T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S A Ğ L I K 16 OCAK 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Sağlıklı beslenme hastalığı ORTHOREKSİYA *

21. yüzyılın hastalığı "aşırı sağlıklı beslenme" olacak. İngiliz Yeme Bozuklukları Derneği, kanserojen madde içermeyen, hormonsuz ve katkısız besin tüketme takıntısı taşıyan ve abartılı bir sağlık endişesi olan "Orthoreksiya"yı, geleceğin hastalık olarak açıkladı.

* "Orthoreksiya Nervoza: Yunanca "Ortho" yani "Doğru" kelimesinden türemiş, bir yeme bozukluğu hastalığı
Dengeli beslenme, kolestrolsüz besinler, tam buğday ekmeği derken insanoğlu bu kezde aşırı sağlıklı beslenme hastalığıyla karşı karşıya kaldı. Zayıflığın ve atletik görünümün önem taşıdığı günümüzde özellikle büyük kentlerde yeme alışkanlıklarında aşırı titizlenme önümüzdeki yılların bir numaralı sağlık sorunu olacak. İngiliz Beslenme Bozuklukları Derneği (EDA) kanserojen madde içermeyen, hormonsuz ve katkısız besin tüketme takıntısı taşıyan, aşırı ve abartılı bir sağlık endişesi ve tam bir titizlik obsesyonu olan "Orthoreksiya"yı, çağımız insanının gelecekte en çok yakalanacağı bir yeme bozukluğu hastalığı olarak açıkladı.

Konuyu değerlendiren Prof. Dr. Arif Verimli, günümüzde güzellik kavramının, zayıf kadın ve atletik erkek üzerine kurulmasının bu hastalığın gelişiminde son derece etken olduğuna işaret ederek, bu hastalığın, özellikle büyük kentlerde beden imgesi ve bedeniyle ilgili takıntıları ağırlıklı düşünen, aşırı kaygılı ve takıntılı kişilik yapısında olan kişilerde görülen bir yeme bozukluğu olduğunu kaydetti.

GELECEĞİN HASTALIĞI

Prof. Dr. Arif Verimli, "Modern çağ hastalığı" olarak tanımladığı Orthoreksiya ile ilgili şu bilgileri verdi: "Kişi, her yediği yemeği abartılı bir şekilde kontrol eder. Ürünlerin ambalajlarını saatlerce inceler, o ürünün içinde kanserojen madde, hormon, boya, katkı maddesi olup olmadığına abartılı şekilde kafa yorar. Yiyeceklerin aşırı saf ve katkısız olmasına takıntılı bir titizlik içerisinde önem verir. Yemek konusunda inanılmaz sabit fikirlidirler ve yedikleri besinde 1 mg katkı maddesi olması endişesi hayatlarını karartır. Bu yüzden pek çok besini çiğ olarak yerler. Sağlıklı yemek yeme takıntısı hayatlarına o kadar çok hükmeder ki, pek çok ürünü tüketmekten vazgeçer ve ve kilo kaybetmeye başlarlar."

Hastalığın 10 yıl içerisinde büyük bir yaygınlık göstereceğini belirten Verimli, hastalığın ortaya çıkışında "özellikle çağımızdaki güzellik kavramının zayıflığa dayandırılmasının etken olduğunu kaydetti.

Kadınlarda daha çok görülüyor

Bazi kişilerin evlerinde inek besleyerek süt içmek ya da sebze yetiştirmek gibi takıntıları oluştuğunu söyleyen Verimli, hastalığın dünya üzerinde yaygınlığı henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte, onbinde 5 gibi bir rakamdan söz edildiğini belirtti. Prof. Dr. Arif Verimli, hastalığın kadınlarda erkeklerden 2 kat daha fazla görüldüğünü, bu sayının gelecek 10 yılda katlanarak artmasının beklendiğini vurgulayarak, "Bir psikiyatrist ve beslenme uzmanının konsültasyonu gerekir. Terapi ağırlıklı tedavi, başarılı sonuç verecektir" dedi.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi