|

Çel Mare’nin kılıcını görmek istiyoruz

Yeni Şafak ve
23:57 - 18/04/2015 Cumartesi
Güncelleme: 21:03 - 18/04/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Avrupa'nın en yeşil başkenti sloganıyla bizi karşılayan Moldova, bünyesinde 32 bölge ve 2 özerk cumhuriyet barındırıyor. Sokakta Romence ya da Rusça konuşan insanların birden sizinle Türkçe selamlaştığı bu coğrafya, 300 yıl boyunca Osmanlı'nın Boğdan eyaletiydi. Fakir bir ülke olarak bilinse de, son dönemde Türk işadamlarının bölgeye yoğun ilgisi var.





RUS MİMARİSİ KUŞATTI


İstanbul'dan direkt uçuşla, Moldova'nın başkenti Kişinev'e yaklaşık 1 saat 20 dakikada gitmek mümkün. Avrupa'nın en yeşil başkenti olma özelliği taşıdığına inanılan Kişinev, oldukça soğuk bir yapılaşmaya ev sahipliği yapıyor. Binaların gri ve griye çalar tonları arasında göz alıcı renklerle bezenmiş katedraller hemen hemen her ana caddenin başında 'ben buradayım' diyor.



ÇEL MARE'NİN KILICI GELECEK Mİ?


Kişinev'in en önemli unsuru olan büyük parkların birinde Stefan Çel Mare'nin heykelini göreceksiniz. II. Boğdan'ın oğlu olan Çel Mare'nin 1457-1504 yılları arasında hüküm sürdüğü ve 1475 yılında Osmanlı ordusunu yendiği rivayet ediliyor. Boğdan'ın Çel Mare'nin ölümünden sonra Osmanlı egemenliği altına girdiğini söylense de, bugün yaşayan Moldovalılar bu rivayete pek inanmıyor. Bu iddiayı çürüten bir diğer durum ise, Çel Mare'ye ait kılıcın halen Topkapı Sarayı'nda olması. Zira savaş kazanan bir komutanın kılıcını düşmanda unutmuş olması pek akıl karı görünmüyor. Moldova Başbakanı Lurie Lienca kılıcın kendilerine bir kez gösterilmesini rica etmiş. Moldova'yı ziyaret etmesi beklenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kılıcı ülkeye getirip getirmeyeceği ise merak konusu.



Yaklaşık 3 milyon nüfusa sahip başkent Kişinev'in çeşitli meydanlarında büyük parklar yer alıyor. Güneşli günleri oldukça yakıcı olan Moldova'nın, soğuğu ise gerçekten kemik donduran cinsten. Sert lodosları nedeniyle baş ağrısı yaşamanız olası olduğu için, yanınızdan ağrı kesicinizi eksik etmeyin.



Boğdan'dan Moldova'ya tarihsel uzanış


Tarihi boyunca sık sık işgallere maruz kalan bölge, eski adıyla can halk vilayeti olarak biliniyor. Esasen Prut ve Dinyester nehirlerinin arasında konuşlanan bu topraklar, yaklaşık 300 yıl Osmanlı İmparatorluğu'nun Boğdan eyaleti olarak varlığı sürdürdü. 1812 yılında Osmanlı-Rus Barış Anlaşmasıyla Rusya'nın egemenliğine giren Moldova'nın şimdiki sınırları, tarihler 1947'yi gösterdiğinde Romanya'dan ayrılmasıyla son şeklini aldı. Sovyet Rusya'nın girişimleriyle Romanya'dan koparılan Moldova'ya o günlerde Kiril alfabesi kullanma zorunluluğu da getirilmişti.



Turşu, bal ve cevize dikkat


Tüketim ürünlerinin oldukça ucuz olduğu ülkenin para birimi olan Lei, Türk Lirası'na oranla 7 kat daha az değerli. Bu nedenle alışveriş yaparken kendinizi kaybetmeniz olası. Yerel halkın genellikle Türkiye ve Rusya'dan getirterek sattığı çeşitli kıyafetler, çanta ve ayakkabılar ile pazarlarda karşılaşmak mümkün. Her çeşit sebzenin turşusunu yapan yerel halk, ıhlamur, akasya gibi alışık olmadığımız bal çeşitlerini de satıyor. Gezginlerin cevizlerin de çok kaliteli olduğunu bilmesinde yarar var. Halen vizesiz seyahat edilebilen bu yeşil şehir görülmeye değer.



Türk coğrafyası Gagauzya

Moldova'nın ardından Türk kökenli Gagauzlar da cumhuriyetlerini ilan etti. Gagauz Yeri Özerk Bölgesi olarak bilinen alan, büyük bir kasaba edasında sizi doyasıya kucaklıyor. Binaların griliği ve rengârenk katedraller burada da karşınıza çıkıyor. Geçtiğimiz yıllarda bölgede yaşanan su sorunu Türkiye'nin girişimleri ve TİKA'nın projesiyle çözülmüş. Ülke içinde pek çok sektörde kazanç çok kısıtlı olduğundan her aileden 1 ya da 2 bireyin mutlaka yurtdışında çalışması gerekiyor. Bu nedenle aile bağlarının çok güçlü olmadığı belirtilirken, çocukların ebeveynleri yerine dede ya da ninesiyle yaşadığı bir toplum şekillenmiş durumda. Ayrıca Gagauzların anadilde eğitimi için Türkiye'nin girişimleriyle çalışma da başlatıldı.










#moldova
#gagavuzlar
#tika
#Gagauz Yeri Özerk Bölgesi
#Çel Mare'
9 yıl önce