T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 21 ŞUBAT 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Göz açık, ama önyargısız...

Önyargıya en az tahammüllü alandır dış politika alanı; oysa bizde neredeyse bütünüyle ideolojik önyargılarla değerlendirilir. Bunu en son Hamas lideri Halid Meşal'in Ankara ziyareti sırasında bizim medyaya yansıyan izlenimlerde gördük. Bu sebeple olacak, Kıbrıs konusunda uluslararası arenada meydana gelmekte olan köklü değişim fark edilemiyor...

Aslına bakılırsa Kıbrıs konusunda Batılıların yatacak yeri yok. Annan Planı Rumların ayak sürümesi sebebiyle akamete uğradı; plana şaşı bakması gerekirken büyük çoğunluğuyla sahip çıkan Türk tarafına "Aferin" diyen pek olmadı. Birleşmiş Milletler (BM) de, kendi genel sekreterinin imzasını taşıyan planın arkasında durmadı, duramadı. Avrupa Birliği (AB) ise mızıkçılık eden tarafa haddini bildirecek yerde, işin kolayına kaçıp, Rum taleplerini Türkiye'ye tebliğ etmekle yetiniyor.

İdeoloji bu noktada devreye giriyor ve BM, AB veya bütün Batı üzerinde Türk tezlerini kabul ettirmek için kullanılması gerekirken, bu tablo, "Kıbrıs satılıyor" gibi anlamsız bir önyargıya âlet ediliyor. Oysa, Kıbrıs sorunu, Türk tezleri bakımından, hiç bu kadar rahat savunulabilecek halde olmamıştı. Birbiri ardına sergilenen hamleler sayesinde, Türkiye ve adanın kuzeyinde yaşayan Türkler, dış politik dengeler bakımından, öncesiyle mukayese edilemeyecek haklılıkta görünüyor bugün...

Öyle olduğu içindir ki, Rum lider Tassos Papadopulos ve sözcüleri, ne zaman ağızlarını açsalar, AB üyesi olarak, Türkiye'nin AB ile müzakeresini her aşamada veto etme hakları olduğunu hatırlatma ihtiyacı duyuyorlar. Papadopulos yakında BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüşecek; New York'ta karşılaşacağı muameleyi tahmin edebildiği için, daha şimdiden ortamı bulandıracak açıklamalar yapmaya başladı. İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw'un adayı ziyaretinde KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile çektirdiği fotoğrafı masasının çekmecesinde saklayıp ara sıra bakıyorsa, Papadopulos, gördüğüne inanamıyor olmalı.

BM, AB ve ABD, hükümet adına Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün anahatlarını kısa süre önce açıkladığı 'çözüm paketi' etrafında bir uzlaşma için hazırlık içerisinde. Yunanistan'da Başbakan Kostas Mitsotakis, daha önce "Kıbrıs'ta iki devletli çözüm neden düşünülmesin" diyen Dora Bakoyannis'i dışişleri bakanlığı koltuğuna oturtarak, kendi ince ayarını yapmış oldu.

Kıbrıs'ta kalıcı ve tatmin edici bir çözüme hayli yakınız.

Türk tezleri etrafında uzlaşma sağlayarak çözümü yakalayabilmek için, her şeyden önce, ideolojik körleşmeye sebep olan önyargılardan kurtulmamız gerekiyor. Türkiye yakın tarihinde hiç bugünkü kadar çıkarlarını dış politika alanında koruyabilecek güçte olmamıştı; bu gücünü en fazla kullanması gereken ihtilâf elbette Kıbrıs olacaktır. Kıbrıs'ın çözüme yeşil ışık yakmış halkıyla ve o halkın işbaşına getirdiği siyasî kadrolarıyla birlikte aranacaktır bu çözüm. Ancak, bu süreçten maksimum faydayla çıkabilmenin ve bugüne kadar sürdürülen çizgiyi nihâî noktasına taşımanın önemli bir şartı var: Önyargıları bir tarafa bırakmak... Akıl almaz iddialarla ortamı bulandıranlara kulak tıkamayı bilmeliyiz.

Kafaları aksine şartlandığı için bunu yapmakta zorlananlar şu soru üzerinde düşünmeliler: Kıbrıs'ta işler Rumlar lehine gelişiyorsa, Tassos Papadopulos neden ikide bir Türkiye'yi 'veto' kartını elinde tuttuğunu hatırlatma ihtiyacı duyuyor?

Sadece Türkiye ve Kıbrıs Türkü'nün bugüne kadar katlanılan fedakârlığın karşılığını alması açısından değil, adada kalıcı bir çözüme ulaşmak, Batı açısından da bir itibar yenileme vesilesidir. Uluslararası ihtilâfların geride bırakılabilecği güveni, başka yerlerden önce belli bir olgunluğa kavuşmuş Kıbrıs sorununda âdil ve kalıcı bir çözüme kavuşulmasıyla daha kolay elde edilebilir.

Yeter ki, bizler, ideolojik körlük yapan önyargılarımızdan vazgeçebilelim.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi