Başbakan Ahmet Davutoğlu, 8 Haziran'da hükümet programında öncelikle devreye alacakları 10 maddeyi açıkladı:
“Birlikte oturup şimdiye kadar gerçekleşmemiş bir şeyi birlikte yapmaya çalışalım. Sivil bir anayasa... Muhalefet partilerine çağrı yapacağım, gerekirse biraraya gelelim, şimdiden bunu davet olarak kabul edebilirler. İnsan onuruna dayalı bir özgürlükçülük anlayışından güçler ayrılık prensibine, başkanlığa kadar bir perspektif var ama biz bunu kimseye empoze edecek değiliz. Herkes kendi elindekini ortaya koysun ve makul, iletişime açık bir şekilde yeni bir anayasanın temellerini atalım.”
“Seçimin neticesi ne olursa olsun çözüm süreci devam edecek. Süreç kendi doğası içinde seyrediyor. Hiçbir zaman kesilmedi. Ancak sürecin kilitlendiği yer 'silahsızlanma'. Silahlar bırakılacak mı, bırakılmayacak mı? Bize çıkıp söylemeleri lazım. 'Biz silahı bırakacağız' dediklerinde, Türkiye demokratik bir ülke, her şey konuşulur. Hiçbir sınır tanımadan. Ama 'benim elimde silah olacak, ben de bu silahı istediğim zaman kullanacağım, 7 Haziran'da barajı aşarsam ne ala ama aşamazsam silahlı mücadele edeceğim' gibi bir yaklaşımla gelinirse işte o zaman çözüm süreci bizim öngördüğümüz doğrultuda devam eder ama sürecin muhatabı olmak niteliğini bu unsurlar kaybeder.”
“Toplumun bütün kesimlerinin, görüşlerini ifade edebileceği, bir iletişimin canlı olacağı bir dönem. Alevi vatandaşlarımızın sorunları başta olmak üzere farklı inanç gruplarının talepleri... Derdi olan herkesle yeni bir iletişim kanalının açılması... Ancak bunu seçim döneminde yapmak istemem, çünkü bunun seçim malzemesi gibi görülmesini ben arzu etmem. İnsan haklarıyla ilgili konular, seçim malzemesi gibi yansıtılamaz.”
“Çözüm süreci ve güvenlikle ilgili mekanizmaları hayata geçirmiştik. Yeni dönemde bir de ekonomi yönetimi mekanizması şeklinde, bizzat başkanlığımda ve ekonomiyle ilgili bütün birimlerin olduğu, ekonomide yapısal dönüşümü takip eden bir mekanizma kuracağız. Burada da o büyük ekonomik yapısal dönüşümü tek tek takip edeceğiz. Çünkü o yapısal dönüşüm bizi orta gelir tuzağından çıkaracak olan temel konu.”
“Geleceğe dönük en önemli meselemiz ekonomik istihdamı artırmak, özellikle de gençlerin istihdamı. Türkiye istihdamı en iyi şekilde arttıran ülkelerden biri ama yetmiyor. Nüfusumuz daha hızlı artıyor. Mesleki eğitimi tümüyle gözden geçirip, özel sektörle Milli Eğitim'in, hükümetin birlikte oluşturacağı bir ara model geliştirmeyi düşünüyorum. Üniversiteli işsiz durumuna düşmeyecek şekilde, herkesin süratle istihdama katılacağı bir model. Organize sanayi bölgelerinin hepsini istihdam okulları halinde düşüneceğiz. Yani tekstil organize sanayi bölgesi ise oradaki işadamları ile birlikte tekstil okulu kuracağız. Süratle ara elemanı oradan istihdam edecek şekle sokacağız. Bunların hepsi de genç istihdamı olacak. 15-17-18 yaşlarında meslek yüksek okullarına daha sonra gidecek öğrenciler, daha erken yaşta süratle istihdama sevk edilecek.”
“Taşeron sorununu kökünden çözeceğiz. Bu, dinledikçe üzüldüğüm hususlardan biridir. Bir yan sektör, istihdam alanı oluşmuş. Denetimi için çok tedbir alınmış ama önümüzdeki dönemde bunun netliğe kavuşması lazım. Asıl işte çalışan hiç kimse taşeron işçisi olmayacak. Bunun tasnifini yapacağız, kategorilerini kesin olarak ayıracağız.”
“Önümüzdeki dönemde özellikle siyasetin, ekonominin ve siyaset-ekonomi ilişkilerini tanımlayacak şeffaflıkla ilgili yasayı süratle devreye sokacağız. Siyasilerin şeffaf şekilde kamuoyunun önünde olması gerekli.”
“Yargının çok ciddi şekilde kendisini yenilemesine ihtiyaç var. Tuz kokarsa diye bir tabir var. Yargıya güvenin tam ve mutlak olması lazım. Yargı reformu stratejisini adım adım uygulayacağız. Birçok yargı birimi yeniden yapılandırılacak. Yargıya güveni tam tesis edecek bir eylem planı ortaya koyduk. Bunu uygulamada yakından takip edeceğiz.”
“Paralel yapılar, diğer şeyler, KPSS gibi birçok şey yaşandı. Geçmişte de başka türlü yıpranmalar vardı. Bürokrasiyi rasyonel zeminde, ehliyet ve liyakat sistemine göre yeniden yapılandıracağız. Baştan itibaren bütünüyle gözden geçireceğiz. Gerekirse bazı bakanlıklar yeniden yapılandırılabilir. Gerek görürsek bakanlıkların da yeniden yapılanmasıyla bazı bakanlıkların işlevsel olarak güçlendirilmesi veya yeni bir yapılandırmaya tabi tutulmaları mümkün olabilir.”
“Bütün şehirlerin yeniden yapılandırılması için ayrı master planları hazırlanacak. Şehirlerin tarihi dokusunu, kimliğini koruyarak, ihtiyaçlarının karşılanması çerçevesinde her şehir için planlar hazırlanacak. Bütün şehirlerin 10-20-30 yılını perspektif olarak görecek, düzensiz imarlaşmayı kesinlikle kontrol altına alacak, şehrin kültürü, tarihi, kimliğiyle bütünleşecek bir imar faaliyetinin önünü açacak çerçeve hazırlanacak”
