Hollywood sinemasında çok sevilen Türk oyuncu Ali Balkan Avcı, Cuma günü vizyona giren Kırmızı isimli filmde Cemal Hünal'ın oynadığı 'Umut' karakterinin İbrahim Dayı'sına hayat veriyor. Avcı, 12 Eylül'de acı çeken insanların ruh halini başarılı bir biçimde perdeye yansıtıyor. Yakın bir zamanda Hünal ile birlikte 'Plan A' adında film yapım şirketi kuran Avcı, kamera önünde olduğu kadar arkasında da başarılı. Brad Pitt'in Plan B adında bir yapım şirketi var. Avcı da esprili bir şekilde “İlk plan biz olalım diye Plan A'yı kurduk. Hepimizin öncelikle bir a planı olması gerekiyor. Hayatta ve sinemada ilk plan olarak var olma niyetindeyiz ve sinemanın çıtasını yükseltmek istiyoruz. Çektiğimiz filmlerle 'bunu bizimkiler mi yapmış' dedirtebileceğimizi biliyoruz” diyor.
Avcı, 2001 yılından beri Bollywood sinemasında hem kamera arkasında hem kamera önünde çalışıyor. 14 tane sinema filminde rol aldı. Aynı zamanda Amerikan Trust Me dizisinde 3 bölüm oynadı. Genel Koordinatörlük, yürütücü yapımcılık ve prodüksiyonluk yapıyor. Bu işlere aslında çok yabancı değil. İçinde sinema tutkusu da olunca böyle bir yapım şirketi kuruyor. Önlerinde çekmeyi düşündükleri yeni filmleri bile var. Senaryosunu Ertuğrul Odabaşı ve Cemal Hünal'ın yazdığı film için kast yaptıklarını söyleyen Avcı, oyuncuları farklı bir şekilde kamera karşısına çıkaracaklarını dile getiriyor. Senaryo için tip kastı yapmıyorlar. O role en uygun olabilecek kişiyi seçmeye çalışıyorlar.
Amerika'da eğitim almış, Hindistan'da birçok filmde oynamış biri olarak bu yapım şirketi neden oralarda kurmayı düşünmediğini sorduğumuzda Avcı, “Hindistan'da da açabilirdik ama derdimiz Türkiye. Buranın sinemasına emek vermek istiyoruz. Biz artık Hint sinemasına bir şey katamayız. Hindistan'da yılda 2000 film çekiliyor. Ama ülkemize sinema çekim teknikleri konusunda çıta koyabiliriz. İlk filmimizle bu çıtayı yükseltmek istiyoruz. Ben ülkeme bir şeyler katmak için yurt dışına gittim” cevabını veriyor. Avcı'ya göre Türkiye'de üç tane senaryo filmi çekilmiş: Eşkıya, Ağır Roman ve Issız Adam. İnsanların Recep İvedik tarzı filmlere maruz kaldığını söyleyen Avcı, gerçek hikayelerimizi ve kahramanlarımızı Hollywood standartlarında uygulamamızın zamanı geldiğine işaret ediyor.
Kırmızı'ya dönecek olursak Avcı, 12 Eylül mağduru bir adamı canlandırıyor. Filme tesadüfen dahil olan Avcı, “Eğer senaryoyu gönderip hangisini oynamak istersin diye sorsalardı yine dayıyı seçerdim” diyor. 12 Eylül'le ilgili yaşı gereği kişisel bir anısı yok ama yaşananları çevresinden hep dinlemiş. Böyle bir karakteri canlandırmak Avcı'nın o dönemin acılarını daha iyi anlaması için fırsat olmuş. Filmin drama yükünü tamamen idam edilen Dayı oluşturuyor ama hiç işkence sahnesi ya da idam edilmesi gösterilmiyor. Senaristler ve yönetmen Yücel Müştekin özellikle böyle bir sahne yazmamış. Göstermeden de insanların kalbine dokunabilirsiniz.
Avcı'nın Bollywood macerasını hepimiz çok merak ediyoruz. Hintli yapımcılarla ortak bir sinemacı arkadaşı olan Avcı bir gün bir filmde oynaması için teklif alıyor. Hintçe bilmediğini söyleyerek teklifi geri çeviren Avcı ısrarla karşılaşınca kabul ediyor. Önce senaryoyu duygu ezberi yapabilmek için İngilizceye çeviriyor. Daha sonra Hintçe kelimeleri ezbere başlıyor. Bir süre sonra fark ediyor ki Hintçe konuşmaları anlayabiliyor. Anlayacağınız farkında olmadan kendi tabiriyle 'yanlışlıkla' Hintçe öğreniyor. Hintli yapımcıların çok sevdiği bir oyuncu haline gelen Avcı, orada yer aldığı 14 projede de kendini projenin direkt içinde buluyor.
12 Eylül'ün bir numaralı aktörü Kenan Evren geçtiğimiz gün vefat etti. Avcı, Evren'in ölümüyle ilgili şu yorumu yapıyor: “ Birilerinde hakkı hukuku varsa onu ödeyecektir. Hukuki boyutta ceza almasını isterdim. Çünkü o dönem Türkiye'nin her görüşünden beyin takımı yok edildi. Yazarlar, siyasetçiler... Allah tekrar yaşatmasın.”
“Ben metodik oyunculuğa pek inanmıyorum. Ben sadece duygu ezberi yaparım. O role ait kalbimde duygular varsa oynarım. Bir rolü çalışarak ortaya çıkaramazsınız. İçinizde varsa vardır” diyen Avcı, bir filmi üç kere izliyor. İlk izlediğinde teknik detaylara baktığı için hiçbir şey anlamıyor. İkincisinde ise oyunculuklara bakıyor. Üçüncü izleyişinde artık film gibi izlediği için konuya hakim olabiliyor. Bir dönem modellik de yapmış olan Avcı'nın duyduğunuzda şaşıracağınız hobileri var. Ok atma, ata binme, boks gibi. 6 yaşından beri boks yapan Avcı'nın 44 maçı var ve Cemal Hünal'dan da ok atma ve ata binme dersleri almaya devam ediyor.
Hindistan ve İran gibi ülkeler kendi sinema dili ve estetiğini oluşturdukları için dünyada da çok seviliyorlar. Hindistan'ın dünyaya açılmasının sebebini hem teknik olarak hem de fikir olarak global konuları ele alıp uygulamalarına bağlayan Avcı, “Türkiye'de sinemada globalleşme yok. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Film nasıl çekilir belli. Bu Türkiye'de belli değil” diyor. Bağımsız film ya da gişe filmi ayrımını sadece Türkiye'de gördüğünü söyleyen Avcı, gişe korkusuyla çekilen korku ve komedi filmlerinin sanatsal hiçbir değeri olmadığını altını çiziyor.
