Metrobüs, Marmaray vb. gibi ulaşım araçları her ne kadar ciddi bir nefes aldırsa da kimi mecburiyetten kimisiyse rahatına düşkünlüğünden işine veya gideceği yer neresiyse oraya özel araçla giden ve bu sebeple her gün ortalama 4-5 saatini trafikte yitiren on binlerce kişinin yaşadığı bir şehirde ikamet ediyorsanız eğer, o şehrin en önemli sorunlarının başında trafiğin geldiğini biliyorsunuzdur. Saatte ortalama 20 kilometre hızla ilerleyen araçlar, her yönünüzü saran korna sesleri ve tabii ki her gün etmeniz muhtemel bir kavga ya da iyi ihtimalle söz dalaşı... Herhalde Orhan Veli bugünleri görseydi, 'İstanbul'u dinliyorum kulaklarımda dinmeyen bir uğultu' derdi.
Peki, bu trafik sorunu acaba yakın gelecekte tarihe karışır mı? İşte şimdiki haberimiz bizi az da olsa umutlandıran cinsten bir gelişme. Paylaşalım bakalım...
Bugün Detroit'te düzenlenen TU-Automotive konferansında oldukça ilginç bir ürün tanıtımına denk geldik. INRIX firması tarafından üretilen ve dilimize 'gerçek zamanlı park cihazı' olarak çevirebileceğimiz türden bir işlevsellik sunan ürün adından da anlaşılacağı gibi park sorununu kökünden çözme iddiası güdüyor.
Şöyle ki, anlık olarak ve eş zamanlı biçimde onlarca kaynaktan yol durumu bilgisi alan bu cihaz tüm bu bilgileri sentezleyip sürücüyü anlık olarak uyarmak ve bilgilendirmekle mükellef. Yine ürünün ana görevlerinden bir diğeri ise, aracın girdiği sokaklardaki veya o sokakların çevresindeki tüm park alanlarını tarayıp müsait park yerlerini sürücüye haber vermek. Üstelik alet müsait park yerlerini tararken aracımızın boyutlarını ve var olan boşluğu birlikte hesaplayarak bizi bilgilendiriyor. Dahası çevremizdeki tüm park yerlerini ücretli/ücretsiz/otopark hesabına göre ayırıp bize ücret bilgilendirmesini de geçen sistem tüm bunları görsel veriler ve anlık imajlarla da destekliyor.
INRIX'in ilk iş ortağı gelecek sene satışa sunacağı i3 ve üzeri serilerinde bu sisteme yer vereceğini açıklayan BMW olurken, aralarında Audi, Opel ve Toyota gibi dev isimlerin de bulunduğu pek çok üreticinin sisteme entegre olabileceğine yönelik tahminler de mevcut. Ki eğer bu senaryo gerçekleşirse üye firmalar arası dev bir ağ oluşturulup iletişimin mevcut kaynaklara ek olarak bu ağ üzerinden de sürdürülebileceği belirtiliyor.
İlk olarak Seattle, San Francisco, Vancouver, Amsterdam, Köln ve Kopenhag şehirlerinde pilot uygulanmaya başlanacağı belirtilen sistem, bu yıl sonu itibarı ile hizmet alanını toplamda 23 şehre yayılacak imiş.
Bu arada yukarıdaki şehirlerden hiç birisinin toplam nüfusunun 1.5 milyonu bile bulmadığının altını çizelim. Örneğin Amsterdam'ın toplam nüfusu 750 bin kişi dolayındayken, San Francisco'da 1 milyon civarı kişi yaşıyor. Keza diğerlerinde de rakamlar aşağı yukarı aynı.
Peki ya İstanbul'da durum ne?
İstanbul'un nüfusu 15 milyona yaklaşıyor. Dahası İstanbul'daki araç sayısı 3.5 milyon dolayında. Yani yukarıdaki şehirlerde yaşayan insanların iki üç katı kadar aracın yer aldığı bir şehir İstanbul!
Haliyle dünyadaki tüm şehirlerden çok asıl bizim bu tür uygulamalara ihtiyacımız var...
