2009 yılında İTO ve MÜSİAD işbirliğiyle yapılan Uluslararası Genç Girişimcilik Kongresi''nde Türkiye''de Yılın Genç Girişimcisi seçilen ve sonraki 5 yılda 250 binden fazla üniversiteli gence verdiği konferanslarla onların ''Ömer Abi''si'' olan Ömer Ekinci, TRT Okul kanalında hazırlayıp sunduğu Gençler Uçuyor programında, gençlere örnek olacak, yol gösterecek, rol model isimlerin başarı ve başarısızlık hikâyelerini anlattırıyor. İlk muhafazakâr talk-showcusu olma özelliği de taşıyan Ömer Ekinci''yle bu işe nasıl adım attığını ve gençleri konuştuk…
Birkaç yıl önce Vodera isimli firmamı kurdum. Eurovision şarkı yarışmasının dört yıl boyunca alt yapısını hazırladık. MÜSİAD bu projeyi ödüllendirdi. O ödülle konferanslar vermeye başladım. Baktım ki bizim gençlerin derdi girişimci olmak değil. Küçük bir kısmının parası var ve şirket kurmak için yol arıyor. Ama diğerleri öyle değil. Sermayesi olmayanlar, kredi çekip ödeyemeyenler var. Etkili olmayacağını görünce 12 yıldız adını verdiğim genç girişimcilerden oluşan bir grup kurdum. Herşey öyle başladı.
Ben televizyoncu değilim, yaptığım işleri televizyona yansıtmaya çalışıyorum. Gençlere ulaşmanın televizyon aracılığı ile daha kolay olacağını fark ettim. Biz sürekli birbirimize konuşup duruyoruz. Çoğalabilmek için farklı kesimlerdeki kimseleri bir araya getirmek gerekiyor.
Beyaz''ın konseptinde, mesaj farklı
Her gencin izleyebileceği bir konsept oluşturduk ve bunu talk-show formatında yaptık. Milli manevi değerlere bağlı kalarak sanatçı, spor, akademisyen, iş dünyasından isimleri konuk edelim istedim. Gençlere yönelik program çok az. Evet, Beyaz''ın yaptığı konseptte ancak verdiği mesaj farklı.
Şimdiye kadar 3000 gece ulaştık.Gönüllülerimiz var. Makedonya''da ve Kosova''da 12 Yıldız temsilcileri var. Makedonya, Kosova, Almanya''daki gençler de bizi izliyorlar. Bizi izlemek için Almanya''dan gelenler var. Belli bir kesime hitap etme kaygısı gütmüyoruz.
Başlarda çok eleştiri aldım. Konuk aldığımız kişilerin geçmişini araştırarak tepki gösteren izleyiciler var. Ben bunların geride kalacağına inanıyorum. Bu programı on haftadır yapıyoruz. İki hafta önce biri tesettürlü biri açık hanım konuklarım vardı. İki farklı kutup bir programda biraraya geldiler. Bu tür ayrıntılar izleyenlerin hoşuna gidiyor. Uzun vadede kendi hedefim uzlaşmacı bir rol üstlenmek. TÜSİAD VE MÜSİAD başkanlarını bir araya getirip söyleşi yapmak istiyorum.
Konsepti en başta belirledik. Konukları önceden ikna ediyoruz. Vali beyi çıkarttığımızda farklı kesimlerden çok mesaj aldık. ''Biz valiyi böyle bilmezdik'' dediler. Aldığımız konukların tanımadıkları yüzlerini ortaya çıkartmaya çalışıyoruz. Vali''ye programı siz nasıl sunardınız? diye sordum ''Valla güzel sunardım'' dedi. Ona masamı verdim. Bu valimizin o görünenin arkasında çok güzel bir detay olmuş oldu.
Şimdiye kadar olmadı. Konuğa göre etkinlik düşünüyoruz. Her hafta gençlerle toplanıp ne yapabileceğimize karar veriyoruz. Ne oyun oynayabiliriz? gibi bir sorumuz var. Valiye yaptığım sürprizi kendisine söylemedim. Hatta başka şeylerde vardı ama onu zor durumda bırakmak istemediğim için yapmadım. Kravatını çıkarttırdık canlı yayında.
Programdan önce konuklarla vakit geçiriyorum. Yemek yiyorum, geziyoruz. O samimiyet önceden oluşuyor. Yayına çıktığım zaman kendisine ''abi'' dediğim zaman da yadırganmıyor. Kendilerini özel hissettiriyorum ama saygı için önlerinde eğilip bükülmüyorum.
Oyun oynarken insanlar en doğal hallerine bürünüyorlar. Amacımız siyasilerin imajını değiştirmek değil. İnsanların ön yargılarını yıkmak, samimi ve içten hallerini göstermek. Gerçekten de rol model olabilecek kesimlerle temas kurmaya çalışıyorum. Özellikle başarısızlık hikâyelerine değinmeye gayret ediyorum. Çünkü girişimciler için bu önemlidir. Baştan aşağı başarı abidesi kimseler cesaret vermezler. Ama başarısız olmuş birisinden alacağı tecrübe çoktur ve bu ona ilham verir. O yüzden özellikle gelen konuklara başarısızlıklarını, düştükleri komik durumları anlattırıyorum.
