|

Afrika'nın Atom Karıncası

Bildiğimiz yüksek duvarlı binalara asla teslim olmuyor.  Bir hafta yetimhanede, bir hafta da cezaevinde tutukluları ziyaret ediyor. Afrika'nın zorlu coğrafyasında afet bölgesine ilk o gidiyor. Yardım isteyen siyahi annenin elinden tutuyor 'kıymetli dostum' diyor. O Türkiye'nin Afrika'daki her şeyi; yerel halkın tabiri ile Mösyö cher frère(Aziz kardeşim).

Murat Palavar
00:00 - 5/10/2014 Pazar
Güncelleme: 17:19 - 4/10/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Afrika'nın Atom Karıncası
Afrika'nın Atom Karıncası

Bir büyükelçi düşünün ki gittiği ülkenin en sevilen isimlerinden biri olsun. Bürokrasiye, ikili ilişkilere, ticarete hakim olduğu kadar sokağa da hakim olsun. Afrika'da insanların içinde hiç korkmadan dolaşsın hatta hiç bir misyon temsilcisinin girmeye bile cesaret edemediği sokaklarda siyahi gençlerin elini sıksın. Kendi ismiyle karşılaştığı bir çocuğa 'al bu kartımı arkadaşlarına göster; benim dostum olduğunu söyle' diyecek kadar halkın içine karışmış biri. Türkiye'nin Kamerun Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan, ülkenin en sevilen isimlerinden. Adının her geçtiği yerde Kamerunlu devlet yetkilileri biraz durup rahat nefes alarak onu içten sözlerle anlatıyor. 'Kamerun'da ayak basmadığı yer kalmadı' sözleri ortak olarak dile getiriliyor. Halkı yürekten kucaklaması ve her söze başladığında kullandığı Fransızca cher frère (Aziz kardeşim) kelimesi adıyla birlikte anılıyor. Avrupalılardan yaklaşık 100 yıl sonra geldiğimiz Kamerun'da herkesi kıskandıracak bir Türkiye algısı oluşturmuş. Yerel halkın tabiri ile Afrikalı insan ilk kez yüzlerine baktıklarında içindekinin de ne olduğunu gördüğü bir insanla karşılaştı. Verdiği sözünde duran gizli ajandası olmayan beyaz bir yapıyla karşılaştı. 

(Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya 2013 yılında ülkemize resmi temasta bulunmuştu)
PAUL BİYA TÜRKİYE'YE BÜYÜK ÖNEM VERİYOR

Ülke Afrika'nın en istikrarlı ülkelerinden biri. 83 yaşındaki Cumhurbaşkanı Paul Biya ülkesinin geldiği noktada en büyük katkısı olan kişi. Biya Türk Büyükelçisi'ne büyük önem veriyor. Türk Büyükelçisi'ne 'biz senin bu memleketi bu milleti sevdiğini değer verdiğini ve bunda yürekten inandığınıza kaniyiz' sözlerini iletmiş. Türk Büyükelçisi diğer misyon şeflerini kıskandıracak kadar özel bir yere sahip. Cumhurbaşkanı bizzat kendisine 'Burası senin evin. Randevu almana, istemene gerek yok. Sen ne zaman istiyorsan burası senin' diyerek ne kadar önemsediğini göstermiş.

ONLARLA TOPRAĞA OTURDUM ONLARIN TASINDAN YEDİM

'Benim her ifademde Kamerun'un halkı kendi ihtiyacının cevabını ve samimiyeti buluyor' diyen Büyükelçi Doğan, Kamerunlu'ya yaklaşımını şöyle anlatıyor: 'Onlar toprağa oturdu bende oturdum. Ben her davranışımda kendi babamın, amcamın bana verdiği terbiyenin izlerini buldum' Doğan, Kongo büyükelçisinin bir ricasını da şöyle anlatıyor: 'Büyükelçi geldi. Devlet başkanı bize Kamerun'daki gibi bir büyükelçi göndersinler demiş'

Selde bölgeye ulaşan ilk kişi oldu

2012 yılında Kamerun çok büyük sel felaketi yaşadı. 180 bine yakın insan selden etkilendi. Evlerini, tarlalarını, hayvanlarını su telef etti. Kamerunlulardan dahi önce, sel bölgesine ilk olarak Türk büyükelçiliği ile Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı ulaşmış. O bölgede çadırların kurulması ve su ihtiyacının giderilmesini sağlanmış. Türk Büyükelçisi ve yardım kuruluşunun bölgedeki çalışmaları hem bölgede hem de Yaounde'de büyük yankı oluşturmuş. Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya 3-4 hafta sonra kendisi de sel bölgesine gitmiş. Gittiği her yerde bunu Türkler yaptı denilince 'Burada her şeyi Türkler yapmış' diye karşılık vermiş. 'Biz ne yaptık' diye sorunca 'Birşey yapmadık' cevabını almış. Gelir gelmez savunma bakanına talimat veren Biya, 'Hemen git Türk Büyükelçisi'ne benim adıma teşekkür et' demiş ve 'Bu millet değerli millet. Bu milletin büyükelçisi de benim açımdan önemli bir büyükelçidir' kelimelerini kullanmış. Büyükelçi Ömer Faruk Doğan 'Bu sadece Kamerun'da değil Orta Afrika'da da Türkiye'ye yönelik algıyı değiştiren bir olay oldu' diyor.

Kamerun'un en uzağına da Fransız kalmadı

Büyükelçi Doğan hiç kimsenin cesaret edemediği bölgelere gidiyor halkın davetini geri çevirmiyor. Sözde Fransız turistlerin kaçırıldığı iddia edilen bölge Kuseyri'den de davet alan büyükelçi davete icap etmiş. Fakat bu sefer diğer elçiler 'bizi zora sokuyorsun' diyerek kazan kaldırmışlar. İşte büyükelçinin 'gidemediğim yer bizim değildir' diyerek Afrika'yı bir baştan bir başa geçtiği yolculuğun hikayesi.. 'Kuseyri'den 'Sen her yere gidiyorsun bizim oraya da gel' dediler. Programınızı yapın oraya da geleceğim dedim. Çad'a gidip oradan geçiyorsunuz. Güvenliğin olmadığının dillendirildiği süreçte 'Ben gidiyorum' dedim. Bütün büyükelçiler 'Gidemezsin. Bizi zor durumda bırakıyorsunuz' dediler. Ben kendi programımı takip edeceğim, siz de kendi programınızı takip edin dedim. 3 gün bölgede kaldık. Kamerun emniyeti ben hiç söylemediğim halde sadece merkezden 10 tane sivil polis gönderdi. Gittiğimiz yerde 2 kamyon asker verdiler. Sırf bak büyükelçi sen bizi önemsiyorsun biz de seni o kadar önemsiyoruz diye. 24 saat konvoyun önünde ve arkasında bir manga asker geldi'

Ekmek fırını yaptırdı

Büyükelçi Ömer Faruk Doğan gittiği yerlerde Türkiye'den bir iz bırakıyor. İşte o izlerden bir tanesi kendisini davet edilen köye Türk ekmek ustasını göndererek ekmek yapmayı öğretiyor. Kasabaya bir de ekmek fırını inşa ettiriyor. Büyükelçi Doğan olayı şöyle anlatıyor: 'Kamerunlunun birisi geldi. 'Aylardır seni bekliyoruz' dedi. Kasabamdaki herkes 'Türk Büyükelçisi buraya gelmez mi?' diye benim buraya gelip gittiğimi bildikleri için beni zorluyorlar' dedi. Gelirim dedim şaşırdı. Kalktık bir cumartesi sabahı yola çıktık. Hazırlık yapmışlar yapraklardan çiçek yapmışlar. Renkli çiçekleri yollara döküp halı yapmışlar. Dedim size ne yapacağız çıktık geldik buraya. Sizinle bir şey yapmamız lazım. Onlar şunu bunu yapın diye konuştular. Ben bir durun,biz dedim buraya gelirken arabada bir koku vardı. Çok tatlı hoş bir koku. Bu koku nedir diye sordum. Ekmek dediler. Arabada ekmek ne arıyor; Kim kahvaltı yapmadı dedim. 'Yok öğle değil. Kasabaya ekmek götürüyoruz' yanıtını verdiler. Niye diye sordum 'kasabada ekmek yok' cevabını aldım. Yaounde'den kasabaya ekmek giderse ekmek var gitmezse yok. Çok dokundu bana. Size dedim ekmek fırını yapacağız. Bir fırıncı getireceğiz size eğitim verecek dedik ve sözümüzü tuttuk'

(Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in Kamerun temasları üç gün sürmüştü)
Mehmet Görmez'in hutbesini unutamıyor

Büyükelçi Doğan'ın en unutamadığı anlardan birisi THY hattının açıldığı günlerde yaşanmış. Açılışa katılan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 10 bin kişilik alanda yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı Cuma namazını kıldırmış. Doğan 'Hutbede Mehmet Görmez ağladı, cemaat ağladı. Buradaki Müslümanların çoğu Arapça bilir. Cuma hutbesinin konusu da ilginçtir, cahillik, fakirlik ve dedikodu oldu' diye anlatıyor.

Mahkum Büyükelçi'nin kartvizini öperek ağladı

Mümkün olduğunca hafta sonlarını dışarda geçiren Büyükelçi Doğan yetim yurtlarını veya hapishaneleri ziyarete gidiyor. Diyanet Vakfı tarafından gönderilen yardımların ulaşmasını sağlayan Doğan, bir cezaevinde yaşadığı ve unutamadığı anısını şöyle anlatıyor: 'Bu ülkenin kendi ekmeği yok ki mahkuma versin. Hepsi aç. Sivil toplum kuruluşu aracılığı ile sürekli erzak gönderiyoruz. Diyanetten gelen paralar ile hapishaneye arada kamyonetlerle yiyecek gönderiyoruz. Bir cuma günü sohbet için cezaevine gittim. Duvarın kenarına mahkumları dizmişler. Bir tanesi 'çekiniyorum ama bir şey isteyebilir miyim. Bana bir tane kartını verir misin?' dedi. Hemen çıkarttım verdim. Emin olun hemen arkasını döndü hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ağlaya ağlaya kartı öpmeye başladı. Ne yapıyorsun dedim 'Ben anlatamam' dedi. Neticede benim ülkemdeki gibi mazlum masum bir insan.

AFRİKA'NIN GÖBEĞİNDE HALKIN İÇİNDE BİR TÜRK BÜYÜKELÇİSİ

Büyükelçi Ömer Faruk Doğan , Kamerun halkı ile sıcak bir iletişim kurmuş. Adeta sokağın da nabzını tutuyor.

Orta Afrika'nın giriş kapısı olarak gösterilen ülkede Büyükelçi Doğan, halkın tam içinde. Yetimhane ve cezaevlerini ziyaret eden Büyükelçi, Diyanet Vakfı,Aziz Mahmut Hüdai Vakfı ve diğer Türkiye'den gönderilen yardımları ihtiyaç sahipleri ile buluşturuyor.Tüm dünyanın gözleri önünde Orta Afrika'daki zulümden kaçan mültecilere de yardımların ulaşmasını sağlayan Türk büyükelçisi Türkiye'nin yardımsever elini halkla buluşturuyor.

(Ömer Faruk Doğan Büyükelçilik personeli ile)

10 yıl önce