T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 17 OCAK 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Hassasiyet iyi ama...

Derin devlet adına kurşun atan ve kurşun yiyenlerin her sahnesinde cirit attığı bir dizinin tekrar bölümlerinin bile reyting rekorları kırdığı bir ülkede Mehmet Ali Ağca konusunun ilgi görmesi herhalde kaçınılmaz. Dün GATA'ya uğradı Ağca ve doktorlar kendisini çürüğe çıkardılar; askerliğini yapması gerekmiyor... İlk tepkiyi sizler de kendi etrafınızdan almışsınızdır. Benim etrafımın genel kanaati şu soruda yatıyor: "Ya ne olacaktı?"

Türkiye'de 'derin devlet' de denilen bir örtülü yapılanma bulunduğu inancına dayanıyor bu kanaat. Devletin meşru güçlerinin göz yummasıyla (veya onlardan habersiz) oluşmuş paralel bir yapılanma söz konusu ve o yapılanma adına kullanılıp sürekli gölgede kalan vurucu güçler var. Bir çok bireysel ve kitlesel eylemi de o gölge güçler gerçekleştiriyor ve birinin başına bir şey geldiğinde o eleman korunuyor...

Bu kanaati besleyen bilgiler başka ülkelerde benzer örgütlerin deşifre olmasıyla elde edildi. CIA 14 NATO ülkesinde birer 'gizli örgüt' oluşturmuş. İtalya'da kendisine verilen ad olan 'Gladio' (kılıç), başka ülkelerde farklı adlar taşısa bile, bu örgütün adı olarak genel kabul gördü. İtalya'da Gladio 'devletin bekası' amaçlı kirli eylemlerde kullanıldı: Gladio üyesi olan kişiler suikastlar yaptı; Gladio tarafından yönlendirilen terör örgütleri bombalama eylemlerine karıştı.

Acaba Türkiye'de durum ne? Dizilere konu olmayı hak edecek paralel bir yapılanma, ya da yaygın adıyla 'derin devlet' var mı Türkiye'de? Susurluk'ta meydana gelen kaza böyle bir yapılanmanın varlığını düşündürdü; TBMM ve Başbakanlık tarafından ayrı ayrı hazırlanan raporlar ise böyle bir örgütün varolduğunu teyit etti. Geçen yılın sonlarında Şemdinli ve Yüksekova'da meydana gelen olaylara da bu açıdan yaklaşıldığı hepimizin mâlumu.

Mehmet Ali Ağca'nın henüz süresini doldurmadığı halde cezaevinden apar topar tahliye edilmesi ve arkasından meydana gelen gelişmeler, 'derin devlet' kavramıyla 'Gladio' adını yeniden popülerleştirdi. Günlerden beri gazetelerde Ağca ile 'derin devlet' arasında ilişki kuran ve ilişkiyi 'Gladio' türü bir yapılanmayla açıklayan haber ve yorumlar yayımlanıyor.

Genelkurmay Başkanlığı dün bir açıklama yaparak bundan duyduğu rahatsızlığı dışa vurdu. Genelkurmay bünyesindeki 'Özel Harp Dairesi'nin 27 Eylül 1952 tarihli bir kararla kurulduğu hatırlatılan açıklamada bugün 'Özel Kuvvetler Komutanlığı' adını taşıyan yapılanmanın amacı şöyle anlatılıyor: "Ülkemizin maruz kalabileceği bir saldırıda, mütecavize karşı çok hassas görevler icra etmek..." Medyada çıkan yazı ve yorumların "Soğuk Harp döneminde teşkil edilmiş ve diğer birçok ülkede de benzeri bulunan birime zarar verdiği ve vatan savunması hazırlıklarında zafiyete sebep olduğu" da aynı açıklamada yer alıyor...

Genelkurmay Başkanlığı'nın bu konuyu ciddiye alması yararlı. Ancak, zarar veren ve zâfiyete sebep olan, konuya ilişkin yazı ve yorumlar değil, hepimizin göz hizasında cereyan eden anlaşılması güç gelişmelerdir. Susurluk kazası, ya da Şemdinli-Yüksekova olayları olmasa, Mehmet Ali Ağca elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmaya başlamasa sakıncalı bulunan haber ve yorumlar yapılır mıydı? Elbette yapılmazdı. İnsanlar bilmedikleri ve akıllarının almadığı esrarengiz şeylerden rahatsızlık duyarlar...

Kaldı ki, şu günlerde piyasaya çıkan "Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler" adlı kitabında, Kemal Yamak, 'gölge yapılanma' hakkında ilginç ayrıntılar sunuyor. Söz konusu birimin hükümetlerin bilgisi dışında çalıştığı ve faaliyetlerini uzun bir süre ABD'den gelen parayla sürdürdüğü bilgisi o kitapta yer alıyor. Kitabın yazarının 'Özel Harp Dairesi'nde üst düzey sorumluluklar taşımış şimdi emekli bir orgeneral olduğunu unutmayalım.

Esas yapılması gereken, hassasiyetler hatırlatılarak haber ve yorumların önünü kesmeye çalışmak değil, yayınlara sebep olan gariplikleri ortadan kaldıracak gayretler içine girmektir. İşe Mehmet Ali Ağca etrafındaki esrarlı havayı dağıtmaya yarayacak soru işaretlerini ortadan kaldırmakla başlanabilir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi