T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 3 ŞUBAT 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Bekir HAZAR

Frene basacaksın! Çarparsın!...

Mehmet Ali Arbil, atv'deki programında öfkeliydi... Canlı yayında mikrofonlar çalışmıyordu.

Başladı söylenmeye... "Biz de İbrahim Tatlıses gibi bağıralım mı yayında... Hani öküz falan... Lafın nereye gittiği belli" dedi...

"Öküz"ü yuttuk...

Teknik servise veryansın etti "Herkes işini yapsın ulan" dedi..

"Ulan"ı da yuttuk...

"Dallamalar" dedi, çekilecek gibi değil ama bunu da sineye çektik...

Kimseden korkusu olmadığını söyleyip "Ben patronu bile tanımam bu konuda" dedi... Cesur adam dedik...

Sonra bir laf etti ...

"Allah'ı gelse öyle"...

İşte ben bunu yutamam... Ekranlarda milyonların önünde fazla ileri gitmeyeceksin... Frene basacaksın...

Mehmet Ali Erbil'e dikkatli olmasını ve yıllar sonra Star'da tekrar programa başlayan Güner Ümit ile tez zamanda muhabbete girmesini tavsiye ediyorum!...

* * *

Kurtlar Vadisi-Irak filminin galasında benim en çok dikkatimi çeken olay Amerikan askerleriydi...

Daha doğru Amerikan askeri kıyafeti giydirilerek, misafirleri kapıda karşılayan Türkler... "Bu kıyafetlerin içinde sıkılıyoruz ama ne yapalım" diyorlardı...

Bir arkadaşım "Amerikan askerlerinin içinden geçip sinemaya giriyoruz, bu çok çirkin, bu kadar da ABD hayranlığı kompleks olmaz ki" dedi...

"Olaya niye tersten bakmıyorsun... ABD askerleri bir Türk filminin gala kapısında, kapıcı yapılmış" karşılığını verdim...

Arkadaşım çok sevindi... Niye sevindi anlamadım!

* * *

Hayatı magazin olan bir adam...

Okan Bayülgen... Kimlerle nerede, hangi zamanlarda, neler yaşadı buna girmeyeceğim... Sayfa yetmez...

Ama programları vıcık vıcık magazin... Ne Murat Taşdemir-Banu Alkan kaldı... Ne Seda Sayan-Nihat Doğan ikilisi... Ne de canlı yayında, burada yazamadığım sözler sarfedip mahkemelik olduğu Lerzan Mutlu... Hülya Avşar da dahil magazin dünyasının tüm ünlüleri... Hepsini programına aldı. Aşklarını, ilişkilerini, hatta Lerzan'ın Zekeriya Beyaz'ı nasıl ısırdığını bile irdeledi...

Sonra kalktı Siyaset Meydanı'nda, magazincilere sallayıp... Etik, ilkeli ve ahlaklı yayıncılıktan dem vurup, ordinaryus profesör takıldı, akademik konuşmalar yapıp..."Hepimiz trene bakar gibi televizyona bakıyoruz" diyerek mümtaz Türk halkına ders verdi...

Köküne kadar magazin yapan bir adam... Magazine sallıyor...

Halbuki... Türkiye'ye magazinden bööö gelmesinin tek nedeni...

Magazin dışında olup, etik-tetik takılan anti magazincilerdir...

Hayatlarını magazine boyayanlar yani...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi