Pera Müzesi bugünlerde çok önemli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. 1 Temmuz'a kadar sergilenecek olan 'Sur, kemer, kubbe' sergisi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Eski İstanbul Fotoğrafları Koleksiyonu'ndan yapılmış bir seçmeden oluşuyor.
İstanbul'da kentsel yapının, tarihsel dokunun ve anıtların çok önemli değişikliklere uğradığı bir dönem olan 19. Yüzyıl sonu ile 20. Yüzyıl başında İstanbul adeta yeni bir çehreye bürünüyor. Kentsel yapı, tarihsel doku ve anıtlar çok önemli değişikliklere uğruyor. Zamanın mimarları, yaşlı Bizans kadınının omuzlarına Türk motifli ipek bir şal bırakarak, Bizans mimarisini zamanda yeni bir boyuta taşıyor.
Belki de hepimiz geçmişten bugüne varoluşunu sürdüren bu eşsiz mimari yapıların her gün önünden geçerken gözlerimizi onlardan alamıyor, kimi zaman yanlarına sokulup düşüncelere dalıyor, kutsal mekanlarda kendi içimize dönüyoruz.
İşte bu sergi, nice zamandır tanıştığımız ama geçmişinden bihaber olduğunuz tarihi yapının eski fotoğraf albümünü önümüze koyuyor.
Dikkatle baktığınızda, aradan geçen yüz, yüz elli yıl içinde İstanbul surlarının, Galata Kulesi, Ayasofya ya da Hipodrom çevresinin nasıl büyük değişiklikler geçirdiğini hemen fark ediyorsunuz. İstanbul'daki Bizans anıtlarının, Osmanlı fotoğrafçıları tarafından çekilmiş fotoğraflarının en önemli özelliği, şehrin geçmişini bugüne taşıyan birer belge niteliğine sahip olması. Bu fotoğraflar, günümüzün araştırmacıları, restoratörleri, mimarları ya da kent plancıları için de dönemin mimarisi hakkında çok değerli ipuçları içeriyor. İnsanlar sadece kendi dönemlerine tanıklık edebiliyorken mimari yapılar her dönemde farklı kültürlere ve dinlere ev sahipliği yapıyor. Aslında kentlerin kadim sahipleri onlar. Siz de kubbelerin, kulelerin dili olsa da eski İstanbul'u anlatsa diyorsanız , bu sergiyi mutlaka gezin.
