T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 10 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fikri AKYÜZ

Bu yazı, Bülent Arınç'a hakarettir..

Askerlik vazifesini yaptığım sırada astsubay, bir arkadaşımıza "Sen salaksın" dediğinde, arkadaşım biraz da askerlik psikolojisinin verdiği heyecanla "Haklısın komutanım" der demez, astsubay "Ulan sen bir ast olarak benim haklı ya da haksız olduğuma nasıl karar verirsin?" diyerek bir tokat daha atmıştı.

Dün bazı gazetelerde iki haber öne çıkarıldı. Bunlardan birincisi Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen etkinlikte 10.Yıl Marşı'nın çalınmaması; diğeri ise Tunceli'de halk oyunları ekibindeki kızların başları örtülü bir şekilde gösteri yapmış olmasıydı. Bu iki haberi okuyunca aklıma yukarıdaki komutan geldi.

'28 Şubat'ın Sabahçıları' olan bugünün 'Vatancıları', bu iki haberi öne çıkarmakla kalmamış, haberlere "Arınç'ın ev sahibi olduğu Dolmabahçe'de.." ve "Arınç'ın önünde yapılan folklar gösterisinde.." diye giriş, pardon 'dalış' yaparak TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı da öne çekmişler.

Yani, "Bülent Arınç, Dolmabahçe'de 10.Yıl Marşı'nı çaldırmadı; Tunceli'de ise halk oyunları ekibindeki kızların başını kapattırdı.." demek istemişler. Mustafa Mutlu ise köşesindeki yazıya "Türk'üz demekten korkan kim?" diye bir başlık koyarak, güya Bülent Arınç ve AK Parti yöneticilerinin, kendilerine Türk demekten korktuğunu ima etmiş.

Şimdi, bu ne oluyor? 10. Yıl Marşı milli marş mıdır? 'Çalınmayan ya da çalınmaması teklif dahi edilemeyen' bir marş mıdır? "Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi.." demek, ne demektir; böylesine bozuk bir Türkçe ile kaleme alınmış bir marşı söyleyince Türklük avdet mi eder? 28 Şubat'ın civcivli zamanlarında bir general İstiklal Marşı Şairi'ne "çöl bedevisi" derken, bunu söyleyen sırf bir üst düzey general olduğu için o dönemin Sabah gazetesinde bunu eleştirmeyenler yine aynı üst düzey kadro değil miydi?

Gazetecilik; Türklük, laiklik, Atatürkçülük gibi kavramları don lastiği gibi çekiştirerek toplumsal mutabakatı yerle yeksan etmek midir? 10.Yıl Marşı deyince akla ilk gelen sanatçılardan Kenan Doğulu'yu ya da Vatan gazetesi yazarı Zülfü Livaneli'yi Dolmabahçe'deki etkinliklere çağıran kadro, Bülent Arınç'ın atadığı kadro değil mi?

Bülent Arınç'ı veya AK Parti yöneticilerini 'Türk'üz demekten korkan.." kişiler olarak tavsif etmek, tasvip edilecek bir yazarlık anlayışı mıdır? Ama geliniz, gelmekle kalmayıp görünüz ki bu 'şahsiyetler', "1. Dünya Savaşı'nda Almanya yenildiği için biz de yenilmiş olduk.." diyen bir kültürle hemhal olmuşlardır. (O yüzden bunların gazetelerinin spor sayfalarında, "2002 yılında Türkiye yarı final maçını kazanamayarak FİFA 3.'sü olduğu için, 2006 yılında Almanya da yarı final maçını kazanamayarak FİFA 3.sü oldu" diye yazarsa, şaşmayacağım!)

Evet, Tunceli'deki halk oyunları gösterisinde, ekipteki kızların başlarının örtülü olmasını dile dolamak da bu tahrik ve tahkir edici üslubun bir başka tezahürüdür. TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın "Arkadaşlar, şu kızların başını kapatın da öyle izleyelim.." diyecek kadar kendinden geçmiş bir yönetici olduğuna inanacak kaç kişi vardır? O kızların daha önceki gösterilerinden bir fotoğraf bularak "Bakın, daha önce başları açıkmış.." diyenler, oryantal star yarışmalarında çıkan kızların gerçek hayatında hep 'soyunuk' olduğunu mu sanıyorlar. Ya da 'Anadolu Ateşi' adlı o muhteşem ekibin tüm oyunları, başı açık mı oynandı?

Çok şükür ki, Atatürk Dolmabahçe'de vefat etti. (Bu cümledeki 'Dolmabahçe'de' kelimesini atlayıp 'Çok şükür ki Atatürk vefat etti..' şeklinde okuyanlar olursa 10 Kasım 2006 saat 9.05'e kadar kahrımdan ağlayacağım!) Evet, çok şükür ki Atatürk Dolmabahçe'de vefat etti. Aksi halde Bülent Arınç, Dolmabahçe Sarayı'nın 150. yıl kutlamalarını organize ettiği için bu kez kalkıp "Bunlar Osmanlı'yı, dolayısıyla hilafeti hortlatmak istiyor" bile diyebilirlerdi. 'Tunç göğüslü siperciler' bunu der mi? Der..


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi