Şemdinli Gediktepe'de 11 askerimizin şehit olduğu terör saldırısının ayrıntıları istihbarat zaafı olduğuna ilişkin tartışmaları alevlendirecek bilgiler taşıyor. Yeni Şafak, 19 Haziran gece saat 02.00'da yaklaşık 100 teröristin içinde yer aldığı saldırıya ilişkin ilginç detaylara ulaştı. Bölücü terör örgütünün bundan 1 ay önce örgütü Gediktepe'yi izlemeye başladığı tespit edildi.
1 ay önce bir grup terörist bölgede keşif ve izleme faaliyeti yürüttü. Gediktepe'nin ve askeri birliğin bulunduğu üssün krokisini çıkaran terörist grup, bu süre içinde seyyar birliğin asker sayısı, askerlerin nöbet yerleri, nöbet değişimi ve üsteki silahların niteliğine varıncaya kadar ayrıntılı istihbarat çalışması yaptı.
Terör örgütünün saldırı sırasında kullandığı taktik de güvenlik birimleri tarafından ayrıntılı biçimde analiz edildi. Saldırıya Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un da açıkladığı şekilde yan unsurlarıyla birlikte 100 kadar terörist katıldı. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin sayısı 63 olarak tespit edildi. Bu grubun 20'si dere yatağından sürünerek mevzilerin yakınına yaklaştı. Teröristlerden 43'ü tepedeki hakim mevkiden önce taciz atışında bulundular. Bu grup daha sonra saldırıya geçti.
Saldırı nedeniyle Gediktepe'de görev yapan Seyyar Üs'sün de bağlı olduğu Tekeli Jandarma Sınır Taburu Komutanlığı'nın saldırıyla ilgili düzenleyeceği inceleme raporunda bu tespitlerin yer alıp almayacağı ise bilinmiyor.
Dere yatağından sürünerek siperlere yaklaşan 20 kişilik grubun sızma işlemine 24 saat önce başladığı ve siperlere el bombası atacak mesafeye kadar yaklaştığı belirtiliyor. Hatta saldırı sırasında hafif yaralanan bir er çatışmayla ilgili bilgi verirken, “Çok yakınımızdaydılar. Çatışma sırasında seslerini de duyabiliyordum” ifadesini kullandı. Van'da otopsileri yapılan şehitlerimizden üçünün de yakın mesafeden gözlerine sıkılan kurşunlarla hayatlarını kaybettiği öğrenildi. Diğer şehitler ise yakın mesafeden atılan bomba ve roketatar parçalarının tesiri ile öldüler.
Gediktepe, terörle mücadelede özel yetiştirilmiş profesyonel askerlerden yararlanılması kararı alınmış olmasına rağmen vatani görevini yapan Mehmetçiklerin göreve devam ettiklerini bir kez daha gösterdi. Saldırı sırasında hafif yaralanan bir askerin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'la diyalogu bu gerçeğin kanıtıydı. Başbuğ, “Bizim eğitimsiz acemi erleri gönderdiğimiz söyleniyor. Bu doğru değil” ifadesini kullandıktan sonra askerlerden birine dönerek Gediktepe'ye gelmeden önce ne kadar eğitim aldığını sordu. Asker, “2.5 ay eğitim aldım komutanım” cevabını verdi. Bunun üzerine Başbuğ “Kaç mermi attın” şeklinde ikinci bir soru sordu. Asker bu soruya da “45 mermi komutanım” karşılığını verdi. Orgeneral Başbuğ 16-17 Eylül 2008'de düzenlediği basın toplantısında bölgede görev yapan 5 tugayda profesyonel asker sayısının yüzde 70'e ulaştığını açıklamıştı. 2010'da ise 5 tugayımızın tamamen profesyonel askerlerden oluşması kararı alınmıştı.
Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Gediktepe'yi ziyareti sırasında Hakkari Tümen Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya verdiği brifingte “Teröristleri tespit ettik ama askerlerin ateşine karşılık vermedikleri için çoban, köylü veya kaçakçı zannettik” demişti. Kaya'nın bu sözleri ve ortaya çıkan yeni bilgiler akla şu soruları getiriyor:
Teröristlerin 1 ay süresince yaptıkları keşif ve gözetlemeler neden tespit edilemedi? Teröristler dere mevkiinden 24 saat süreyle sürünerek mevzilere yaklaştı. Herhangi bir şekilde tespit edilemediler mi? Mevkilere kadar yaklaşan teröristler nasıl tespit edilemiyor? Sınır karakolları neden halen profesyonel askerler tarafından korunmuyor, neden hâlâ vatani görevini yapan askerler sınırlara verilmeye devam ediliyor? Neden 2.5 aylık acemi askerlik eğitiminden geçen ve sadece 45 mermi atan er yıllardır dağlarda yaşayan profesyonel teröristlerin karşısına konuluyor? Çobanla teröristi ayıramayacak durumda mıyız?
Milli Güvenlik Kurulu'nun Haziran ayı toplantısı bugün İstanbul'da yapılacak. Terör saldırılarındaki artış nedeniyle olağan toplantı bir anlamda olağanüstü duruma da geldi. Kamuoyunun terörle mücadele konusunda oluşan beklentileri de karşılamak amacıyla bugünkü MGK'da yaptırımların ele alınması bekleniyor. Yapılacak toplantıdan sonra bu yaptırım ve önlemler kamuoyuna açıklanabilir. Toplantıda askeri tedbirlerin yanı sıra ekonomik, sosyal alanlarda yapılacak girişimler, hukuki ve uluslararası boyutta diplomatik temasları da değerlendirilecek. Terörün uluslararası bağlantıları çerçevesinde uluslararası dünya ile yapılacak değerlendirmeler ve özellikle Irak yönetimi ve bölgesel yönetimle yapılacak temaslar da Milli Güvenlik Kurulu'nda ele alınacak.
