Dil ve Edebiyat dergisinin Eylül 2014 sayısında yer alan şiirler; yeni imgeler ve ifade biçimleri yardımıyla insanın tarifi zor yanlarına işaret fişekleri göndermeye devam ediyor. Bilimin, gündelik dilin açamadığı gizlerin kilidini açan şiirleriyle Dil ve Edebiyat dergisi, modern hayatın çetrefilli yollarında kaybolan şiir meraklılarına âdeta imgelerden bezenen berrak gökyüzünde yol gösteriyor. Dil ve Edebiyat şairleri, sanat tür ve eserinin yegane gayesi nedir, sorusunun cevabını her bir dizede büyük bir doğum sancısı çekerek cevaplamaya çalışıyor.
şişemde yarım kalan zehiri kır
uysal bir kedi ol
uyut içimde uyumayan sancıyı
Mısralarında ruhunun derinliklerinden seslendiği gözlenen Müştehir Karakaya'nın Güz Nevrotik Vakadır Gamzelerine şiiriyle kapılarını açıyor Dil ve Edebiyat dergisi. Eylülle girilen güz mevsiminin estetik karşılığını Karakaya'nın şiirinde teneffüs ediyorsunuz.
Dil ve Edebiyat dergisi şiir editörü Zafer Acar ise şiir geleneğini damıtmaya devam ediyor. Oscar Wilde Gazeli'nde çarpıcı dizeler yer alıyor.
maske takıyorum yüzüm yeni anlamlar kazansın diye
kaybettim ifademi Oscar Wilde gibi bende
diyen şair, kadim tarz ve güncel imgelerle şiirinin anlam dünyasını zenginleştiriyor. Âdemoğlunun hayattaki anlam arayışı ile ifadesini kaybeden Oscar Wilde'ın nerede buluştuğu sorunu, şiirin anlam katmanlarında gezmek isteyenlerce çözümlenmeyi bekliyor.
Özcan Ünlü ise hakikatin sırlarını kurcalıyor.
Haydi şimdi biraz ölelim
Sıra bizde
Kapanalım kapısına sırlar sırrının
dizeleriyle şiirini bitiren Ünlü, Önce başlıklı şiirinde ölüm metaforunu bir karamsarlık örgüsüyle değil, insanı yaşamaya çağıran bir umutla işliyor. Ünlü'nün karşıtlıklarla kurduğu şiir yapısı Kur'an kıssalarına atıflarla derinleşiyor.
Dil ve Edebiyat'ta dikkat çeken şiirlerden biri de Kederle Bela başlıklı bir Aykut Nasip Kelebek şiiri. Kelebek, modern insanın parçalanmış dünyasını, tarifsiz acıların şiirsel ifadesi olan Kerbela'yı çağrıştıran bir başlıkla ifadesini buluyor.
Edebiyat türleri içinde insanın gündelik alışkanlıklarını dilden hayal dünyasına kadar geniş bir satıhta, en keskin şekilde kırmayı başaran şiirin, nadide örneklerini okumak için Dil ve Edebiyat dergisi Eylül sayısında okurlarını bekliyor.
Ve Eylül sayısında Dil ve Edebiyat okurlarına, Gazze'de yaşanan İsrail zulmüne şiirimizin en büyük isyanlarından biri olan, Cahit Koytak'ın şiir kitabı Gazze Risalesi'ni hediye ediyor.
Gazze Risalesi adlı eserin sunuş yazısında Dil ve Edebiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak eserin yayımlanması gerekçesini şu cümlelerle ifade ediyor:
'Cahit Koytak'ın Gazze Risalesi bir bilinç olsun, bir insanlık nefesi olsun diye, insanlığa bir çığlık olsun diye, insanlık vicdanına bir dokunuş olsun diye sizlere sunuldu. Cahit Koytak 'bu kadar bebek ölüsüyle,/bu kadar çocuk ölüsüyle,/bu kadar anne ölüsüyle,/bu kadar seyirciyle/ve bu kadar sessizlikle…/ gökleri dolduran bu sessizlikle,/ cenneti, cehennemi, ârafı,/yerin altını, yerin üstünü/kana boyayan bu sessizlikle/hangi oyunu oynuyoruz,/hangi oyunu, tekrar tekrar,/hangi oyunu, bu cehennemde?' diye soruyor, Gazze Risalesi'nde.'
Dil ve Edebiyat dergisinin Eylül sayısında yer alan diğer şiir ve yazılardan bazıları şöyle:
Apolyon –şiir-, Abdullah İlhan
Kadim Dost, Şair Mustafa Özçelik, M.Atilla Maraş
Dilde Değişim, Prof. Dr. Ejder Okumuş
Âdem'in Öğrenmediği Kelimeler, Yusuf Akçay
Şiirimizde Ölüm Düşüncesi, Murat Soyak
Aşkın Yolu –hikâye-, Halil Ürün
Eylülde Gel, Fatma Tavukçu
İslambol –hikâye-, Ümit Avukatoğlu