|

Ortadoğu''da kimlik sorunu var

İran''ın genç ressamlarından Farzin Rahneshin, yurt dışındaki ilk kişisel sergisini İstanbul''da sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Farzin''in çizdiği resimler Ortadoğu''daki savaşların temelinde yatan kimlik kaosuna dikkat çekiyor.

Harun Karaburç
00:00 - 26/10/2014 Pazar
Güncelleme: 21:05 - 25/10/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Ortadoğu''da kimlik sorunu var
Ortadoğu''da kimlik sorunu var

İranlı genç ressam Farzin Rahneshin, Türkiye''deki ilk sergisini Galeri Eksen''de sanatseverlerin beğenisine sunuyor. 1989 yılında İran''ın Tebriz kentinde dünyaya gelen Farzin''in resme olan ilgisi henüz sekiz yaşındayken başlıyor. Lisansını Tebriz Azad Üniversitesi''nde tamamlayan genç ve yetenekli sanatçı şuan Tahran Sanat Üniversitesi''nde yüksek lisansını yapıyor. 9 yıldır profesyonel olarak resimle ilgilenen Farzin, İran''da dört kişisel sergi açmış, 25''e yakın da karma sergiye katılmış. Resimleri bulunduğu coğrafyanın izlerini taşıyor ama o dünyaya kendini ve sanatını anlatmak istiyor. Türkiye''de sergi açmayı dünyaya açılmanın ilk durağı olarak gören Farzin, İstanbul sergisi için yeni yapıtlar da üretmiş. Sergideki çalışmaları tahta üzerine kömürle çizilmiş ve karakalem olarak ikiye ayrılıyor. Karakalem çalışmalarında Ortadoğu''daki kimlik sorunsalına dikkat çeken Farzin, ''Ortadoğu''da her şey o kadar karışmış ki kültürler birbirleriyle iç içe yaşıyor. Bu topraklarda büyük savaşlar oluyor. Ortadoğu''da olan kimlik kaosunu anlatmak istiyorum'' diyor.

KARA KÖMÜR YÜZLER

2013 yılında Dubai, ''Emerging Artist Award'' tarafından dünyanın en iyi gelişen 100 genç sanatçısı arasında gösterilen Farzin, bu yıl ülkesinin en iyi 10 ressamından biri seçildi. Farzin ile resme olan ilgisini, İran''daki çalışmalarını ve iki ülke arasındaki kültürel ve sanatsal bağları konuştuk. Farzin''in sergisini anlatması için seçtiği söz dizimi Çakışan Karanlık. Bu isim yaşam ile ölüm arasındaki bağlantıya işaret ediyor ve insanın bu dünyadan geçiş serüvenini bir dizi halinde gözler önüne seriyor. Yaşam denilen bu inişli çıkışlı yolda, kendimizi bazen çok sıkılmış ve bunalmış hissedebiliriz. Şehirleşme, monotonluk, günlük hayatta karşılaştığımız sorunlar bizi yıldırabilir. O noktada yaşam ile ölüm arasındaki tüm çizgiler yok olabilir. Fakat umut her zaman vardır. Farzin de resimlerinde bunu söylüyor. Siyah kömürlerle çizdiği insan figürlerinin sağında solunda gördüğümüz beyazlıklar umudun her zaman var olduğuna işaret ediyor.

