T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 5 ŞUBAT 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Ateşle oynuyorlar

Şimdi, güya "Bilseydik yayımlamazdık" açıklamasını yapıyor, ama 30 Eylül 2005 tarihinde rencide edici karikatürlere sayfalarında yer verdiklerinde, Jyllands-Posten gazetesi yöneticileri, yaptıklarının tepki çekeceğini pekâlâ biliyorlardı. Bilmek ne demek, tepkiyi bekliyorlardı.

Karikatürlerin yayım sebebini, "Müslümanların geleneğinin Peygamber'i resmetmeyi yasakladığını biliyoruz; bu meydan okumayla, Danimarka'da ifade özgürlüğü bulunup bulunmadığını test etmek amacındayız" diye açıklıyordu gazete. Yayın yönetmeni Carsten Juste, "Batı dünyasının bir çok yerinde hüküm süren oto-sansüre meydan okuma" amacıyla karikatürleri yayımladığını yazmıştı. Tepkiler başlayıp özür talep edilince, Juste, yine aynı gerekçeyle özür dilemeye de karşı çıktı.

Jyllands-Posten Danimarka'da 'sağcı-muhafazakâr' bir gazete. Onun İslâmî değerlere meydan okuma girişimini, Norveç'te Magazinet adlı bir dergi, aynı karikatürleri 10 Ocak 2006 tarihinde sayfalarına taşıyarak sürdürdü. Magazinet ise 'sağcı-Hıristiyan' bir dergi. Derginin yayın yönetmeni Vebjoern Selbekk de, bu 'eylemi', basın özgürlüğü bahanesi ardına sığınarak açıkladı. Onlarla dayanışma amacıyla karikatürleri basan başka ülkelerden yayın organlarına bakıldığında, benzer bir tablo ortaya çıkıyor: Bu, hiç kuşku yok, belli görüşteki bir çizginin 'kışkırtıcı' eylemi...

Büyük tepkilere yol açan karikatürleri çizenlerden dördü, Dagen Nyheter'e, gazetenin üzerlerinde uyguladığı mânevî baskı sonucu çizimi üstlendiklerini söylemiş. Kötü niyet daha en baştan sırıtıyor...

Norveç'teki derginin 'Hıristiyan' görüntüsü, bazı gazete/dergi yayıncılarının etnik kökeni yanıltıcı sonuçlar çıkarmaya sebep olmasın: Karikatürler yoluyla 'kışkırtıcı' eylemlere soyunanlara İslâm Dünyası dışından yöneltilen en ciddi eleştiri kilise kuruluşları ve Musevi cemaatlarından geldi. Vatikan'dan bir kardinal ile bazı örgütlü din kuruluşları 'kutsala saygısızlığı' kınayan açıklamalar yaptı. Tıpkı Türkiye Hahambaşılığı gibi Anti-Defamation League adlı Musevi kuruluşu da, olayı, 'tahammül edilemez' bulduğunu duyurdu.

Yayın yönetmenlerinin tepkilere yol açacağını bildikleri bir konuda aldıkları tavrı gazetelerinin patronlarıyla önceden paylaşmamaları dikkat çeken bir gariplik... Karikatürleri yayımlayan Fransız ve Ürdün gazetelerinin sahipleri, yayın yönetmenlerini kapının önüne koymakta tereddüt göstermediler. Garabeti büyüten bir başka noktaya daha dikkat: Şimdiye kadar iki gazete yönetmeni karikatürler yüzünden işini kaybetti; 'basın özgürlüğü' ve 'ifade özgürlüğü' ilkeleri ardına saklananlar, basın özgürlüğünü alenî çiğneyen kovma kararlarından söz bile etmiyorlar...

Belli ki, dert, karikatürlerin yayımıyla kitleleri kışkırtmak...

Eş zamanlı bir gelişme de, bazı ülkelerin, yıllardır o ülkelerde yaşayan Müslüman azınlığa yönelik daha önce hiç düşünülmemiş kısıtlayıcı düzenlemelere gitmeleri: Almanya'da Türkçe okullarda seçmeli ders olmaktan çıkartılıyor ve dinderslerinin Almanca verilmesi zorunlu hale getiriliyor; bazı eyaletlerde vatandaş olacaklara 'vicdan testi' adı altında tuhaf sorular soruluyor... Hollanda'da sokakta Hollanda dili dışında bir dille konuşmak yasaklanıyor... Danimarka ve Norveç'teki Müslüman kökenliler yeni çıkan yasalarla bazı temel haklarından mahrum edildiler bile...

Bu tabloya bakıldığında ortaya çıkan sonuç şu: Bir-iki densizin karikatürle sabır zorlama girişimi değil karşımızdaki, çok daha köklü ve kapsamlı bir plan bu ve hükümetler de mâsum değil... Karikatürlerin öncelikle ve özellikle, şu sıralarda Müslüman azınlıklarının temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya giden Avrupa ülkelerinde yayımlanması, girişimin farklı bir amaca hizmet ettiğine işaret ediyor. Danimarka ve Norveç başbakanlarının ağız kalabalığıyla 'kutsala saygısızlık' konusunda özür dilemekten kaçınmalarının da başka bir anlamı yok.

Birinin bunu yapanlara ateşle oynadıklarını hatırlatması şart.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi