11 Eylül saldırısının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, bünyesinde muhafaza ettiği şaibelerle nasıl inandırıcı bulunmuyorsa “Paris Saldırısı” da aynı hükümdedir. Bu yönüyle incelendiğinde küresel anlamda yeni bir milat değil ancak şiddetli bir depremin artçı sarsıntısı olarak anlamlandırılabilir. Senaryosu eski ABD-İsrail yapımı “11 Eylül” isimli filmin Fransızca versiyonunu izliyoruz hepsi bu.
Sovyet Rusya’nın dağılması sonrası, tek kutuplu hale gelen dünyanın termodinamik sistemi; Büyük Şeytan’ın siyaset mühendisliği ile yeni bir kutup oluşturma ihtiyacı duymuştur. Bu ihtiyacı gidermek adına, sergilenen çabanın nihai gayesine hizmet amacı güden algısal operasyonun başkaca bir amacı yoktur. Bu operasyonel faaliyetin çıktısı olan İSLAMİ TERÖR inandırıcılıktan uzak, yapay ve algısallıktan öte bir yöne ve derinliğe sahip değildir. Aynı düzlem üzerinde yer alan Fransa hattında oblik faylar (blok kırılma düzlemi hem yatay hem dikey yönde hareket ediyor manasında) oluşturmak ve bu süreği ile yeni fay kırıkları oluşturmak, sadece petrol müptelalarının işine gelmektedir.