|

Akıllı telefonlarımızı kim ele geçirecek?

Bilişim teknolojisi üzerine araştırmalar yapan gazeteci yazar Fred Wogelstein, Apple ile Google arasında bugün büyük savaşın akıllı telefon üzerinden sürdüğünü dile getiriyor. Wogelstein, “Yakında dünya nüfusunun yüzde 70’inin akıllı telefonunun olması bekleniyor. Apple ve Google, akıllı telefonların yazılımlarının kontrolü için savaşıyor. Bu da muazzam bir şeyin kontrolü için savaştıkları anlamına geliyor” diyor.

Yeni Şafak
04:00 - 16/11/2014 Pazar
Güncelleme: 17:02 - 15/11/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Fred Wogelstein, The New York Time ve Washington Post gibi dergi ve gazetelerde iş ve teknoloji dünyasına ilişkin hazırladığı dosyaları ses getiren bir gazeteci. Aynı zamanda Wired dergisi editörlüğünü de sürdürüyor. Google, Apple, Amazon ve Facebook gibi dev dijital paylaşım sahalarının medyadaki etkisine odaklanan çalışmalar da yapan Wogelstein, Tuti Yayınları tarafından Türkçeye çevrilen İt Dalaşı kitabında Apple ve Google arasında süren teknoloji savaşının arka planını açığa çıkarıyor. Google ve Apple’ın “Dünyayı kim yönetecek?” sorusuna ‘’ben’’ cevabını vermek için savaştığını iddia eden Wogelstein, bu savaşın en az Ortadoğu’daki savaş kadar büyük ve ciddi olduğunu ve geniş kitleleri etkilediğine inanıyor.

BU BİR DÜNYA SAVAŞIDIR

Bu iki dev bilişim şirketinin bugünkü amansız savaşı Wogelstein’e göre akıllı telefonlar üzerinden devam ediyor. “Akıllı telefon kesinlikle kişisel bilgisayar devrimi ve internetin gelişmesi kadar önemlidir” diyen Wogelstein şunları söylüyor: “Bugün iki milyar kişinin akıllı telefonu var. Yakında 5 milyar kişinin akıllı telefona sahip olması bekleniyor. Bu dünya nüfusunun yüzde 70’idir. Apple ve Google, akıllı telefonlarımızı işleten yazılımların kontrolü için savaşıyor. Bu da muazzam bir şeyin kontrolü için savaştıkları anlamına geliyor. Artık hepimiz telefon, taşınabilir televizyon ve süper bilgisayar olarak çalışan bir cihazla dolaşıyoruz. O makinenin kontrolü için savaşmak bugünün dünyasında önemlidir. Hatta bu da artık bir dünya savaşıdır.”

MODERN ZAMANIN  BİG BROTHER’I GOOGLE

Bugün, Google çok gelişmiş uyduları ile her yerde, her yeri gözetliyor, sokakları kameraya alıyor. Hangi toplumların hangi sıklıkla nelerle ilgilendiklerini, neleri merak ettiklerini biliyor. İhtiyacı olan şirketleri dünyanın çoğu ülkesinin gayr-ı safi milli hasılasından daha büyük rakamlarla satın alıp yoluna devam ediyor. Apple bir milyar insanın cebine kendi cihazını yerleştirmiş durumda. Wogelstein, bu korkutucu tabloyla ilgili bu dev şirketlerin yeni büyük dev şirketlerle savaşmak zorunda kaldığını söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Google, beş yıldır Dropbox ve Facebook’la rekabet etmeye çalışıyor. O savaşı henüz kazanabilmiş değil. Apple bir zamanlar iTunes ile çok güçlü görünüyordu. Ama Spotify ve Pandora gibi kendini aşan şirketler Apple’ı, artık iTunes’un da geleceğini düşünmeye zorlamakla kalmamış, kulaklık üreten müzik şirketi Beats’i 3 milyar dolardan fazla para harcayarak satın almaya zorlamıştır.”

Wogelstein, ‘tekelcilik’ tehlikesiyle ilgili ise özellikle gelecek zamanda bazı önemli sorunların yaşanacağının altını çiziyor. Wogelstein, “Bizler ABD’de, 1990’larda, Microsoft’a yasadışı tekelci davranışlar sebebiyle dava açtık. Şirkete dava açma sebeplerimizden biri Windows yazılımı üzerindeki kontrollerini, diğer yazılım şirketlerinin rekabetine engel olmak için kullanmalarıydı. Ama henüz Apple ve Google ile bu durum oluşmuş değil. Eğer yapacak olursak hükümet bunların peşine düşecektir. Ama şu anda birbirleriyle kıyasıya rekabet ediyorlar. Normalde olmayacak kadar hızlı bir şekilde yeni özellikleri ürünlerine eklemek için birbirlerini sıkıştırıyorlar. Bunların hepsi tüketiciler için faydalıdır” diyor.

DÜNYAYI YÖNETMELERİ MÜMKÜN MÜ?

Bu iki dev şirketin, birbirleriyle savaşı güçlerini artırıyor şüphesiz. Ancak Wogelstein, “Hiçbir şirket dünyayı ele geçirebilecek kadar güçlü olamaz. Neden? Çünkü ya hükümetler onları durdurur ya da elde ettikleri başarılar daha iyi teknolojiyle ortaya çıkan rakip firmaları görmelerine engel olur” diyor. Apple ve Google’ın da günün birinde devrileceğini söyleyen Wogelstein, örneğini de IBM ve Microsoft üzerinden veriyor: “1970’lerde IBM’in bilgisayar sektörünü kontrol etmesinden endişe duymuştuk. 1990’da Microsoft ve kişisel bilgisayar devrimi IBM’in neredeyse kapanmasına neden oluyordu. 1990’larda da Microsoft çok güçlü görünüyordu.  Ama Windows ve Office’i korumakla o kadar meşguldü ki; Google’ın giderek artan önemini, Apple’ın tekrar var olabilme esnekliği gösterebileceğini fark etmedi bile. Apple ve Google’ı kim mi devirecek? Bilmiyorum, ama bu bir gün gerçekleşecek.”

Ülke çıkarı daha önemli

Henüz geçtiğimiz yıl twitter ve youtube’un kapatılması ile ilgili Türkiye’de kopan fırtınanın insanların hükümete karşı özel şirketleri canlarını siper ederek nasıl savunduklarını görmemize yol açmıştı. Küresel sosyal ağlar ve bilişim şirketlerinin ülkeler tarafından kendi çıkarları doğrultusunda kontrol edilebileceklerini söylüyor Wogelstein. “Türkiye, toprakları içerisinde, kesinlikle, Google’a ve Apple’a nasıl çalışacağını söyleme hakkına sahiptir. Bunu da yapması şarttır ve bunu yapacak gücü de var” diyor. 

AVRUPA BİRLİĞİ DE KISITLAMA GETİRİYOR

Google ve Apple’ın, hükümet kararlarıyla kontrol altında tutulması, bir gerekliliğin yanında dikkat de edilmesi gereken bir çizgi içeriyor. Ülkelerin Google ve Apple’ın çalışma şekillerini belirleme hakları olduğunu ifade eden Wogelstein, Çin’i, Apple’ı ve Google’ı kontrol eden ülkeler için uç bir örnek olarak gösteriyor. Ancak ekliyor da ‘Avrupa Birliği bile Google’a kısıtlamalar getirmiştir. Örneğin, kendileri, insanlara unutulma hakkı vermesi için Google’ı zorluyorlar.’ Wogelstein, AB’nin bu kısıtlama yöntemine de çok makul bir açıklamayla şerh düşüyor. ‘Şahsen ben unutulma hakkı kısıtlamasının, çözdüklerinden daha fazla soruna neden olacağını düşünüyorum’ diyor. ‘Çünkü bu yaptırım Google’a insanların ne göreceğine karar veren kanlı-canlı editörler oluşturma yetkisi veriyor. Bu da Google’ın gücünü azaltmıyor, aksine ona daha çok güç veriyor.’
YUSUF GENÇ
#akıllı telefon
#yusuf genç
#fred wogeistein
9 yıl önce