan sayısı azaltıldı ve işlevi de, sadece kitap tanıtma ve sinema sayfası biçimindeki iki alanla sınırlandırıldı. O sayfada köşe yazısı yazan diğer arkadaşları bilmem ama, kendi payıma, kültür sayfasının kaldırılmasından mutlu olduğumu söyleyemem. Örneğin, yazılarımın içeriği söz konusu olduğunda, pazartesi günleri kültür sayfası yerine 'gündem' başlığı altındaki bir sayfada köşe yazısı yazmak, benim açımdan açık bir 'bağlam' sorununu gündeme getirdi/getiriyor. Neyse.. Bu arada, ileride, gazetenin sayfa adedinin arttırılmasına ve dolayısıyla kültür sayfasının yeniden vücut bulmasına dair plânlamalar yapıldığını da kaydedelim. *** Yıllardır, çeşitli vesilelerle yönetim kademesinden arkadaşlarla bir araya geldiğimde, bazen söz döner-dolaşır, gazetenin bir 'kitap eki' verip veremeyeceği noktasında düğümlenir ve Mehmet Ocaktan, konuyu bağlarcasına hep aynı şeyi söylerdi: "Şu an için, teknik olarak baskı imkânlarımız elvermiyor buna. İmkâna kavuşursak, niye olmasın!.." Bu söz karşısında ne denebilirdi ki? Keşke o imkân günün birinde elde edilebilse, diye geçirirdim içimden.. Zira, özellikle son dönemlerde kimi gazetelerin kitap eki vermeleri, okur-yazar çevrelerde kendilerini prestijli kılmanın geçer akçesi gibiydi. Kaldı ki, Yeni Şafak, yapılanması gereği, kültür odaklı bir anlayışın mahsulü olduğunu unutamazdı. Kitap eki verme işini yıllardır yapan ve öyle sanıyorum ki, prestij elde etmenin yanında, özellikle yayın dünyasının reklâm pastasından hatırı sayılır miktarda gelir sağlayan birkaç gazetenin bu tutumunu daima gıptayla izledim. Doğrusu, başarılıydılar.. Yeni Şafak da, kendine özgü bir tavırla bir şekilde bu konsepte dahil olabilirdi elbette. Geçtiğimiz günlerde, gazetedeki arkadaşlardan hazırlanmakta olan 'kitap eki' için bir kitap yazısı siparişi alınca; önce şaşırdım, sonra sevindim. 'Kitap eki' haberi, tam anlamıyla bir sürpriz olmuştu benim açımdan.. Ve geçen hafta Perşembe günü, Fadime Özkan yönetiminde hazırlanan kitap ekinin ilk sayısı çıktı. Hayırlı olsun.. Okuyucu için doyurucu olduğunu umduğum ek, ayda bir kez yayımlanacak. Dilerim, zamanla yayın periyodu daha da kısalır. Çeşitli dosya konuları, söyleşiler, kitap tanıtma ve kitap dünyası üzerine yazılar, değerlendirmeler, haberler ve yeni çıkan kitapların listesiyle 48 sayfaya serpiştirilmiş ve ilk sayı için hiç de fena sayılmayacak kadar reklâm metni.. İşte bu!.. Yeni Şafak kitap ekinin, zaman içinde içerik çeşitliliği ve zenginliği kazanarak, daha kaliteli bir bünyeye kavuşacağını sanıyorum. Söylemek bile fazla: 'Kitap eki', Yeni Şafak'a, kayda değer bir oranda ilgi, prestij ve katma değer sağlayacaktır. Emeği geçenleri kutluyorum...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |