28 Şubat iddianamesi Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. TMK'nın 10. maddesiyle görevli Ankara Başsavcı Vekilliği'nin hazırladığı iddianamede, 103 kişiye eski TCK'nın 147. maddesinde belirtilen 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak' suçlaması yöneltildi. Sanıklara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın bir numaralı sanık olduğu iddianamede, Çevik Bir 2, aynı zamanda Balyoz darbe planından dolayı ceza alan Çetin Doğan ise 3 numaralı sanık olarak yer aldı. Aralarında eski Başbakanlardan Tansu Çiller ve Meral Akşenir'in de bulunduğu 465 kişi ise iddianamede mağdur. İddianamede BÇG'nin şeması da ilk defa yer aldı.
Soruşturma savcısı Mustafa Bilgili tarafından hazırlanan 1309 sayfalık iddianamede, 103 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İddianamede çeşitli cuntalar tarafından Türkiye tarihinde işlenmiş darbeler ve ülkenin siyasi sicili de detaylı bir şekilde anlatıldı. İddianamede, 1994 yılında yapılan yerel seçimler sonrası Refah Partisinin İstanbul, Ankara, Konya ve Kayseri başta olmak üzere bazı şehirleri kazanmasının ardından TSK içerisinde bir yapının harekete geçtiği ifade edildi. Refah Partisi'nin 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkması üzerine askeri müdahale düşüncesine sahip olan bu yapılanmanın Erbakan'ın partisine ve halka karşı açıkça psikolojik harekât yürüttüğü ifade edildi.
İddianamede, BÇG adı altında yürüten yapılanmanın 28 Şubat kararlarının alınmasını sağladığı belirtildi. 'BÇG'nin oluşturulması konulu belgede daha önce oluşturulan bir yapılanmadan bahsedildiği, bazı mağdur ve tanıkların da 28 Şubat 1997 tarihinden çok önce BÇG adı altında bir yapılanmanın bulunduğunu, TSK içinde bazı subay ve astsubayların BÇG subayı olduklarını açıkça ifade ettikleri anlaşılmıştır.' tespiti yapıldı.
İddianamede ilgi çeken bir diğer ayrıntı da dönemin Diyanet İşleri Başkan Danışmanı olan Sanık Oğuz Kalelioğlu'nun evinde yapılan aramada ele geçen ve 'gizli' ibareli 2 sayfadan oluşan 'Güneş Psikolojik Harp Planı' oldu. Söz konusu belgede, Hacca giden milletvekillerinin fişlemelerine ilişkin bilgiler yer aldı. Aralarında Eyüp Âşık, Hüseyin Çelik, Akif Gülle, Yasin Hatipoğlu'nun da bulunduğu 28 milletvekili ve mensubu oldukları parti isimleri fişlemede yer aldı. Bir diğer belgede ise, 'Birinci gruptakiler radikal dinciler, siyasal İslamcılar, ikinci gruptakiler entelektüeller, üçüncü gruptakiler muhafazakârlar ve dindarlar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yeri, Diyanet İşleri Başkanlığının irtica ile mücadele stratejisi başlığı altında 3 başlıktan oluşan ana esasların özetlendiği ve irtica ile mücadelemizde ana prensipler başlığı altında Batı Çalışma Grubunun Diyanet'i yönlendirmeye çalıştığı' yer aldı.
Kalelioğlu'nun ikametinde yapılan aramada, 11 Şubat 2013 tarihli 'Araştırma Tutanağı' başlıklı bilgisayar çıktısı da iddianameye girdi. Kalelioğlu imzalı belgenin 'Evet ben Aleviyim' cümlesiyle başladığı ve TSK içindeki Alevi yapılanmasından söz edildiği belirtildi. İddianamede konuyla ilgili, 'Sayfanın son kısmında 'Alevi olmayan ama başarılı olan komutanlar takunyalı tarikatçı diye yıpratılarak daha fazla yükselmesi engellenecek.' ifadelerine yer verildi.
İddianamenin bir numaralı şüphelisi, Kıvrıkoğlu'ndan önce Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturan emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı oldu. Şüpheliler arasında ikinci sırada dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir var.
İddianamede çok sayıda gazetecinin ismi yer alırken, BÇG'nin medya üzerinden nasıl operasyon yürüttüğüne de değinildi. İslami kesimi yıpratmak için servis edilen haberler ve bu haberleri yapan gazeteciler iddianamede maddeler halinde anlatıldı. Tansu Çiller, Şevket Kazan ve TSK'dan ihraç edilen onlarca subay, işten atılan kamu görevlilerinin şikâyetleri de iddianamede özetler halinde yer aldı. Çiller, Mesut Yılmaz'ın askerlerden aldığı hükümet kurma emrini de savcıya anlattı. Öte yandan, TSK'dan ve bazı komutanlardan emir alan YÖK Başkanları, Rektörler, Valiler, üst düzey yöneticiler de emir yazıları, örnekler, konuşma tutanaklarıyla iddianamede yer buldu.
En çarpıcı ayrıntılar ise Genelkurmay'la dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz arasındaki yazışmalar oldu. İddianamede kamuoyunun bilmediği çok sayıda plan da deşifre edildi. 'Ümit Harekat Planı' 'Yavuz Harekat Planı' 'Siyasal İslam'la Mücadele Planı' gibi planlar detaylı biçimde iddianamede anlatılırken, Köşk, Başbakanlık, Genelkurmay, Emniyet, MİT gibi kurumlardan gelen belgeler de iddianamede yer aldı .
