Atatürk'ün zehirlenerek öldürüldüğüne ilişkin haberlere erişimi engellemek isteyen İnönü ailesi, mahkemelerden karar çıkartamadı. Yeni Şafak'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün, İsmet İnönü'nün bilgisi dâhilinde zehirlendiğini belgeleriyle ortaya çıkaran haberinden sonra, İnönü'nün kızı Özden Toker mahkemeye başvurarak haberin internetten çıkarılmasını istedi.
Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği, Toker'in isteğini reddetti. Toker, avukatı aracılığıyla Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği'ne başvurarak yayın yasağı konusunda diretti. Toker'in itirazını inceleyen Hâkim Bahadır Coşlu kararında, Yeni Şafak'ın yayımladığı haberde, Toker'in kişilik haklarını ihlal edici içeriğe yer verilmediğini vurguladı.
Hâkimlik kararında, Yeni Şafak'ın yayımladığı haberin kaynağının gösterildiğini hatırlatarak, haberde hukuka aykırı bir yön bulunmadığına hükmetti ve yayının devamına karar verdi. Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararı kesin olduğundan İnönü ailesi için habere ilişkin hukuk yolu da kapandı.
Yeni Şafak, Atatürk'ün ölümündeki sır perdesini aralayan tarihi kanıtları 6 Nisan'da yayımlamıştı. Belgeler 77 yıldır sadece kulaktan kulağa konuşulan “Atatürk zehirlendi” iddiasının gerçek olduğunu ve “suikastin” İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koydu. Yayınlanan belgelerden biri İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın 30 Haziran 1938'de, yani Atatürk'ün ölümünden 4,5 ay önce İsmet İnönü'ye gönderdiği yazıydı. Kaya, yazıda “Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım” diyor ve birkaç cümle sonra “Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim” şeklinde bitiriyordu. İkinci belge ise CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile ilgiliydi. Belgeye göre Gülek, 26 Şubat 1959 tarihindeki yazısında daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Hıfzı Oğuz Bekata'yı nazik bir şekilde uyararak “Atatürk'ün zehirlendiğine ilişkin raporu” başkalarıyla paylaştığı için Bekata'ya tepki göstererek, “Bu konu seni de beni de aşar, altından kalkamayız. Sen de altında kalırsın ben de. Birileri de altında kalır. Geçmişte yapılan hataları telafi etmemizin ihtimali dahi olmadığını iyi bilmektesin” diye yazıyordu.