İtirafçı hakimin savcılığa verdiği ifadeler şöyle:
"Pişmanım, FETÖ terör örgütüdür. Kandırıldık.
Bu evlerde bizi askeri okullara hazırlıyorlar ve yönlendiriyorlardı. Bu evlerde abi diye hitap ettiğimiz kişiler bulunuyordu. O dönemde bu evler gitmek bir ayrıcalıktı. Çok da hoşumuza gidiyordu.
Gittiğimizde bize Fetullah Gülen'i anlatıyorlardı. Hareket tarzlarımızın nasıl olacağını söylüyorlardı. Kesinlikle siyasete girmeyin eve yeni arkadaşlar getirmeye çalışın diyorlardı. Abi diye bilinen kişileri daha sonra yargı teşkilatında gördüm.
Üniversite eğitiminde kiminle kalacaklarına bölge imamlarına karar veriliyordu. Abi diye ismini öğrendiklerinin gerçek isimlerini kullanmıyordu.
Cd'ler dinliyorduk. Bir kaç gün oruç tutun gibi notlar veriliyordu. Bize uyarsak daha üst görevler de veriliyordu. Şu an adli yargı hakimliği yapan ve Basbakanlıkta çalışan 3 kişiyi abi olarak biliyorum.
Mülakatlarda yurt dışına hicret edip etmeyeceği kamuda çalışıp calışıp çalışmayacağını da sorulur ben hakim ve savcı olmak istediğimi ve çalışma evlerinde kalmak istediğimi söyledim. Günde en az 10 saat ders çalışmak mecburiydi. Kovmak ile tehdit ediyorlardı defterlerimizi kontrol ederlerdi. Bize aylık olarak para verilirdi ve o paralar görev yapan hakim ve savcılardan gelirdi. Ben de ilk staj paramı hala idari yargı hakimi olan birine verdim. O kişi bana ilk maaşın Fetullah Gülen'e verileceğini ve onun belirleyeceği yere sarf edileceğini söyledi. Maaşlarımızın yüzde 10'unu talimat gereği Gülen cemaatine himmet parası olarak veriyoruz. Gizlenmek için içmek yasak değildi.
O dönemde eğitime gidenlerin çoğu Fethullah hizmetindendi. Gülen'den gelen notları konuşuyorduk. Risalelerde iman, hayat ve şeriat şeklinde ahir zamana yönelik dönemler olduğunu, iman dönemini Said Nursi'nin gerçekleştirdiğini hayat dönemini ise Fetullah Gülen'in gerçekleştireceğini, şeriatın ise başka gelecek bir şahsın yönlendireceğini söylüyorlardı. Örneğin 2013 yılında artık Ak Parti'ye oy vermeyin dediler ben de vermedim. Büyük Birlik Partisi'ne verdik.
Yargı teşkilatında yapılanma T1, T2, T3 ve T4 şeklinde yapılmıştı. Bu gruplaşma sicile göre yapılıyordu. Gruplar da kendi içinde ayrılmıştı. O dönem, 107 bin siciller bizim gruptaydı. Diğer gruplardan olanları tanımıyorduk. T ifadesi, taşra anlamına gelmektedir. Devre yapılanmasında yazın bir haftalık kamplar yapılmaktadır. Gülen hizmetinde olmayanların bu toplantılara katılması mümkün değildir. Amacı ise çalışma hayatında maneviyatı azalanların maneviyatını kazandırmaktı. Meslektaşlarımızdan cemaate yakın olanlar bizlere zimmetleniyordu. Biz de ilişkimizi iyi tutmaya çalışıyorduk. Ara sıra ziyaret edip hediyeler alıyorduk yakın takipte tutuyorduk. Zimmete aldığımız kişilerin HSYK ve Adalet Bakanlığı'ndaki taleplerini isteklerini yerine getirmek amacıyla çalışıyorduk."
Yalan söylüyor
