Uzun yıllardır çocuklar için üreten bir isimsiniz. Bu süre zarfında dijital medya da gelişti ve çocuklar da bu değişimden nasibini aldı. Özellikle tema, konu, dil ve anlatım gibi çocuğa görelik unsurlarının bu değişimden etkilendiğini düşünüyor musunuz? Yusuf Asal hâlihazırda nasıl bir okur kitlesine hitap ediyor?
Toplumlar yıllar içerisinde sürekli olarak değişiyor. Bu durum gelişen teknolojinin de etkisiyle elbette çocuklara da yansıyor. Yalnız bu değişim ve beklenti, yetişkin insanlarda olduğu gibi değil bence. Televizyonda veya internette ortaya konulan film, çizgi film çocuklarla (olumsuz da olsa) daha etkili iletişim kuruyor. Sanırım bu bütün duyu organlarının çalışması ile ilgili bir durum. Ama bu etkileşim uzun süreli olmuyor.
Sonuçta çocukların dili çok farklı ve özel. Olaylara tepki, çocuk dünyasında 30 yıl öncesinde ne ise bugün de odur. Çocuklar iyilerden yana olurlar. Çocuklar komik olaylara gülerler. 30-40 yıl önce, çocuklar için kitap konusunda fazla seçenek yoktu. Kitap kitaptı yani. Ama günümüzde çok seçenek var. Geçmişin çocukları da günümüzün çocukları da kaliteli, çocuk dilinden anlayan kitaplar gördüğü zaman bir solukta okuyorlar. Yusuf Asal en çok 7-60 yaş arası, çocuk kalplilerden oluşan, mizahı, macerayı ve bilimi seven bir okur kitlesine sahip. 60 yaş derken inanarak söyledim.
Evet, mizahi dil kullanmaya çalışıyorum. Sadece çocuklar ve gençler değil, yetişkin insanlar da mizahi dili seviyor. Mizah da bir bakıma şiir gibidir. Zordur ve ilham gerektirir. Mizahi eserleri “Oturup iki dakikada yazayım.” diyemeyiz. Günümüzde mizahı sahiplenen, mizahçı olduğunu iddia eden bir dünya sahne sanatçısı var. Ortaya çıkardıkları çalışmaları incelediğiniz zaman, mizahtan çok argo görürsünüz. Çünkü kırmadan, dökmeden güldürmek, mizah yapmak gerçekten zordur. Evet, bir denge kurmaya çalışıyorum. İlk önce kendimi okuyucunun yerine koyuyorum. Sınırlar çizerek kendimi sıkmıyorum. Ben olsam bu kısımda sıkılırdım, dediğim yerleri anında siliyorum. Bilgiyi vermeye çalışırken, sıkmadan, kolaylaştırarak, eğlendirerek vermeye çalışıyorum. Bilim kitaplarımı tabiri caizse sınıfın en tembeline göre yazıyoum. Karikatür, yazı karakteri seçimi, şiirler ve birçok güçlendirici metot deniyorum.
Çok okunan bir yazar olmanın tatlı yükü, her daim içimde. Bu tatlı yük aynı zamanda motivasyon kaynağım. Yola çıkarken çok kitabım olsun düşüncesi, az ama çok sevilen, nitelikli kitabım olsun ilkesine dönüşüyor zamanla. Çocuklar için yazmak güzel olduğu kadar zordur da.
