T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 3 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ | ||
|
Bir gece, iki günlük Karadeniz gezisinin yorgunluğu var üzerimde. Bendeniz böyle hızlı programlara uyum sağlamakta zorlanırım. Gezi dediğin biraz rahat olacak, geniş zamana yayılacak. Tadını çıkartarak dolaşacaksın. Etrafı iyice gezecek, tanıyacaksın ki gittiğine değsin. Ancak iş kapsamında değerlendirilirse, kısa zamana sıkıştırılmış programlar da nefes almak için bir fırsat sayılır. İstanbul Ticaret Odası heyeti ve dört gazeteci arkadaşla birlikte Trabzon ve Rize'yi dolaştık. Çamlıhemşin'de Fırtına Deresi, Ayder Yaylası, Maçka'da Sümela Manastırı, büyüleyici güzelliğiyle yine başımızı döndürdü. Aramızda oraları ilk defa görenlerimiz de vardı. Onlar, bir dahaki gidişlerinde kullanacaklar 'yine'yi. Bu gezinin asıl maksadı Trabzon'da Dünya Ticaret Merkezi'nin temelini atmak olarak özetlenebilir. Projede 450 yatak kapasiteli bir de otel bulunuyor. Karadeniz bölgesinde turizm yeni yeni gelişiyor. Bu bakımdan çok sayıda otele ve pansiyona ihtiyaç var. Halen yetersiz durumda olan yatak sayısının artması, konaklama imkânlarının genişletilmesi gerekiyor. Temel atma töreninde Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'le birlikte bölge milletvekilleri, valiler, bürokratlar, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, Müsiad eski başkanı Ali Bayramoğlu ve diğer sivil toplum kuruluşlarının mensupları, projeyi üstlenen Sümela İnşaat ile Akfen Holding yöneticileri hazır bulundular ve birer konuşma yaptılar. Söyledikleri birbirinden farklı olmamasına rağmen kimse kusur kalmadı, herkes aynı cümleleri kullanarak sırayla konuştu. İnşallah inşaat kısa zamanda tamamlanır da bir de açılışını görürüz. Açılış töreninde kurdelenin yirmi parçaya bölüneceğinden ve yine uzun konuşmalar yapılacağından eminim. Fakat haksızlık etmemek lâzım, böyle büyük işlere imza atanların istedikleri kadar konuşmaya hakları vardır. Biz hiçbir şey yapmadıkları halde saatlerce konuşanları gördük ve onlar yıllarca kafalarımızı ütülemekten geri durmadılar. Ülkeye hizmet edenleri dinlemek ve alkışlamak vazifemizdir. Temeli atılan DTM, Karadeniz'in en büyük ticaret merkezi olacak ve 500 kişiye istihdam sağlayacak. Yirmi milyon dolara mal olacak beş yıldızlı otel ise en az 300 kişi çalıştıracak. Buna benzer yatırımların ve beraberinde pahalı olmayan otel, motel ve pansiyon sayısının da çoğalması durumunda, Karadeniz'e gelen yerli ve yabancı turist sayısında artma görülecektir. Çünkü tarım alanı sınırlı, sanayi yetersiz olunca, turizm en önemli gelir kaynağı olarak öne çıkıyor ister istemez. O kaynağı iyi değerlendirmek için de iki temel konuyu layıkıyla halletmek gerekiyor. Biri ulaşım, diğeri konaklama. Karadeniz otoyolu tamamlanmak üzere olduğuna göre, geriye, her kesimden müşteriye hitap edecek kapasitede oteller yapmak kalıyor. Karadeniz'deki yüzlerce yayla, binlerce vadi, dere, tepe arasından birkaç tanesi meşhur olmuş. Turizmin yalnızca deniz-kum-güneş olmadığını, yayla turizminin gittikçe önem kazandığını biliyoruz. Önümüzdeki yıllarda "Yaylalar, yaylalar..." diyerek Karadeniz'e akın edecek olanlar, şimdiden bilsin ki onları harika yerler karşılayacak. İsteyen derelerde rafting yapacak, isteyen dağlarda kayak. Ve Karadeniz'e isteyen karadan gidecek, isteyen denizden, isteyen havadan. Son cümle: Kara güzel, deniz güzel, hava güzel.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |