|

İki tekerlekli sahaf

Filiz ve Rüzgar isminde iki genç bugüne dek rastlamadığımız türde bir projeyle karşımıza çıkıyor. Yaşam felsefelerine en uygun araç olan bisikletle sahaflık yapan bu gençler ikinci el kitaplarını yeni yolculuklarındaki ihtiyaçlarını karşılamak için satıyorlar.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/02/2015 الأحد
Güncelleme: 17:39 - 7/02/2015 السبت
Yeni Şafak

Hayatlarına çoğunluktan çok farklı bir şekilde sürdürmeyi seçen Filiz ve Rüzgar, bohem bir hayat yaşıyorlar. Modern hayata karşı çıkıyorlar. Rüzgar, Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü mezunu ama o yaşadığı hayatta bir iz bulmak istiyor. Binalar yapmak ona göre değil. Filiz de Edebiyat son sınıf öğrencisi. O da kendini bir kalıbın içine sokmaktan hoşlanmıyor. Bu iki genç kafa kafaya verip enteresan bir projeye imza atıyorlar. Bisikletle sahaflık yapıyorlar. Nasıl mı? Bir internet siteleri var. Burada ellerindeki kitapların bir listesi var. Bu listeden istediğiniz kitabı ya da kitapları seçiyorsunuz. Onlar da kapınıza kadar bisikletleriyle getiriyorlar. Bisikletle getirmelerinin elbette bir sebebi var. Yaşam felsefelerine en uygun araç bisiklet. Çevreyi kirletecek herhangi bir yakıt harcamıyorlar. Onlar İstanbul’un iki tekerlekli sahafları.


BASIP GİDEBİLENLER

Herkes hayatında en az bir kere başını alıp bu şehirden gitmeyi düşünmüştür. Başarana madalya takmıyoruz ama daha mutlu oldukları kesin. Gözlerinden okunuyor. Rüzgar ve Filiz de öyle. Zincirlerini kırmayı başaranlardan. Yanlarında sadece bisikletleri ve temel ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerle yola çıkıyorlar. Ceplerinde doğru düzgün paraları bile yok. Üstelik bu yolculuk boyunca et de tüketmiyorlar. İkisi de et yemeye karşı. Avrupa turunu geçtiğimiz yılın Eylül ayında tamamlıyorlar. Eve, yani İstanbul’a döndüklerinde ise bir sonraki yolculuklarında lazım olacak malzemeleri alacak parayı karşılamak için kitaplarını satmaya karar veriyorlar. Bisikletli Sahaf fikri de tam burada ortaya çıkıyor.


ÇEVREYE DUYARLI

“İkinci el kitap satarak yenisinin alınmasını önlüyoruz. Bu, sahafların yüzyıllardır yaptığı bir şey. Bisikletle teslimat yapıyoruz. Karbon sıfır. Doğaya zarar vermiyoruz. Ekolojik bir yanı da var. Bu şekilde de para kazanılabileceğini göstermiş oluyoruz hem de ekolojik bazı konulara değinmiş oluyoruz” diyorlar. Ellerinde çok sayıda kitap var. İnternet sitesinde yer alan listedeki kitapların sadece yüzde onunu satmışlar. Teslimat sadece İstanbul içine yapılıyor haliyle. Sahaflardan kitap almanın keyfini bilen bilir. Bisikletli Sahaf’tan alınan kitabın da farklı bir yeri var.


BİZE HÜRREM VE SÜLEYMAN DEDİLER

Avrupa turuna tekrar dönecek olursak yolculuğun nasıl geçtiğini merak ediyoruz. Rüzgar, ilk önce Filiz’den ayrı çıkıyor yola, Filiz ona sonradan dahil oluyor. Çadır, fotoğraf makinesi, uyku tulumu, yağmurluk bisiklet dışında aklınıza gelebilecek birçok şeyi ödünç almışlar. Döndüklerinde tekrar teslim etmişler. Balkan ülkeleri ve doğu Avrupa insanlarının Türkiye’de olduğu gibi çok yardımsever olduğunu söyleyen ikilinin başından herhangi bir olay geçmemiş. Hırsızlık, saldırma gibi. Kendilerini oldukça güvenli hissetmişler. Balkan ülkelerinde diziler sayesinde sempati de kazanmışlar. Herkes onlara Hürrem ve Süleyman diye sesleniyormuş.


ÇÖPTEN BESLENDİK

Yolculuklarının son iki ayında paraları tamamen tükeniyor. Rüzgar, “Ondan sonra savaş başladı, gerçek yolculuk başladı” diyor. Barınmak için internetten evlerini tanrı misafirlerine açan insanları bulup konaklıyorlar. Hatta bazen buna bile ihtiyaç duymadan insanlar onalrı evlerine davet ediyormuş. Sırbistan’a geldiklerinde ise durum değişiyor. Rüzgar, Sırbistan’da insanların yabancılara korkuyla yaklaştıkları için pek alışverişleri olmadığını söylüyor. Bazen yardım etmek istemeyenler de olmuş ama hiç kötülük görmemişler. Bu yolculuk onlara çok büyük bir sorgulama da yaşatmış. Gittikleri çoğu ülkenin büyük şehirlerinde çöplerden buldukları ve pastanelerin bayat ürünleriyle beslenen Filiz ve Rüzgar, “Çöp karıştıran birini görünce iğreniyoruz ama çöpte yenilebilir çok şey var. Önü alınmaz bir israf ve tüketim var” diyorlar.


Masallar anlatılmazsa ölür

Filiz ve Rüzgar’ın ikinci rotaları da şimdiden belli. Bu kez bir Anadolu turuna çıkıyorlar. Bir ay sonra başlayacak yolculuğun teması ve adı da var: Türkiye Masal ve Tohum Turu. Dokuz ay boyunca Türkiye’nin çeşitli köylerinden masallar derleyecek, köylülerle organik tohum takası yapacaklar. Yitirmek üzere olduğumuz değer olan masallara dikkat çekmek istiyorlar. Bu yolculuğu da bir belgeselle taçlandırmak istiyorlar. “Anadolu turunda başka anlamlarda bir şeylerin yapılabileceğini göstermek istiyoruz. Çok uzun zamandır dokunulmamış bir konuya değinmek, masallarla kültürü biraz eşmek, tohum takasına değinmek istiyoruz. Sosyal sorumluluk boyutu daha büyük. Tohum ekilmezse masal anlatılmazsa ölür” diyorlar.


12 saat bisiklet sürdük

Çok kere pastaneden aldıkları yiyeceklerle bayram etmişler. Eğlenceli pek çok şey yaşamışlar. Onları dinledikçe insanın alıp başını gidesi daha çok geliyor. Pazar kapanışları onların en büyük eğlencesi olmuş. İnternetten tanıştıkları birine bir gün konaklamak için iki haftalık sebze ve meyve getirmişler. Toplamda 17 ülkeyi bisikletle geçmişler. 10- 12 saat iki teker üzerinde kaldıkları da olmuş. Bu seyahati gerçekleştirdikten sonra insanlara güvenlerinin arttığını söyleyen ikili, şehirde yaşamanın yolda olmaktan daha riskli olduğunu belirtiyor. Onların hayatlarının merkezi yollar. İstanbul’da çok büyük sorunlarla karşılaşıyorlar, zaten İstanbul’dan kaçmak için yollara düşmüşler.

#sahaf
#bisikletli sahaf
#Filiz ve Rüzgar sahaf
٪d سنوات قبل