|

Kürtçe müzikle dünyaya açılacağım

Kırılgan sesi ve naif yorumuyla hem Kürtçe sözlü hem de Türkçe sözlü şarkılara yeni bir soluk getiren Raperîn, ikinci solo albümü Rê~newa ile karşımıza çıkıyor. Genç şarkıcı Kürtçe sözlü müziği dünya müziğinde önemli bir konuma ulaştırmayı hedefliyor.

Harun Karaburç
00:00 - 9/11/2014 Pazar
Güncelleme: 20:42 - 8/11/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Kürtçe müzikle dünyaya açılacağım
Kürtçe müzikle dünyaya açılacağım

Kürtçe sözlü müziğin kadife sesli şarkıcısı Raperîn ikinci solo albümü Rê~newa ile karşımıza çıkıyor. Kırılgan sesi ve naif yorumuyla kendine hayran bırakan Raperîn''in bu albümünde birbirinden güzel 10 şarkı yer alıyor. Rê~newa ''Melodi Yolum'' demek. Raperîn bizi kendi melodi yolculuğuna davet ediyor. Bu yolda aşk var, hüzün var, mutluluk var, umut var… Raperîn''in sesinde bizi uzaklara götüren bir tını var. Bestelerin birçoğunun Raperîn''e ait olduğu albümde, tüm şarkı sözleri Müslüm Aslan''a ait. Prodüktörlüğü Raperîn''in ve ''Payiz'' şarkısının bestesinde de imzası olan Erdem Altınses''in birlikte üstlendiği albümün müzik direktörlüğünü ve tüm aranjelerini de Erdem Altınses yapıyor. Raperîn Kürtçe sözlü müziği dünya müziğinde önemli bir noktaya taşımayı amaçlıyor. Rê~newa''yı da bu yolda atılmış bir ilk adım olarak görüyor.

Klasik bir soruyla başlayalım: Albümün çıkış hikayesi nedir?

Bir yaz günü, mail kutumda beliren bir Müslüm Aslan şiiri ile başladı süreç. Tarûmar adlı Mirady ile düet albümüm çıkalı henüz aylar olmuşken, yeni bir albüm yapmak aklımın ucundan geçmiyorken, ''Diwestim''' adlı mucizevi şiir, mailime günaşırı gelecek olan 10 şiirden ilki idi ki albümde de bu sıralamaya önem verdik. ''Diwestim''' bestelendi aynı gün ve üç albümümde de aranjörlüğümü üstlenmenin yanı sıra bir dostum, kardeşim olan Erdem Altınses''in mailinde bir pilot okuma olarak yerini aldı. 10 günün sonunda mailimde bulduğum on şarkının tamamı bestelenmiş ve aranjörüme ulaşmıştı. Derken zihnimizde bizi derinden etkileyen bu şarkılar varken yerimizde daha fazla duramadık ve albüm çalışmalarına başladık. Yani Müslüm Aslan-Erdem Altınses-Raperîn üçlüsünün emek, özveri ve inancının birliğinden doğmuş, dallanıp budaklanmış bir ağacın meyvesidir ''Rê-newa''.

Melodi Yolu''nda duygularımızı ifade eden hangi duraklar var?

Melodi Yolu''m müzikal olarak kendimi bulduğuma inandığım eserim. Önceki çalışmalarımın arkasında durmakla beraber onların müzikal arayış sürecimin birer ürünü olduğuna inanıyorum. Fakat ''Rê-newa'' benim için sesimi ruhumun derinliklerine gömüp yeniden dirilttiğim, hüznümü, acılarımı ve neşemi harmanlayıp küllerinden yeniden doğurduğum eserim. ''Diwestim'' ile terkedilmişliğimin yer yer öfkesini, ruhumun  yorgunluğunu hissederken ''Wê şeve'' ile yalnızlığın dibine vurup, ''Tiştekî bêje'' ile tutkulu bir aşığın mutluluk duraklarında bekleyişini görebilirsiniz.

Kürtçe ve Türkçe sözlü şarkılar söylüyorsunuz. Kendinizi hangisinde daha rahat hissediyorsunuz?

Türkçe''nin hakim olduğum dil olması dolayısıyla elbette kendimi Türkçe ile daha iyi ifade ediyorum fakat Kürtçe''nin bende yarattığı duygu çok farklı. Kürtçe anadilim olması gerekirken sonradan öğrenmeye çalıştığım, dolayısıyla benim için çok özel olan bir dil. Dilimden dökülen her bir kelimesi ayrı ayrı yerlerine dokunuyor ruhumun. Şarkı söylemiyor, adeta dans ediyor gibi hissediyorum Kürtçe şarkılarda. Özümün derinliklerinden çıkmış birer inci gibi dilimde özel bir tat bırakıyor Kürtçe sözler. Hele müzikle birleşince ortaya çıkan aheng bu dile olan aşkımı ikiye katlıyor... Türkçe şarkılarda ise benzer tadı Sezen Aksu şarkıları okurken alıyorum.

