T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 2 OCAK 2006 PAZARTESİ | ||
|
İstanbul ile Ankara... Aynı ülkenin iki büyük kenti siyasete ilgi açısından bu kadar farklı mı olur? Bir süredir her iki kentte birden bulunmam gerektiği için sık sık bu şaşkınlığı yaşıyorum. Sonuncusunu da Süleyman Demirel yaşattı. Eski cumhurbaşkanı çıktığı bir televizyon programında siyasete dönme hazırlığı içinde olduğunu belli etti. Programı hazırlayan ve sunan Abbas Güçlü konuğunun niyetini 'Demirel siyasete dönüyor' başlığı altında Milliyet'te şöyle aktardı: "9. Cumhurbaşkanı Demirel, bir süre için ara verdiği siyasete yeniden dönüyor. Önceki gece, Genç Bakış'ta konuğumuz olan Demirel, 'Siyaset tek kapılıdır girilir, ama çıkılmaz. Ben siyaseti bırakmadım ki yeniden gireyim' değerlendirmesini yaptıktan sonra, siyasete yeniden döneceğinin çok net işaretlerini verdi." Bu haber İstanbul'a "Ya, öyle mi?" kayıtsızlığıyla yansıdı; konuyu açtığım kişileri iki dakikalığına bile tartışmanın içine çekemedim. Ankara'ya döndüğümde ise baktım, aynı haber oraya "YA, ÖYLE Mİ?" biçiminde yansımış... Şu günlerde TMSF'nin Demirel Ailesi üzerine gidileceği yönünde yeni açıklamaları oldu mu? Bu soruyu aklıma neredeyse hemen herkesin Süleyman Bey'in çıkışını farklı mecralara çekmesi getirdi. TMSF, el koyduğu Egebank'ın önde Murat Demirel görünse bile Demirel Ailesi ile irtibatlı olduğuna dair kanıtlar elde ettiğini açıklamıştı; bu yolda mahkemeden karar da çıktığını hatırlıyorum. Zaten bu sebeple, Murat Demirel'in içte ve dıştaki mal varlığına el konulduğu gibi, ailenin sahip olduğu şirketler ve emlâk de devletin eline geçti. Güniz Sokak'taki üç katlı eve bile istese el koyabilir TMSF. Bu yolda bir gelişme mi oldu yoksa? Kuşkusunu belli etse de, Ankara, eski cumhurbaşkanının 80'li yaşlarını sürdürdüğü halde siyasete kendisini ısındırmasına ciddi yaklaşıyor. Süleyman Bey'in vaktiyle kendisine rakip olmuş iki 'ihtiyar' siyaset adamından hayli etkilendiği bilinir: Celal Bayar ve İsmet İnönü. Her ikisi de siyasete ilgilerini hayata gözlerini kapayana kadar sürdürmüşlerdi. Onlarla mukayese edilirse 81 yaşındaki Demirel bugün 'genç' sayılabilir. Siyasetçiler ne kadar dolu dolu yaşasalar da gelişmeleri kenardan izlemeyi sevmiyorlar; bu yüzden olacak, Ankaralılar, Demirel'in niyetini ciddiye alıyor. Bir dostum, "Süleyman Bey'in bütün arzusu bir kez daha Çankaya'ya çıkmak" dedi bana. Bunun yolu da, bugünkü siyaset denklemini ve kuralları değiştirmekten geçiyor. Bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçimi 2007 mayısında; şimdiden hareketlenmesi o zamana kadar denklemi değiştirme zorunluğundan... Önce genel seçimi erkene aldırması gerekiyor Süleyman Bey'in; sandıktan da Ak Parti dışındaki partilerin çoğunluğu teşkil edeceği bir Meclis çıkarması... O Meclis cumhurbaşkanlığı ile ilgili anayasal kuralları değiştirirse Demirel bir kez daha Çankaya'ya çıkabilir... Nasrettin Hoca'nın evinin önündeki çalılara takılacak koyunların yününü satarak borç ödemesini mi hatırlattı bu öykü size? Her siyasetçide bir parça Nasrettin Hoca iyimserliği vardır zaten. Aslında bütün muhalefet partileri erken seçim istiyor. Demirel onların başarılı olacağına inansa herhalde ortaya atılmazdı. Projenin başarılı olabilmesi için DYP ile ANAP'ın birbirine yaklaşması şart; oysa o alanda hiçbir kıpırdama görülmüyor. Diğer partilere gidecek oyların da zâyi olmaması için daha geniş cepheci bir yaklaşıma ihtiyaç var. Demirel'in eski 'muhafazakâr' söylemine dönüşünün altında '5+5' için oluşturduğu eski koalisyonu canlandırma arzusu yatıyor. Acaba bizzat bir partinin başına mı geçer Süleyman Bey? Bir dostum, "Hayır" dedi ve ekledi: "Demokratik Parti ile Bayar ilişkisi tarzı vardır aklında; DP'nin lideri Ferruh Bozbeyli'ydi, ama seçim kampanyasının ağır topu Bayar'dı... Demirel meydanlara lider değil akıl hocası olarak çıkacaktır..." DYP lideri Mehmet Ağar ile Anavatan lideri Erkan Mumcu bu plana onay verirler ve farklı bir yapıda işbirliğine yanaşırlar mı? Çünkü Demirel'in çıkışını ciddiye alan Ankaralılar, yeni bir oluşumu da kaçınılmaz görüyor ve şu anda siyaset dışında bulunan bazı isimler üzerinde spekülasyon yapıyor. Güya, Demirel'in kafasında daha 'birleştirici' bir isim varmış... Ciddiye almasına ciddiye alıyor Demirel'in çıkışını Ankara, ancak yine de geçmişe bakarak onun nâmına fazla umutlu olamıyor. Altından kayan CHP'yi zora düşürmek için İsmet İnönü'nün yaptıkları sonuç vermemişti; Celal Bayar'ın meydanlara çıkması Demokratik Parti'yi başarılı kılmaya yetmemişti. Demirel'in siyasî manevra ustalığı teslim edilse de denklemi kökten değiştirmeyi başaracağı kuşkulara yol açıyor. İstanbul'un Demirel'e ilgisizliği Ankara'yı da etkiler mi acaba?
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |