AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu AB Komiseri Christos Stylianides, Suriyeli sığınmacıların barındığı Kilis’teki Öncüpınar Konteyner Kenti’ni ziyaret etti. Sığınmacıların eğitim gördüğü Zeytin Anaokulu’na giden AB heyetini çocuklar, Türkçe, İngilizce ve Arapça şarkılar söyleyerek karşıladı. Sosyal tesislerde eğitim gören kursiyerle bir süre sohbet eden heyettekilere, müzik kursu öğrencileri mini konser verdi. Sığınmacı kampındaki programın ardından Gaziantep’e geçerek burada açıklama yapan Mogherini, Türkiye’nin Suriyeliler için yaptıklarını ‘mükemmel’ bulduğunu söyledi. Kampta kiminle konuşsa kendilerinden ‘Suriye’de çözüm’ istendiğini bildiren Mogherini, “Elinizden geleni yapın, ne gerekiyorsa yapın ve buna bir çözüm bulun, diyorlar. En çok istedikleri bu” diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki gelişmeler üzerine kendilerine yaptırım uygulayan ABD, AB ve Kanada gibi ülkelerden et, balık, meyve-sebze, süt ve süt ürünleri alımını yasaklaması, Türkiye’de bu alandaki ihracat beklentilerini artırdı. Rusya’nın kendisine yaptırım uygulayan ABD, AB, Kanada ve Norveç’ten yaptığı gıda ithalatını 1 yıllığına kesmesi üzerine, 2014’ün ilk yarısında Rusya’ya süt ürünleri ihracatı yaklaşık yüzde 500 arttı. 6 ay öncesine kadar 50 ton olan beyaz et ihracatı 6 bin tona çıktı. Rusya yılda 40 milyar doların üzerinde gıda, içecek ve tarım ürünleri ithalatı yapıyor. Bunun yaklaşık 12 milyar dolarlık kısmı AB ülkelerinden gerçekleştiriliyordu. Yalnızca süt ürünleri ithalatı 4,3 milyar doları buluyor. Bunun yanısıra Rusya, dünya peynir ithalatının yüzde 15’ini, tereyağı ithalatının ise yüzde 11’ini gerçekleştiriyor. Bugüne kadar Rusya’ya gıda ihracatında parlak bir performans sergileyemeyen Türkiye ise Rusya’nın ithalatta rotayı ABD ve AB dışına çevirmesiyle önemli bir fırsat yakalamış oldu.
Son birkaç haftada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Hristiyanların ruhani lideri Papa Francis, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve İngiltere Başbakanı David Cameron gibi liderleri ağırlayan Türkiye, küresel ve bölgesel birçok konuda çekim merkezi haline geldi. Başta Amerikan ve İngiliz medyası olmak üzere batı basınında bir süredir yürütülen “Erdoğan’ın Yeni Türkiye’si yalnızlaşıyor” kampanyası, çok sayıda ülkeyle imzalanan önemli anlaşmalarla ‘resmen’ çöküşe geçti. Ankara’ya gelen isimlerden en dikkat çekeni ise şüphesiz Rusya lideri Putin oldu. Halen 32 milyar dolar seviyesindeki Türkiye-Rusya ticaret hacminin 2023 yılında 100 milyar dolara çıkarılacağını söyleyen Putin, Rus doğalgazını Avrupa’ya taşıyacak Güney Akım projesinden de vazgeçtiklerini, yeni hattın ise Türkiye üzerinden geçeceğini açıklayarak özellikle Avrupa ülkelerini şoke etti. Uzmanlar, küresel ölçekte bu önemli hamlelerin Türkiye için her durumda ‘kazan-kazan’ anlamına geldiğine işaret ediyor.
Hristiyanların ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis’in geçtiğimiz günlerdeki Türkiye ziyareti, turizmcilere umut oldu. Papa’nın İstanbul ziyaretinin turizme doping etkisi yapması bekleniyor. 30 yıldır Sultanahmet’te turizm işletmeciliği yapan Erdoğan Demir, “Suriye’deki çatışmalar ve IŞİD’den ötürü, batı dünyasından Türkiye’ye gelmek isteyen turistler kararsız kalabiliyordu. Ama liderlerin Türkiye’ye ziyaretiyle birlikte yabancı turistlerin güveni de arttı; buraların güvenli olduğuna dair olumlu mesajlar verildi. Bu durum da turizmi büyük oranda olumlu etkiler. Son yıllarda Arap ülkelerindeki misafir sayıları arttı. Batı dünyası da böylece Türkiye’ye çekilir” diye konuştu.