Gezi olaylarından bu yana Türkiye ekonomisine saldırmayı sürdüren çevreler son zamanlarda finans sistemi üzerinden karalama kampanyaları başlatmaya başladı. 10 bankanın BDDK tarafından yakın takibe alındığı spekülasyonunu kasıtlı olarak yaymaya çalışan çevrelere büyük tepki var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın ''adice yayınlar yapılıyor'' açıklamasına ve kredi derecelendirme kuruluşlarına yönelik tepkilerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başta olmak üzere uzmanlardan da destek geldi. Babacan, söz konusu kuruluşların son krizde ciddi ölçüde kredibilite kaybına uğradıklarını dile getirdi. Yatırımcıların kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri nota eskisi kadar itibar etmediklerine dikkati çeken Babacan, buna karşın bazı fonların kendi iç işleyişleri gereği yatırım yapacakları ülkeyi seçerken kredi notunu dikkate aldıklarını belirtti. Birçok yatırımcıdan, söz konusu kuruluşlardan Türkiye''nin hak ettiği kredi notunu alamadığını duyduğunu aktaran Babacan, fiilen yapılan yatırımların bunu gösterdiğini söyledi.
Derecelendirme kuruluşlarına işlerini doğru yaptıkları ölçüde saygı duyduklarını ifade eden Bakan Şimşek de, ''Bizim bir tek isteğimiz var. Objektif bir değerlendirme istiyoruz'' dedi. Henüz kredi derecelendirme kuruluşlarının aldığı bir kararın olmadığını aktaran Şimşek, ''Hem küresel kriz öncesinde hem sonrasında notu en hızlı, fazla artan ülkelerden bir tanesi biziz. Onlar gözümüze kaşımıza hayran oldukları için değil. Biz ortaya güçlü bir performans koyduk. Hem güçlü bir reform yaptık, hem de borçları azalttık'' değerlendirmesinde bulundu. Samimi bir analizin, Türkiye''nin kredi notuyla ilgili bir riski, son derece düşük olarak değerlendireceğini vurgulayan Şimşek, ''Eğer başka türlü mülahazalar olmazsa, Türkiye''nin kredi notunda bu noktada bir değişiklik öngörmüyorum'' şeklinde konuştu.
Son 10 yılda Türkiye ekonomisindeki büyük gelişime rağmen derecelendirme kuruluşlarının verdiği notların kesinlikle objektif olmadığını vurgulayan Kadir Tuna, ''Not değerlendirme dönemlerinde iç siyaseti etki edecek yönlendirici açıklamalar yapmaları kesinlikle kabul edilemez. Bu bir ülkenin iç işlerine müdahaledir'' dedi. Tuna, ''Türkiye''ye gelen yatırımlarında, derecelendirme kuruluşlarının olumsuz tablo gayretlerine rağmen çok büyük artışlar oldu. Reformlara devam edildikçe yatırımcılar Türkiye''ye sırtını dönmeyecektir'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları ile ilgili olarak ''siyasi değerlendirmeler yapıyorlar'' yönündeki ifadelerine, uzun yıllar IMF gibi kuruluşlarla Türkiye ekonomisini değerlendiren Hazine, Maliye ve Kalkınma Bakanlığı bürokratları ''yerinde bir tespit'' yorumu yaptılar. Türkiye''de ekonomik sıkıntı olduğu, yatırım yapılabilir ülke konumunu korumadığı gibi değerlendirmelerinin ekonomik ölçeklere bakılarak yapılmadığını ifade eden ekonomi bürokrasisi, kredi derecelendirme kuruluşlarının ''risk algısı'' oluşturduğunu dile getiriyorlar.
IMF''den destek alındığı yıllarda görüşmelere katılan ekonomi bürokratları IMF''nin, ''Açık vermeyin, yatırımlarda uçmayın, cari açığı düşürün'' şeklinde talimatlar verdiğini hatırlattılar. IMF''nin ülkede yapılan yatırımlara bakmadığını, belirten bürokratlar, bu kapsamda Türkiye''nin IMF''nin direktiflerini dinlemesi halinde 2009 krizinden 3 yıldan önce çıkılmasının mümkün olmadığını belirttiler.
Uzmanlar ayrıca, hükümetin 2023 yılına kadar hayata geçirmeyi hedeflediği, İstanbul''a 3. Havalimanı ile Kanal İstanbul gibi büyük projelerin Türkiye''yi İpekyolu''nun yeniden hayata geçirilmesinde önemli bir adım olacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın kredi derecelendirme kuruluşlarına dair çıkışı bankacılık uzmanlarından da destek gördü. İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kadir Tuna, 2008 Küresel finansal krizine kadar kredi kuruluşlarının verdiği notlar sorgulanmadığına dikkat çekerek, ''Ancak bu kuruluşların riskleri gözardı edip yüksek not verdiği bir çok şirket ve ülke iflas aşamasına geldi. Tablo böyle bir durumdayken sayın Cumhurbaşkanı''nın eleştirilerinde son derece haklıdır'' diye konuştu.
Derecelendirme kuruluşlarının bugünkü değerlendirmelerinin faydadan çok zarar verdiğini ifade eden Tuna, şöyle devam etti: ''Türkiye derecelendirme kuruluşu S&P ile anlaşmayı yenilememişti. Fitch ve Moodys ile anlaşmasını yenilememesi herhangi bir soruna neden olmayacaktır. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya''nında S&P le anlaşması yok. S&P, Türkiye ve bu ülkeler ile bir anlaşmaları olmamasına rağmen kredi notunu '''talep edilmemiş''' (unsolicited) reyting şeklinde derecelendirmeye devam ediyor.''