Türkmenlere malzeme götüren TIR'ları durdurarak MİT mensuplarını ve subayları yerlerde sürükleten Savcı Aziz Takcı'nın eşi Hakim Selma Rahşan Takcı, adı bir haberde geçtiği için Yeni Şafak'tan şikayetçi oldu. Dönemin Adana Savcısı Ahmet Mithat Temel, bayan Takcı'nın şikayet dilekçesini iliştirerek Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü'ne yazdığı talimatta, “Gerekiyorsa şüphelilerin ev ya da işyerlerinde CMK 116 vd. maddeleri ve bilgisayarlarında ya da bilgisayar kütüklerinde CMK 134. maddesine göre mahkemeden alınacak karar doğrultusunda arama yapılması, kopya çıkartılması, metin haline getirilmesi, gerektiği takdirde CMK 134/2-3-4-5. maddesindeki işlemlerin yapılabilmesi için mahkemeden el koyma kararının alınması…. rica olunur." dedi.
Yeni Şafak, “21. Yüzyılda, 2014 yılında bir savcı bir basın kuruluşuna yönelik böyle bir karar verdi" şeklinde kayıtlara geçmesi için 3 Temmuz 2014 tarihinde içeriği tamamen savcının talimat yazısından oluşan bir haberi “Tutun Şu Savcıyı" başlığıyla manşetten verdi. Haber büyük yankı ve tepki uyandırdı. Sanal ve görsel medyada da geniş yer buldu. Dinmek bilmeyen tepki ve değerlendirmeler üzerine haberciliğin doğası gereği Yeni Şafak, haberini çeşitli boyutlarıyla iki gün daha sürdürdü.
Savcı Ahmet Mithat Temel, her bir cümlesi haber değeri taşıyan kararını haber konusu yapan Yeni Şafak'tan şikayetçi oldu. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 Ekim 2014 tarihinde, “Böyle bir haber dava konusu yapılamaz. Kovuşturmaya gerek yoktur" diyerek takipsizlik verdi. Savcı Temel, bir taraftan da haberi tekzip etmek için o dönem kendisinin de mensubu olduğu Adana Adliyesi'ne başvurdu. Yayınlanmasını istediği tekzip metninde, imzasını inkar etti ve “Ben Yeni Şafak'a yönelik öyle bir talimat yazısı yazmadım. Haberler, yorumlar, atılan manşetler tamamen dayanaktan yoksun, asılsız ve gerçek dışıdır" dedi.
Adana 5. Sulh Ceza Hakimi İsmail Bekrek, savcı Temel'in ıslak imzasının bulunduğu skandal talimat yazısının kupürü eşliğinde yayınlanan habere tekzip kararı verdi. Hakim Bekrek, evlerinin aranması, bilgisayarlarına el konulması istenen Yeni Şafak mensuplarının değil de bu talimatı veren savcının mağdur olduğuna hükmetti.
Üstelik basın tarihinde eşi görülmemiş, hiçbir yasada yeri olmayan bir şart koştu; tekzip metninin tamamının birinci sayfada yayınlanmasını istedi. Hukukçular, dayandırılabileceği hiçbir yasa olmamasına, basın tarihinde örneği bulunmamasına rağmen, böyle bir kararın iyi niyetle bağdaştırılamayacağını, hakimin meslek etiğine aykırı davrandığını ifade ettiler.
Kapladığı alan itibarıyla birinci sayfanın üçte birini işlevsiz hale getiren tekzip metninin bu sayfada yayınlanmasını dayatan Hakim Bekrek'in bir ortağı da var: Adana 1. Sulh Ceza Hakimi Mehmet Ali Çolak. Hakim Çolak, tekzip karararına itiraz eden Yeni Şafak'ın talebini reddetti ve 5. Sulh Ceza Hakimi İsmail Bekrek'in kararında “yasaya aykırı bir yön bulunmadığına" hükmederek kararı kesinleştirdi.
Çolak, “birinci sayfadan tam metin tekzip" kararıyla bir ilke imza atan mesai arkadaşı Hakim Bekrek'in kararını onarken, kendisi de bir skandala imza attı. Kararını, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun tekzibi düzenleyen 14. maddesine değil, CMK 26/2-3. maddesine dayandırdı. CMK 26/2-3. maddesi tekzibin reddini değil, “hakimin reddini" (redd-i hakim) düzenliyor. Hakim Çolak, “tekzip kararının reddini" isteyen gazetenin, “hakimin reddini" istediğini sanarak, kararında bu maddeye gönderme yaptı.
