PKK propagandası içeren Bakur belgeselinin İKSV tarafından İstanbul Film Festivali programından çıkarılmasını protesto edip filmlerini 'sansür var' gerekçesiyle festivalden çeken sinemacıların geçtiğimiz yıllarda bazı filmlerin “Dini mesaj” içerdiği gerekçesiyle sansüre uğramasına sessiz kaldığı, hatta bazılarının sansür uygulayan jüride görev aldığı ortaya çıktı. PKK belgeseliyle özgürlük savunucusu kesilen yönetmen, yazar ve oyuncular, 1990 ve 2000 yılları arasında çekilen pek çok filmin festivallere alınmamasına karşı hiçbir tepki göstermedi.
Yönetmen Mesut Uçakan'ın 'Anka Kuşu' filmi İKSV tarafından yetersiz bulunduğu gerekçesiyle İstanbul Film Festivaline kabul edilmezken, 'Kelebekler Sonsuza Uçar' filmi de 'dinci' yakıştırmasıyla Altın Portakal Film Festivali'nde jüriyi ikiye bölmüştü. Uçakan, 1996 yılında 'Ölümsüz Karanfiller' filmi için bizzat jüri üyeleriyle konuştuğunu, üyelerin, “Çok güzel film yapmışsın ama sana ödül veremeyiz” dediklerini aktardı. İnancından dolayı bütün festivallerden dışlandığını ifade eden Uçakan, 1988 yılında romancı Tarık Dursun K.'nın rahmetli Yücel Çakmaklı'ya, 'Ankara festivalinde Reis Bey filmi için senaryo ödülü alsın diye çok yalvardım, ama Mesut Uçakan'ın ismi olduğu için vermediler' dediğini belirtti.
1994 yılında ses getiren 'Bize Nasıl Kıydınız' filminin yönetmeni Metin Çamurcu Antalya Film Festivali'nde yaşadığı skandalı anlattı. Filmi ile festivale katıldığını belirten Çamurcu, ertesi gün “Atatürk düşmanı film” diye medya haberler çıktığını, sinemalarda halk oylaması için konulan sandıkların kendi filmine sıra geldiğinde kaldırıldığını ve halkın oy kullanmasının engellendiğini ifade etti. 'Bize Nasıl Kıydınız' filminin İtalya'da ödül aldığını belirten Çamurcu, film yüzünden tehditler aldığını ve bu sebeple sinema kariyerini sonlandırdığını söyledi.
Mehmet Tanrısever'in 'Sürgün' filmi de sansüre takıldı. Filmdeki âlimlerin kitaplarının yakıldığı sahne 'tarihte böyle bir şey yaşanmadı' gerekçesiyle filmden çıkartıldı. Yine 'mollalık mesajı veriyor' bahanesiyle cübbe giyinmiş insanların yer aldığı birçok sahne sansürlendi. Sürgün filmi uluslararası 4 ödül alırken Antalya ve Adana Film Festivallerine kabul dahi edilmedi. Yine İsmail Güneş'in Montreal'de birincilik ödülü aldığı ve Yabancı Oscar Adayı olan 'Sözün Bittiği Yer' filmi, Antalya Film Festivali jürisince 'yetersiz' gösterilerek festival dışı bırakıldı.
PKK terör örgütü mensuplarının günlük hayatının anlatıldığı Bakur belgeselinin İKSV tarafından İstanbul Film Festivali'nden çıkarılmasını sinema yazarı İhsan Kabil değerlendirdi. Hayatta hiçbir şeyin sonsuz özgürlüğünün olmadığını belirten Kabil, “Terör örgütü diye adlandırdığımız bir örgütün doğal hayatından sahneleri göstermek hadsizce. Yapılanı meşru kılmak, o yapılanı kabullenmek anlamına gelir. Bir festival her şeyi ne kadar mubah görebilir. Ben her şeyin kabul edildiği bir dünya olmadığını düşünüyorum. Belli hadler ve temeller olması lazım” dedi. 90'lı yıllarda çekilen bazı filmlerin festivallere alınmadığını belirten Kabil, “Türkiye'nin genel sinema algısında entelektüellerin, yönetmen ve yazarların zihinlerinde, yerli değerlerin işlendiği filmlere yer yok” diye konuştu.