Müzikal bir eğitiminizin olmadığını biliyoruz. Bu yetenek nereden geliyor?

Evet, müzikal bir eğitimim yok ve müziğin her ne kadar eğitimle geliştirilip iyileştirilebilen eğitimsel bir süreç olduğu gözler önünde olsa da ben doğuştan gelen bir yetenek olduğuna inananlardanım. Bu tezimin en büyük destekçisi annemin ses güzelliğinin dört çocuğuna da aktarılmış olmasıdır. Bu yüzden bizi narin sesiyle uyutan, ninnileriyle gönlümüzün tellerine sanatı ilmek ilmek işleyen anneme minnettar olmamak büyük haksızlık olur.

İki albümünüz bulunuyor. Kendinize nasıl bir kariyer planı çiziyorsunuz? Bu albümden beklentileriniz neler?

''Xapînok'' adlı ilk albümüm, benim için müzikal arayış sürecimin güzel bir ürünüdür. Çok ilgi görmüş bir albüm olması, ister istemez, çok daha iyi bir eser olarak ortaya koyduğuma inandığım ''Rê-newa''nın daha fazla ilgi görmesi gibi bir beklenti yaratıyor bende. Fakat benimsediğim ''sanat için sanat'' anlayışı bana sanat eserimi ortaya koyduktan sonrasını çok önemsememeyi öğütlüyor. Sanatçı kendi duygularını, yaşantılarını eserlerine döker, dinleyici/okuyucu/izleyici eserden seçmek istediğini seçip çıkarır. Yani sanat eseri halka sunulduktan sonra sanatçıya ait olmaktan çıkar, eseri sahiplenmek isteyen herkes payına düşeni alır eserden. Dolayısıyla anlaşılma kaygısı gütmenin yanı sıra ben kendimin sanatsal kaygılarını doyum noktasına ulaştıran bir eser koydum ortaya, gerisi dinleyicimin algısına ve beklentisine kalmış diyorum. Kariyer planım ise Kürtçe müzik ile dünyaya açılmaktır. Bunun için önümde uzun ve meşakkatli bir süreç olduğu halde ''Rê-newa'' ile bu alana start bayrağı dikmeyi hedefliyorum.

Bulunduğunuz yerden Kürtçe sözlü yapılan müziği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürtçe sözlü müzik, geleneksel ve modern olmak üzere iki sınıfta ele alınabilir. Geleneksel Kürt müziği, doğuşu çok eski dönemlere dayanan ''Dengbêj'' sanatı ile başlayıp Kürt kültürel motifleri işleyen ve günümüzde de icrasına devam edilen, korunması ve sürdürülmesi gerektiğine inandığım bir tarzdır. Bu kulvarın çok sayıda temsilcisi olmakla beraber mihenk taşlarını şöyle sıralayabiliriz; Xerabetê Xaço, Şakiro, Mihemed Şêxo, Mihemed Arifê Cizîrê, Eyşe Şan, Nizamettin Ariç, Şiwan Perwer, Aynur Doğan.

Çıtamı yüksek tutuyorum
Modern Kürt müziği hakkında neler söyleyebiliriz? Siz bu alanı yakından takip ediyor musunuz?

Modern Kürt müziği son yıllarda icracısı her geçen gün artan, bunlardan birinin de ben olduğum başka bir Kürt müziği kulvarıdır. Daha çok şehirleşme ile beraber ortaya çıkan konuları ele alan bu kulvarın en iyi olduğuna inandığım temsilcileri ise; Mehmet Atlı, Hivron, Jan Arslan, Mirady gibi çoğaltabileceğimiz sanatçılardır. Bir de modern müziği geleneksel müzikle harmanlayıp gönüllere sunan dünyaca ünlü sanatçılarımız vardır; Ciwan Haco, Xero Abbas gibi… Şahsen saydığım bütün bu sanatçıları takdirle takip edip bir çoğunu idol olarak benimsemekle beraber dünya müziğini takip ediyor ve hedef çıtamı yüksek tutuyorum. Doğru bir sistemle ilerlemeye çalışıyor, yerine göre duygularımı dinlerken mantığımla hareket etmeye özen gösteriyorum. Demolarla sosyal medya üzerinden yola çıkmış bir müzisyen olarak kısa sürede büyük bir kitleye ulaşmış olmak beni rotamın doğru olduğuna inandırıyor. Bu anlamda desteğini esirgemeyen dinleyicilerime müteşekkirim.

9 yıl önce