Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Polis Teşkilatı'nın 170. kuruluş yıldönümü nedeniyle 81 ilde görevli 400 polis memurunu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul etti. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada önemli açıklamalar yaptı:
Polisin serüveni, bir bakıma Türkiye'nin de serüvenidir. Türkiye üzerinde oynanan oyunların hedefindeki kurumlardan biri de daima polisimiz, emniyet teşkilatımız oldu. Her dönemde bir başka fitne ateşi yakıldı. En son örnek paralel devlet yapılanmasıdır. Bu örgütün her yerde olduğu gibi polis içinde de ne yazık ki mensupları çıktı.
Düşünün ki bir başbakan olarak şahsım, her şeyimi teslim ettiğim insan veya insanlar kalkar da benim ofisimi dinler, yaptığım görüşmeleri takip eder, izlerse peki ben nasıl onlara güveneyim. Bunların da tasfiyesini hep birlikte yapmalıyız. Tüm polis kardeşlerime sesleniyorum; sizin arkanızda millet, hükümet, cumhurbaşkanı var, rahat olun. Hak, hukuk ve ahlaka göre görev yapan her polis benim canımdan bir parçadır.
Yıllarca her fırsatta polise saldıranlar 17-25 Aralık darbe girişiminde birden bire polis sevdalısı kesildi. Şehit edilen savcımızın olayında asıl yüzlerini gösterdiler. 8 saatlik operasyon sürecinde de daha birinci saatte de operasyon yapılabilirdi. Acaba görüşmeler suretiyle savcımızı sağ salim kurtarabilir miyiz diye sabırla süreci işlettiler. Ben o operasyondaki kardeşlerimizin tamamını kutluyorum.
Her yerde olduğu gibi emniyet teşkilatında araya karışan çürükler ayıklandı, ayıklanmaya devam ediyor. Polisimiz ve milletimiz arasına nifak sokmak isteyenlerin hevesi bu defa da kursaklarında kaldı. Şimdi İş Güvenlik Yasası çıkıyor, niye rahatsız oldular, niye rahatsız oluyorlar? Bugün büyük ihtimalle imzalayacağım. Tek dertleri var, polis güvencede olmasın.
Geçtiğimiz 200 yıldır bu coğrafyada yaşanan hiçbir şey kendi tabi mecrasının ürünü değildir. Burada bin yıllık bir hesaplaşma söz konusudur. Türkiye yeniden kendi yolunda ilerlemeye başladı. Şimdi yeni bir yol ayrımına geldik, 1930'ların, 1940'ların şartlarında kurulan, 1960 ve 1980'de tahkim edilen sistem artık yama tutmaz hale geldi. Bu motor bu kasaya küçük geliyor, çekemiyor. Motoru güçlendirmek veya sıfırdan yenilemek lazım.
10 Ağustos'ta yeni bir dönemin kapıları aralandı. Biz, buna yeni Türkiye diyoruz, her değişim gibi bu da sancılı olacak. Her kutlu doğum sancılı olur. Karşı çıkanlar olacak ama beyhude.
Bugün de içeride ve dışarıda Türkiye'yi yeniden dizlerinin üzerine çökertmeye, başını eğdirmeye yönelik çabalar ve kumpasların devam ettiğini belirten Erdoğan, “Ama artık bugünkü Türkiye eski Türkiye değil" dedi. Seçim sonrasında çözüm süreci konusunda somut ilerlemeler beklediğini vurgulayan Erdoğan, paralel yapıyı kastederek, şunları söyledi:
“Kul olarak Allah'tan başka bizim hiçbir tapacak, hiçbir kulluk edecek mercimiz yoktur. Sizlerin kurum içindeki amirlerinizin hukuka uygun verdikleri talimattır aslolan, bunun dışında ikinci bir mercinin talimatı söz konusu olamaz. İşte gördünüz kurumların içinde imamlar... Biz imamlarımızı camide biliyorduk ama kurumların içerisinde de imamlar olduğunu ilk defa gördük, tespit ettik, şemalarla önümüze geldi. Ondan sonra da bu imamların nasıl tası tarağı toplayıp Türkiye'den kaçmaya başladıklarını da gördük. İşte sizler bu işin öncülerisiniz, bunu sizler bozacaksınız."
Erdoğan, önceki akşam eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan ile Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100. yıldönümünde vizyona giren ve Çanakkale Savaşı'nın konu alındığı “Son Mektup” filmini izledi.
Sinema salonuna gelişinde vatandaşlarla selamlaşan Erdoğan ve beraberindekiler, yapımcılığını ve yönetmenliğini Özhan Eren'in yaptığı filmi izledikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Filmi özellikle gençlerin seyretmesinde büyük fayda gördüğünü belirten Erdoğan, “Hangi şartlarda, hangi zorluklar içerisinde Çanakkale destanının yazıldığını görmek bakımından bu çok çok önemli. Çünkü biz, bunlarla geleceğe farklı bir heyecanı taşımak durumundayız ve yeni Türkiye'yi de böylece bu inancın bu idrakin üzerine inşa etmeliyiz diye düşünüyorum” dedi.
Erdoğan, başkanlığını Hasan Celal Güzel'in yaptığı, Gölbaşı'ndaki Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi'nin açılış törenine katıldı. “Yeni Türkiye mücadelemiz, bizim kızıl elmamız. İnşallah bu yolda Rabbim ömür verdiği sürece kararlıkla yürüyeceğiz” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Makamlar bizim için gelip geçici. İlla bir makamda olmak şart değil. Eğer siz bu hizmeti verebilecekseniz her yerde bu hizmeti verirsiniz. Bütün mesele bir köşe taşı olabilmektir. Eğer bir köşe taşı olabiliyorsak zaten mesele bitmiştir. Çünkü her inşada, her binada, biliyorsunuz ki her malzemenin yerinde kıymeti çok büyüktür. Ama illa 'Ben burada şu olacağım' derseniz o bina eksik kalır. Çünkü binanın kuru zemininden tutunuz ıslak zeminlerine varıncaya kadar her zemindeki malzemenin orada bir değeri var. Ama maalesef insanoğlu, bizler, 'Hayır illa ben şurada olacağım' iddiasında olduğumuz için maalesef bu o ideal yeni Türkiye inşaamız hep gecikerek gelmiştir. Yoksa çok daha önceden bu inşa, bu süreç bitebilirdi. Öyle veya böyle inşallah bu iş bitecek."
Erdoğan, törende bulunanlara merkezin bulunduğu yerin 20 yıl önce tamamıyla boş ve çorak arazi olduğuna dikkati çekerek, merhum Hacı Hasan Efendi'nin buraları seçmesinin bir hedefi olabileceğini aktardı. Hasan Celal Güzel de merkez faaliyetleri konusunda bilgi verdi. Hasan Celal Güzel, Yeni Türkiye Üniversitesi kurma çalışmalarına başlayacaklarını vurguladı.
