Uzman Psikolog Yelda Öge, “Aileler tarafından, yalan söyleme davranışıyla çocuğun gelişimsel döneminin özelliği olan hikayeler kurgulaması ve taklitler yapması sık sık birbirine karıştırılır. Bu durum aslında çocuğun hayal gücünün geniş ve başarılı olduğunu gösterir” şeklinde konuştu. “Yaşamın ilk 5 yılında çocuğun yalan söylemesi konusunda endişe etmenize gerek yoktur” diyen Öge, gerçekliği algılamanın çocukta yaşla birlikte gelişen bir olgu olduğuna dikkat çekti. Öge, “Çocuğa sık sık gerçeğe bağlı kalmasını hatırlatmak ve cezalandırmak, çocuğa psikolojik olarak zarar vermekte, benlik saygısını düşürmektedir” diye konuştu.
“Bu dönemde çocukların sık sık söyledikleri yalanlar aslında gerçekçi değildir ve sözde yalanlardır. Çocuğun sözde yalanlarına çevresindeki bireylerin verdiği aşırı tepkiler, gerçek yalana dönüşmesini kolaylaştırır. Örneğin, koltuğa süt döken çocuk, bunu kardeşinin yaptığını söyleyebilir. Çocuk bazen çevresindeki kişilere, olaylara ayrıntılar katarak süsleyebilir. Gerçeğe bağlı kalarak farklı bir olay da yaratabilir. Bu hikayeler 7 yaş öncesine kadar sık görülür. Zaman içinde çocuğun sözde yalanları bir hikayeye dönüşebilir. Çocuğun hayal gücünün en büyük özelliği genellikle ikinci bir kişinin yaratılmasıdır. Bu ikinci kişi genellikle çocukla aynı yaşta ve cinsiyette bir arkadaş ya da kardeştir. Çocuk yaşadığı duygu, deneyim ve sorumlulukların bir bölümünü bu arkadaşa aktarır. Tek çocuk ya da kardeşleri kendisinden çok büyük olan çocuklarda bu daha sık görülür. Sözde yalanlar çocuk düşüncesinin kendiliğinden ve doğal ürünleridir. Çocuklar psikolojik ihtiyaçları nedeniyle gerçek dışı fikir, bilgi, söz ya da hayallere sığınabilir ve bu hayalleri gerçek gibi kabul edebilir.”