|

Burhan Felek’in gözünden İstanbul

Dengeli mizah anlayışı ve ince eleştirileriyle toplumsal sorunları dile getiren Şeyhülmuharririn Burhan Felek’in, İstanbul’un 2. Dünya Savaşı esnasında yaşadığı sıkıntıları anlattığı yazıları eski İstanbul’a ışık tutuyor.

Yeni Şafak ve
17:08 - 1/03/2015 Pazar
Güncelleme: 15:12 - 1/03/2015 Pazar
Yeni Şafak

1943- 1945 yılları. İstanbul’un en sıkıntılı dönemlerinden biri. 2.Dünya Savaşı devam ediyor ve savaş ülkemizi de politik ve ekonomik bakımdan tehdit ediyor. Sosyal dengeler alt üst olmuş. Şehir toplumsal çarpıklıklar, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, temel ihtiyaç maddelerine ulaşmadaki güçlükler, giderek yaygınlaşan görgüsüzlük ve nezaketsizlikle karşı karşıya. Böyle bir durum karşısında “Şeyhülmuharririn” olarak anılan Burhan Felek sessiz kalamıyor tabi ki. Köşesinde bütün bu sorunları, kentleşmeyi, çevre ve ulaşım alanlarında yaşanan sorunları mizahi bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Sonuçta hiciv ve nükte dolu yazılar çıkıyor ortaya. Bu yazıların bir kısmı 1971 yılında basılıyor. Kültür AŞ., Türk basının simge isimlerinden Burhan Felek’in kaleminden İstanbul’un 1940’lı yıllarına tanıklık edebilmemiz için bu yazıları  “Eski İstanbul Hikâyeleri” ismiyle yayımladı. İstanbul’un şehir ve kültür tarihine katkı sunmak amacıyla basılan kitap İstanbul’un en sıkıntılı dönemlerinden biri olarak nitelendirilen döneme ışık tutuyor. 


İSTANBUL ŞİVESİ İLE ANLATIYOR

Eski İstanbul Hikâyeleri, olayları gözlemleme yeteneği, dengeli mizah anlayışı ve ince eleştirileriyle toplumsal sorunları dile getiren Burhan Felek tarafından kaleme alınan hiciv ve nükte dolu üç yüzü aşkın öyküyü bir araya getiriyor. Hikâyelerin başlangıcı, İkinci Dünya Savaşı’nın sosyal dengeleri alt üst ettiği günlere dayanıyor. Burhan Felek ilk baskı için on beş bini aşan günlük gazete yazıları arasından seçtiği yazılarını kullanmış. Kitap için usta yazar; “Yazıldığı devri, o dönemi yaşamış genç kuşaklara zamanın Türkçe numunesi ve İstanbul şivesi olarak sunmak ve mazideki o günlerin yaşantısını nesilden nesile, uzun yıllar sonrasına taşıyabilmek maksadıyla kaleme alındı” diyor. Kitap için seçilen hikâyelerin çoğunda, Felek’in fıkra yazarı gözüyle baktığı sahneler var. Günlük hayatın akışı ile ilgili hiciv ve nüktelerin yer aldığı hikâyeler, çok uzaklarda kalmış bir dönemin eski İstanbul’una, çeşitli açılardan ışık tutuyor.  Mesela Felek, İstanbul sokaklarının karanlığa gömülmesini şu sözlerle eleştiriyor: “İstanbullu, haziran güneşinin turfanda sıcaklığını mayıs sonunda bulunca papatya gibi dökülüp saçıldı. Geceleri sokağa çıkıyor. Çıkıyor ama mehtap çoktan söndü. Sokaklar da karanlık. Beyoğlu, Divanyolu ve Beyazıt gibi dükkânı bol yerlerin dışarı sızan ışıkları hesaba katılmazsa şu günlerde fenersiz sokağa çıkmak bir mesele oldu. Bu mesele asayiş meselesi değil, bastığı yeri görmek meselesi.” Burhan Felek’in hayata dair olup bitenleri mizahi bir üslupla ele aldığı kitap, hem güldürürken düşündüren hem de düşündürürken gülümseten farklı temalarla çıkıyor okuyucunun karşısına. 20. Yüzyılın ortasındaki İstanbul’u anlatan kitapta, şehrin değişen toplumsal yapısı, yaşanan dönüşümler, yeni gelişmeler karşısında halkın duygu ve düşünceleri ve yaşanan sıkıntılar iyi ve kötü yanlarıyla objektif bir biçimde ortaya konuluyor.


Kitabın künyesi:

Eski İstanbul Hikayeleri

Burhan Felek

İBB KÜLTÜR A.Ş. YAYINLARI

2014

314 sayfa
#burhan felek
#istanbul
#hikaye
9 yıl önce