|

Katillere şiir mi atacağız?

Şairler Osman Konuk, İbrahim Tenekeci, Cahit Koytak, Haydar Ergülen ve Adnan Özer''e tüm dünyayla beraber kıyısında yalnızca seyircisi olduğumuz Gazze''yi sorduk. Şairlerimiz, şiirden sonrasını işaret ettiler, şiirin yanı sıra İsrail''e başka şeyler de atmak gerekiyor.

Yusuf Genç
00:00 - 5/08/2014 Salı
Güncelleme: 22:22 - 4/08/2014 Pazartesi
Yeni Şafak
Katillere şiir mi atacağız?
Katillere şiir mi atacağız?

''T ''üm Amerika bir tımarhaneden ibarettir'' diyen Ezra Pound, tımarhanenin yol açtıklarına hak ettikleri öfkeyi göstermişti. Çünkü kötülüğün annesini keşfetmişti. Elinden geleni yapmaktan geri durmadı. Ondan sonra gelen Adorno ise 49''da ''Auschwitz''den sonra şiir yazılamaz'' demiş ve barbarlığın karşısında sahici adımlar atılması gerektiğini seslendirmişti. Barbarlık, saldırganlık ya da terörizm… Yaşadığımız dünyanın şahitlik ettiğimiz en acı gerçeği. Büyük sözler, sert kınamalar, fiyakalı çıkışlar yok artık. Ölü çocuk bedenlerinin soğukluğunu izleyip duruyoruz. Şiir neye yarar? Şair hangi taşı atmanın sorumluluğunu taşır? Türkiye''nin önde gelen şairlerine Filistin''i, Gazze''yi ve Şücaiye''de şahitlik ettiğimiz dünyayı sorduk. Şairlerimizin işareti ''Auschwitz''den sonra şiir yazılamaz'' diyen Adorno''nun gösterdiği yeri gösteriyor. Şücaiye''den sonra şiir yazılamaz!

OSMAN KONUK: Konu, edebiyat ya da şiir değil!

Filistin, Gazze hakkında, tarihi, coğrafi, stratejik, edebi, söylenmedik söz, yazılmadık yazı kalmadı. Artık bu konudaki edebiyatın bir anlamı yok. Duygusallık, öfke, bazen çaresizlik hissi ister istemez yazılanlara yansıyor ama bu konuda üretilecek bir edebiyat kalmadı. Çünkü konu edebiyat, şiir değil. Konu hiç bu kadar edebiyat olmaktan çıkmamıştı. Herkes biliyor ki, Filistin, Filistin''den; İsrail, İsrail''den ibaret değil. Reel dünya sistemi neredeyse İsrail''in güvenliğini sağlama ve sürdürme stratejisi üzerine kurulu. Bu sistem en ''radikal geometrik'' yöntemi Ortadoğu için kullanıyor. Sürekli ve artan bir şiddetle katletme. Katillere şiir mi atılacak?

İBRAHİM TENEKECİ: Türkiye''nin kaderi mazlumdan yana

Bir buçuk milyar Müslüman''ın bir buçuk milyon Müslüman''ı koruyamadığı bir dünyada yaşıyoruz. Adaletsizliği binlerce defa tescillenmiş ülkelerden, kurumlardan merhamet beklemek, mümince değil, bilesiniz. Doğu Türkistan''dan Orta Afrika''ya kadar, devasa bir coğrafyada yaşanan mezalimi seyretmek acziyeti. Ancak açıklama yapabilmek, tel''in edebilmek. Bunlar yetmez, yetmiyor. Daha sahici adımların atılması gerekiyor. Çözüm nedir? Çözüm İslam birliğidir. Bu sorumluluk da Anadolu coğrafyasına düşmüştür. Çünkü milletimizin kaderi, mazlumdan yana yazılmıştır.

CAHİT KOYTAK: Bu kadar acı için çok küçük Filistin

Biliyorsunuz Gazze Risalesi diye bir şiir yazmıştım ben. Orada söyleyebileceğim her şeyi söylemeye gayret ettim. Orada gelecekte insanlığın varması gereken ufkun ne olduğunu anlatmaya çalıştım. Hem Gazze Risalesi hem de Telaviv''li Josef''e Mektup. Yapabildiğimin en iyisi bu olduğu için bunu tekrar ifade etmek isterim. Bu Gazze Risalesi, bir önceki barbarlık sırasında yazılmıştı. Şimdi tekrar ne yazılabilir, ne söylenebilir diye bakıyorum da aslında diyebileceklerimi orada söylemişim. O gün olan, bugün olanın satırı satırına aynısı. Ben bütün varlığımı katarak, söylenebilecek bir şey bulabileceğimi sanmıyorum.

HAYDAR ERGÜLEN: Çocuk öldüğünde şiir de ölür

2009''da yine maalesef Gazze saldırı altındaydı, o zaman kısa bir şey yazmıştım, şimdi ibret olsun diye bir kaç satır eklemek istiyorum o yazdıklarıma. İnsan bu acı karşısında ne yazık ki fazla bir şey söyleyemiyor, yazamıyor, her şey sanki ''edebiyat yapmak'' gibi geliyor.

Ne kadar kötü olursanız olun, ne kadar cani, ne kadar vicdansız ve merhametsiz olursanız olun, hangi dinden, dilden ve milletten olursanız olun... Hangi kitap sizin için kutsalsa onu okuyun, hiç kutsalınız yok mu... Hiç kutsalınız yoksa o zaman da ''çocuklara bakın'' diyecektim size! Çünkü insan bir çocuğa baktığında inanır her şeye. Hatta kendine bile. Çünkü çocuk kutsaldır, o sizi kendine, kutsal olana inandırmaya yeter, belki de bunun için çocuktur. Bir çocuğa kıyıldığı zaman şiir de zaten ölmüş demektir.

ADNAN ÖZER: Şücaiye''den sonra şiir yazılır mı?

Şairlerimiz genel anlamıyla güzel bir sınav verdiler. Fakat şu sıralar tepkilerini nasıl göstereceklerini bilmiyorlar. Benim eleştirim o. Bir şey yapmak istiyorlar ama nasıl yapılacağını bilmiyorlar. Özellikle bu sosyal medya kolaycılığı ile sadece bağırıp çağırmak var. Biz sanatçıysak bizim zekâ gösterisi yapmamız lazım. Ben çıkıp bayrak yakarsam bu nedir ki? Evet gereğinde taş da atmalıyız ama başka taşlar da atmalıyız. Auschwitz''den sonra şiir yazılmaz demişti Adorno. Peki, Bay Adorno, Şücaiye''den sonra şiir yazılabilir mi? Sadece şiir yazmak da olmaz, başka şey bulacağız. Yaparken biz de kendimizi riske atacağız.


10 yıl önce