BU BOYNUZLAR İYİ NİYETİ SİMGELİYOR

İran kültüründe inek iyi niyeti ve doğurganlığı simgeliyor. Aynı zamanda yaşama sebebiyet vereni temsil ediyor. Farzin''in çoğu resminde kullandığı boynuzların alameti buradan geliyor. Bizde olsa bu boynuzların şeytaniliği ve kötü olanı simgelediğini söyleriz. Ancak İran''da tam da zıttı bir anlamı simgeleyen bu boynuzlar, bir yandan da iyiliği koruyup, kolluyor. Farzin iç dünyasında neler olup bitiyor resimlerine yansıtırken geldiği kültürün çoğu özelliğinden de yararlanıyor. Resimlerin birçoğunda doğrudan inek figürünü de kullanan Farzin, bizi çevreleyen kötülükleri temsil etmesi için siyah ve beyazı tercih ediyor. ''Neden tahta üzerine çalışıyorsun?'' sorusuna ise ''Tahtanın doğayla doğrudan irtibatı olduğundan'' yanıtını veriyor. Farzin''in bu tekniği İran''da da çok bilinmiyor. Tekniğini bir kenara koyarsak resimlerdeki insan öznesinin anlatımı güçlü kıldığını görüyoruz. ''İnsanın olmadığı yerde insanın yaptığı etkiler vardır'' diyor Farzin ve günümüz modern insanının duyarsızlaşmış yaşantısına karşı çıkıyor.

Alacakaranlık bir dünyayı resmediyor

Farzin, genç yaşına rağmen oldukça üretken ve yetenekli bir sanatçı. Üstelik ileriye dönük güzel fikirleri olan kendisini resme adamış bir sanatçı. Çizimlerinde keskin çizgiler ve kararlılık hakim. Resimlerinde dikkat çeken bir diğer unsur ise paradoks. Farzin hayata tek bir noktadan bakmıyor. Çakışan Karanlık''la anlatılmak istenen aslında çoğu yerde iç içe geçmiş insan hayatları, yani hayatlarımız. Linear bir çizgide

yaşamıyoruz. ''Rastlantı'' diyebileceğimiz hadiselerle pek çok kez birbirimizin hayatına dokunuyoruz. Bazen teğet geçiyor, bazen de alt üst ediyor, ediliyoruz. Farzin bu dramatik çatışmayı anlatmanın en iyi yolunu seçmiş. ''Siyah ve beyaz dışında renk tanımayan alacakaranlığın'' resmini yapıyor Farzin. Onu bu resimleri yaparken etkileyen ise Hayyam. Hayyam''ın özetle ''Bizim yaşamımız bir rastlantı. Biz bir rastlantı üzerinden dünyaya geliyoruz ama ölüm dünyadaki en büyük gerçek'' sözleri onun çalışmalarının temelini oluşturuyor.

İran''da çağdaş sanat

Farzin''in İran''daki sanat yaşamıyla ilgili görüşleri ise şöyle: ''İran''da yaklaşık elli yıl önce modern sanatlar müzesi açıldı. Ondan beri modern sanata ilgi çok arttı. Bu müzenin açılması sanat hayatında bir kıvılcım oldu ve şimdi çok aktif bir sanat hayatı var İran''ın. İran''daki okullarda ve akademilerde klasik eserler üzerinde çok fazla durulmuyor. İnsanlar, Avrupa ve çağdaş sanat eserlerine yoğunlaşıyor. Klasik eserler de çalışılıyor ama çoğunluk modern sanatla ilgileniyor.''

Tüm kültürler bir ağacın dalları gibi

Farzin için kültürlerin hepsi bir ağacın dalları gibi. İran, Türkiye, Irak, Afganistan, Pakistan nerede yaşadığınız fark etmiyor. Hüviyetlerimizde farklı olduğumuz yazılıdır ama aslında aynıyız. ''Politik sınırları bir kenara koyduğumuzda bütün kültürlerin bir yerden çıkmış olduğunu görürüz'' diyen Farzin''in resimlerinde gördüğümüz de bir dünya insanının kaygıları. Bizi birbirimizden ayıran sınırları yok sayıyor Farzin''in resimleri. Aynı düşünce ve aynı duyguda buluşturuyor bizi. Buradaki resimlerin kendisi için bir uyarı olduğunu söyleyen Farzin, sergiyi gezen herkeste bir uyarı yapacağını ümit ediyor.

10 yıl önce