Allah (c.c.) kullarını yarattığında, onlardan kesin söz almıştı. Kullar, Allah''a verdikleri sözde: ''Sen, bizim Rabbimizsin'' dediler. Yani insanlar, Allah''a hayatımız boyunca: ''Yalnız sana kulluk edeceğiz ve yalnız senden yardım dileyeceğiz'' sözünü verdiler. Böylece kullar, Allah ile ahidleştiler. Böyle bir ahidleşmeyle, insanoğlunun dünya hayatı başlamıştır. Yani biz hayata, ''söz vererek'' başlıyoruz. Bunun içindir ki, İslâm Medeniyeti''nde söz vermek ve bu verdiği sözde durmak önemli bir yere sahiptir.
Toplumların İslâm''dan uzaklaşarak yozlaştığı bir dönemdeyiz. İnsanlar İslam''dan uzaklaşınca haliyle verdikleri sözden de uzaklaştılar. Bir nevî verdikleri sözleri unuttular… Verilen sözler unutulunca, dostluklar da, kardeşlikler de bozuk para gibi harcanmaya doğru gitti. Artık neredeyse, ''o sözünün eridir'' sözü tarih oldu. Verdiği sözü yerine getirmeyenlerin çoğalması, İslâm Ümmeti için büyük bir tehlikedir. Biz Müslümanlar olarak, bu tehlikenin farkında olmalıyız. Yaşadığımız çağda, sözünde duran adamların hasretini çekiyoruz. Günümüz dünyasında insanlar verdikleri verdiğimiz sözleri, çok çabuk unutabiliyorlar.
Ne oldu bu insanlara söz verdiklerinde verilen sözü hemen unutu veriyor, hattâ unuttuklarını bile unutuyorlar. Bugün verdiğimiz sözler, konusunda bir kez daha tefekkür etmeliyiz. ''Müslüman''ın sözü seneddir'' hakikatini alıp yeniden gündeme getirmeli, bu konuda birbirimize hatırlatıcı ve nasihat edici olmalıyız.
Ramazan Kayan, Hüseyin Kerim Ece, Prof. Dr. Adnan Dermican Abdullah Dâî, Muhammed Emin Yıldırım, Ahmed Kalkan, Ziya Gündüz, Ahmet Varol, Aydın Talay, Muhammed İslamoğlu, Süleyman Gülek, Abullatif Acar, Yakup Paslı, Halil Kara, Servet Naçar, Hasan Akyasan, Ahmet Bal, Nasruddin Yasin, Murat Ayar...