T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 28 TEMMUZ 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Olanda hayır vardır

Komik bir şeyler olmalı, tam da bugünlerde, hep beraber gülebileceğimiz. Şöyle karnımızı tuta tuta.

Bir siyaset adamının yaptığı gaftan...

Yolda yürüyen birinin ayağı takılıp düşmesinden... (Bunun neresi komiktir bilinmez ama insanlar güler işte yere düşen birine.)

Bir dekanın internette tanıdığı bir kadına milyarlarını kaptırmasından...

Bir gazetecinin tongaya basmasından...

Bir başbakanın, dolandırıcının birine örtülü ödenekten bol miktarda para aktarmasından...

Ve bugüne kadar bildiğimiz, rastladığımız, duyduğumuz bütün komik olaylardan daha komik bir sahneyle karşılaşmayız ki cümbür cemaat gülebilelim.

* * *

Güzel bir şeyler olmalı, tam da bugünlerde.

Hep beraber mutluluk duyabileceğimiz, sevinebileceğimiz türden.

İnce belli bardakta sıcak bir çaydan...

Yatmadan önce içilen ılık bir sütten...

Bir çocuğun yüzümüze bakıp gülümsemesinden...

Ezan çiçeğinin akşam ezanı okunurken birden bire açıvermesinden...

Suların çağlayandan dökülmesinden...

Güvercin kanadına mektup yazılmasından...

Uzaktaki yakınımızın âniden çıkıp gelmesinden daha güzel bir şeyler olmalı ki beraberce uçabilelim sevinçten.

Havalara zıplayabilelim.

Hiç sevinmediğimiz kadar sevinebilelim, gönlümüzce coşabilelim.

* * *

Öyle çok ihtiyacımız var ki...

Komik, güzel, iyi, faydalı olana duyduğumuz ihtiyacı, teferruatıyla anlatmaya gücüm yok.

Fakat eminim, siz söyleyemediklerimi de anlamaktasınız.

Zaten anlamasanız, gözleriniz ne diye dolaşsın şu kargacık burgacık satırlarda...

Dudaklarınıza minik bir tebessüm niye yerleşsin...

Zihniniz niye güzel sahnelerin hayaliyle meşgul olsun...

Değil mi ama?

Mutlaka anlarsınız.

* * *

Fakat işte görüyorsunuz, duyuyorsunuz hiç de güzel işler dönmüyor şu günlerde.

İçimizde ve etrafımızda ateş çemberi.

Kimi yerde kan gövdeyi götürüyor...

Kimi yerde gövde kanı götüremiyor.

Bir yerlerde mayınlar patlıyor...

Bir yerlerde bombalar düşüyor, kurşunlar yağıyor.

Adına misket diyorlar bir de dalga geçer gibi.

O misketlerle çocuklar ölüyor.

Oysa o çocuklar bilmezler mi gerçek misketlerle, bilyelerle, cillilerle oynamayı?

Çember çevirmeyi, çelik çomağı, top peşinde koşmayı.

Çok iyi bilirler ama...

Ne çare toplar o çocukların peşinde koşuyor.

Ve o topların gülleleri çocuklara ölüm kusuyor aralıksız.

* * *

Aramızdan birileri de çıkmış, "Bu savaş bizim savaşımız değil" diyorlar.

Doğrudur.

Bu savaş onların savaşı değildir.

Aksini iddia edecek halimiz yok ya!

Din kardeşliğinin masal olduğunu düşünen birine ne söyleyebilirsiniz ey aziz okurlar?

* * *

Elimde tek silahım var, dua.

Ben de sizin gibi ellerimi açıp yalvarıyorum Alemlerin Rabbına.

Belki biraz da toplanan yardımlara katılabilirim, o kadar.

Yarın ne olur, orası şimdilik meçhul.

Biliyorum ki başımıza gelen her şey, öyle gerektiği içindir.

Daha azını yahut daha fazlasını haketmediğimizdendir.

Biliyorum ki olanda hayır vardır.

Ve daha iyisi için çabalamak gerektiğini biliyorum.

Yine de...

Komik ve güzel birşeylerle karşılaşsaydık tam da bugünlerde, ne harika olurdu.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi