|

Çivisi çık(artıl)mış siyasetin çift(et)elli oynayan medyası

Bir camianın özeleştirisinin, camianın içinden biri tarafından yapılması çarpıcı olduğu kadar zordur da. Canan Barlas anı kitabında bu zorluğun üstesinden geliyor ve merak edenler için medya dünyasının kapılarını aralıyor

Sami Akbıyık
00:00 - 11/04/2012 Çarşamba
Güncelleme: 21:29 - 10/04/2012 Salı
Yeni Şafak
Çivisi çık(artıl)mış siyasetin çift(et)elli oynaya
Çivisi çık(artıl)mış siyasetin çift(et)elli oynaya

Bir anı kitabını neden okuruz? Ya yazarın neler yaşadığını, ya da yazarın yaşadığı dönemde neler yaşandığını merak etmekteyizdir. Canan Barlas'ın meslekî anılarını derlediği Bab-ı Ali'den Çiftetelli'ye adlı kitabı ikisi için de merakınızı bastıracak kadar önemli bir çalışma. Toplum, bir dönem hakkındaki bilgileri en iyi şekilde, o döneme tanıklık eden kişilerin anılarını okuyarak öğrenir. Canan Barlas da bir dönemin medyasına tanıklık etmiş önemli gazetecilerden biri. Bir de hatıraların içine Canan Hanım'ın eşi Mehmet Barlas girince insan iyiden iyiye meraklanıyor. Bir camianın özeleştirisinin, camianın içinden biri tarafından yapılması çarpıcı olduğu kadar zordur da. Yılların eskitemediği gazeteci-yazar Mehmet Barlas'ın eşi ve aynı zamanda meslektaşı Canan Barlas medya camiasını, medyanın içinde büyüyen bir yazar olarak eleştirmiş.

Canan Barlas 1976'da Cumhuriyet Gazetesi'nde anket yapmaya başlıyor, aynı yıl Mehmet Barlas'la evleniyor. Her ne kadar Mehmet Bey'e ev hanımı olarak yaşayacağına söz verse de yeniden gazeteciliğe dönüyor. Önce Hürriyet'te istihbarat muhabiri olarak çalışıyor, Mehmet Bey'in İsmail Cem tarafından TRT Haber Dairesi Başkanlığı'na atanmasıyla Ankara'ya gidiyor. Oktay Ekşi'nin yönetimindeki Hürriyet Ankara Bürosu'nda diplomatlarla ilgili haberler yapıyor. Mehmet Barlas TRT'den ayrılınca İstanbul'a dönüyorlar ve Canan Hanım, Hürriyet'te önemli bir isim haline geliyor, birçok kritik haberlere imza atıyor. Kızı dünyaya geldikten sonra Nokta Dergisi'ne geçiyor, ilginç magazin haberleri yapıyor. Bunların ardından 1983'te Güneri Cıvaoğlu yönetimindeki Güneş Gazetesi'nde magazin müdürü olarak işe başlıyor. Canan Barlas, bu aşamadan sonra başarılı bir magazin habercisi. Mehmet Barlas'ın aile dostu Erdal İnönü, Turgut Özal, Sakıp Sabancı, Şakir Eczacıbaşı, Rahmi Koç ve aileleriyle tanışıyor, bu ailelerle ilgili magazin haberleri yapıyor.

Kitabın önemli bölümünü, magazin haberciliğinde Erdal İnönü'den Turgut Özal'a, Vehbi Koç'tan Sakıp Sabancı'ya, Emel Sayın'dan Sezen Aksu'ya, Bülent Ersoy'dan Müjde Ar'a, Kemal Sunal'dan Çirkin Kral Yılmaz Güney'e kadar, sanatçı, siyasetçi ve iş adamlarıyla yaptığı röportajlar oluşturuyor. Nükhet Duru'nun abdest alıp namaz kıldığını, Turgut Özal'la tanıştıktan bir ay sonra Turgut Özal'ın Başbakan olduğunu da bu hatıralardan öğreniyoruz.

28 Şubat dönemi ve medya

Canan Hanım darbe günlerinin de tanığıydı. 28 Şubat döneminde Doğan Medya Gurubu tarafından işten çıkartıldı. Medya iyice merkezi yönetimin denetimine geçmeye başladı. İşte Barlas'ın bu kitabında, 1997'da yaşananlar, derin devlet'ten TÜSİAD toplantılarına, medyadaki yargısız infazlardan 28 Şubat darbesine, gazete ve dergilerin neden sürekli el değiştirdiğinden bu yayın organlarının bazılarının kapatılırken bazılarının büyütülüşüne kadar birçok konuda aydınlatıcı ve şaşırtıcı bilgilere ulaşmak mümkün.

Canan Barlas hatıralarında 28 Şubat dönemindeki merkezi yönetimin medyayı nasıl kontrol altına aldığını, aleyhte haber yapanların nasıl işsiz kaldığını, istenmeyen köşe yazarlarını nasıl sansürlendiklerini gözler önüne seriyor. Özellikle yakın medya tarihini ve 28 Şubat döneminde medyada yaşananları farklı perspektiften okuyabilmek için önemli bir kitap.

12 yıl önce
default-profile-img