İddianamede bir de İmha tutanağı başlıklı batı çalışma grubuna ait 5 sayfadan oluşan 17 Kasım 2006 tarihli belge yer aldı. Belgede BÇG'ye gönderilen belgelerin Kemalettin yakar (İsth. Bnb. İKK.Ks.A) İlhan Kayış, Onay Bülent Bostanoğlu tarafından kırpılarak imha edildiği ifade edildi. İmha tutanağında 81 belgenin başlıkları yer aldı.
İddianamede BÇG'nin tanımı ve şablonunun yanı sıra, BÇG toplantılarına ilişkin özel oturum notları da yer aldı. Özel oturum notlarının bazı başlıklar halinde tutulduğu görüldü. Söz konusu notlarda şu ifadelere yer verildi. 'Amaç ve Acil Tedbirler başlığı altında şu maddelere yer verildi.
- Bugünkü ortamda öncelikli hedef DYP'nin çökertilmesi, dolayısıyla hükümetin derhal iktidardan çekilmesini sağlayıcı önlemler almaktır. DYP'nin hükümetteki oy potansiyelini kırmak örtülü yapılmalıdır.
- Hükümetin, RP'nin yumuşak karnının tespiti,
- Menfaat çatışması yaratmak,
- Söylenenler ve yapılanlar arasındaki çelişkiler, Ahlaki anlayışlarının çürüklüğü,
- DYP Liderlerinin sağladığı menfaatler, DYP liderinin düşürülmesi,
- Liderden kurtulmanın parti için kazançlı olacağı,
- MGK kararlarında taviz vermemek, takipçisi olmak,
- TSK içinde irticaya karışmış olanları ayıralım
- Dini konularda polemiğe girmeden bilgilendirelim.
Tansu Çiller müşteki sıfatıyla verdiği ifade de iddianamede yer aldı. Buna göre Çiller 'Mesut Yılmaz 'yeni hükümeti birlikte kurmamızı istiyorlar' dedi. 'Kim' dedim. İki elini omuzlarına vurarak 'herkes' dedi. 'Milli iradenin olmadığı yerde biz olmayız' dedim.
İddianamede BÇG'nin dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın bilgisi dâhilinde yapılandığınının altı çizildi. BÇG'nin Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Çevik Bir'e bağlı olarak çalıştığı vurgulandı. İddianameye, Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın savcıya verdikleri ifadelerinde yer alan itiraflar da eklendi. İfadeye gör belgeleri doğrulayan Çevik Bir BÇG'nin nasıl kurulduğunu anlattı. Çetin Doğan da BÇG'nin kuruluş belgesini bildiğini, belgenin önce Çevik Bir'e ardından da Genelkurmay'a sunulduğunu dile getirdi.
İddianamede yer alan Siyasal İslam'la Mücadele Planı'nda Refah Partisi'nin adım adım nasıl bitirileceği de ayrıntılı bir şekilde anlatıldı. İşte deşifre edilen o plan:
- Yakın hedef olarak RP oyları önce %20'nin altına, bilahare %15'in altına ve son aşamada tekli rakamlara indirilerek RP'nin marjinal bir parti haline gelmesi, Türk demokrasisinin bir süsü olarak demokratik sistem içinde yerini almalıdır.
- Siyasi İslami hareket bölünmelidir.
- Siyasi İslam'la mücadelede PKK'yla mücadele yöntemleri kullanılmalıdır.
- TSK, MİT, parlamento, yargı, eğitim kurumları, medya ve STK'ların yapacakları takvime bağlanmalı.
- Sivrisinekler değil bataklık kurutulmalı. Bataklık imam hatipler ve kuran kurslarıdır.
- Siyasi İslam'ın ırz düşmanlığı gibi motifleri ön plana çıkartılmalı. Eşlerinin kızlarının ahlaki durumlarına çalışılmalı.
- İslami hareketin liderleri hakkında bilgi çarpıtma yapılmalı
- Halkın İslami hareketten korkup nefret edeceği tanımlamalar kullanılmalı
- Erbakan ve Şevki Yılmaz'ın hakaret içeren sözleri Levent Kırca'da hicvedilmeli
- Medya mutlaka ve mutlaka organize edilmeli ve kullanılmalı.
İddianamede BÇG şemasının da resmi çizildi. Buna göre;
- BÇG dört alt koldan oluşuyordu.
- Orgeneral Bir'in emriyle ülkenin tamamını içine alacak şekilde istihbarat ağının oluşturuldu.
- Bir'in talimatıyla günlük olarak raporların BÇG'ye gönderilmesi istendi.
- Oluşturulan rapor sistemi ve istihbarat ağı ile toplumun tüm kesimlerinin takibe alındı.
- TSK'nın hiyerarşik yapısından bağımsız ve görev tanımları içinde bulunmayan bir istihbarat havuzu oluşturuldu.
- Bir'in talimatı ile hükümetin hedefi İslam devleti kurmak olan irticai bir yapılanma olarak görüldü.
- Bir imzalı 27 Mayıs 1997 tarihli, 'Batı Eylem Planı' başlıklı belgede; hükümeti cebir ve şiddet kullanmak suretiyle ıskat etmek amacıyla yapılacak faaliyetlerin ayrıntılı olarak kaleme alındı.
