‘Yeni Türkiye’, birçokları için umut vadediyor. Ezilen, yok sayılan, ötekileştirilen insanların yeni oluşturulan ülke algısında farklı farklı talepleri var. Sosyal yaşamdaki rolleri, anneliği, çalışan haliyle ve dahası kadın olduğu için ötekileştirilenlere de yeni bir yer açılıyor Yeni Türkiye’de. Betül Soysal Bozdoğan’ın kaleme aldığı Yeni Türkiye’nin Kadınları, güzel bir gelecek inşası gerçekleşirken rol alan kadınların sesi bir bakıma. Geçtiğimiz ay Okur Kitaplığı’ndan çıkan kitapta, Sümeyye Erdoğan, Deniz Ülke Arıboğan, Kezban Hatemi, Elmas Arus, Hülya Koçyiğit, Gülsen Ataseven, Ümit Meriç, Sevilay Yükselir, Şule Yüksel Şenler gibi isimlere yöneltilen farklı sorulara verilen cevaplar yer alıyor. Yazar Bozdoğan “Yeni Türkiye kadınların kılık kıyafetine takılmıyor, dilindeki şivesine bakmıyor, ismine- kökenine- dinine- mezhebine karışmıyor. İdeal bir kimlik dayatmanın ötesinde bireyin tercihlerini önemsiyor” diyerek başlıyor söze. Kitabın tamamında yer verilen röportajları okudukça, birçoğu öteki sayılan kadınların bugüne kadar yaşadıklarının yanı sıra, bundan sonrası için değerlendirmelerini de öğrenme imkânı bulabiliyorsunuz. Kitabın derdi nedir dediğimizde karşımıza cevabı aranan şu sorular çıkıyor: “Yeni Türkiye hangi değerler üzerine yükselecek? Nasıl inşa edilecek? Türkiye mozaiğini yansıtan kadınlar ne düşünüyor? Kim bu kadınlar?”
Kuşkusuz kitap içerisinde en dikkat çekici röportajlardan biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ınki. Doğduğu günden başlayarak, içerisinde bulunduğu siyasi hayatı tüm gerçekliğiyle anlatan Erdoğan’ın bir cümlesi çok etkileyici: “Burada söylemekten bile hicap ediyorum ama çok ahlaksızca iftiralar atıldığı için kayıtlara geçsin istiyorum. Gerek fahri danışmanlık, gerekse Genel Başkan danışmanlığı yaparken hiçbir zaman maaş ya da başka bir ücret almadım.”
Kitapta yer yer itiraflar da yok değil. Mesela Deniz Ülke Arıboğan “Ben açıkçası sadece sarışın, güzel bir kadın olarak tanımlanmayı çok eksik ve bana karşı bunu büyük bir haksızlık olarak algılıyorum. Ben 2 tane çocuğum, gül gibi ailemle, düzgün bir Türk kadınıyım” derken en çok şikâyetçi olduğu meseleyi özetlemiş oluyor. Sayfalar arasında ilerledikçe kendi içlerinde farklı dönüşümler yaşayan kadın hikayelerine tanık oluyorsunuz. Başarılar, başarısızlıklar, engellemelerin bile yıldıramadığı güçlü portrelere uzaktan bakabilme imkanı yakalıyorsunuz. Avukat Özlem Zengin’in hayatı onlardan biri. Örtünme konusunda tereddütler yaşayan, örtündüğünde ailesini şok eden Zengin, Yeni Türkiye’nin güçlü karakterlerinden biri. O da Yeni Türkiye’ye dair şöyle konuşuyor: “Yeni Türkiye yasaksız bir ülke. Yasaksız Türkiye sadece kadınlar açısından değil. Türkiye’de en büyük yasaklara kadınlar mazhar olduğu için, onlar mağdur olduğu için bu en çok kadınlar için anlam ifade ediyor.”