Çevre, internet, televizyon ve birçok alandaki kültürel taarruza karşı, bunun bir bakıma kurtuluş mücadelesi olduğuna inanıyorum. Bu konuda ailelere, öğretmenlere ve yazarlara büyük görevler düşüyor. Bir çocuk Seyit Onbaşı yerine Süpermen’e hayransa; Aziz Sancar’ı bilmeden, Fuat Sezgin’i bilmeden Avrupalı futbolcuların yedi sülalesini ezbere biliyorsa, tanıyorsa şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Çocuk, başka kültürleri de okumalı. Ama önce kendi zengin kültürünü görüp okumalı ki kimliği sağlamlaşsın. Dil olmadan nasıl ki bilim olmuyorsa ya da noksansa, kültürünü, değerlerini bilmeyen toplumlar da noksan ve arayış içinde olur. Gördüğü başka kimliklerle, kültürlerle bağ kurar. Bir düşünür “Sağlam çocuklar yetiştirmek, arızalı insanları düzeltmekten kolaydır.” der. Benim de umudum çocuklar. Dünyayı çocuklar kurtaracak kötülüklerden. İçi boşaltılan merhamet, dürüstlük, insanlık gibi özel kelimelerin anlamlarını, yine günümüz çocukları dolduracak. Ziyasını kaybetmiş yanlarımızı kalplerindeki, yüzlerindeki ışıkla onlar sıvayacak.
Yazar Yusuf Asal’a çocuk edebiyatı ile ilgili sorularımızı yönelttik. Eserlerinde gelenekten de beslenen Asal, “Çocuk, önce kendi zengin kültürünü görüp okumalı ki kimliği sağlamlaşsın. Dil olmadan nasıl ki bilim olmuyorsa ya da noksansa, kültürünü, değerlerini bilmeyen toplumlar da noksan ve arayış içinde olur.” diyor.
BU AYIN KİTAPLARI
Cesur; Şeyma Göksay’ın 7 yaş ve üzeri okur için kaleme aldığı 5 kitaptan müteşekkil bir seri ve Cesur Alpayam, Cesur Golpayam, Cesur Bolpayam, Cesur Acıpayam, Cesur Sonpayam kitaplarından oluşuyor. Cesur ve ailesi, babasının işi sebebiyle Bursa’ya taşınmak zorunda kalıyor. Bu da Cesur için yeni bir okul, yeni bir öğretmen ve yeni arkadaşlar demek. Cesur değişikliklere alışık olsa da yeni bir ortama girdiğinde çekingen davranabiliyor ve bu durum da yüzüne yansıyor. Kurduğu iyi arkadaşlıklar sayesinde ve öğretmeninin desteğiyle bu durumla başa çıkmayı öğreniyor. Seri boyunca; Cesur yeteneklerini keşfediyor, türlü sorunlarla baş etmeyi öğreniyor, sorumluluk alıyor ve korkularıyla yüzleşiyor. İlkokul çağındaki okurun severek tamamlayacağı, kendinden muhakkak bir şeyler bulacağı ve belki de yaşadığı benzer problemler için ilham kaynağı olacak bir seri Cesur. Şeyma Göksay’ın eğlenceli, güncel ve akıcı dili, Ahmet Demirtaş’ın renkli çizimleriyle.
Cesur Alpayam, Şeyma Göksay, Karavan İlk Genç, Şubat 2024, 72 sf.
Kur’an Atlası, hayat rehberi kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakından tanımak, keşfetmek isteyen küçük okurlar için harika bir başlangıç kitabı. Kitabın ilk sayfalarında “Kur’an’ı nasıl okumalıyız, Kur’an neden peygamberimizin en büyük mucizesidir, Kur’an’dan nasıl yararlanabiliriz?” gibi sorulara net cevaplar buluyoruz. İlerleyen sayfalarda ise Kur’an ayetleri merkeze alınarak, başta Hz. Peygamber olmak üzere Kur’an’da adı geçen peygamberlere ait niteliklere ve yaşamlarından kesitlere yer verilmiş. Hz. Âdem’in hayatından Nuh Tufanı’na, Hz. Yunus’un, balığın karnındaki yolculuğundan Ashabı Kehf’in sırlarla dolu uykusuna kadar pek çok kıssayı okuyabileceğimiz Kur’an Atlası alfabetik bir düzende hazırlanmış İlgi çekici görseller, renkli tasarım ve akıcı anlatım da Kur’an Atlası’nı edinmek için nedenlerden yalnızca bazıları. 6 yaş ve üzeri için.
Kur’an Atlası, Yusuf Gündüz, Gülce Çocuk, Mart 2024, 112 sf.
