|

Tablolar depoya kalktı netekim

Geçtiğimiz hafta yaşamını yitiren Kenan Evren, sadece siyasi tarihimizde değil sanat tarihimizde de kendisine önemli bir alan açmayı başarabildi. Tabloları bir zamanlar rekor fiyatlarla satılan Evren, uzun bir süre yaşayan en pahalı Türk ressamı olmayı da başarmıştı. Ancak resimleri de kendisiyle aynı kaderi paylaşmaktan kurtulamadı. Yüz binlerce doların gözden çıkarıldığı tabloları bugün bin liraya alıcı bulamıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 17/05/2015 Pazar
Güncelleme: 19:42 - 16/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

1980 Askeri Darbesi'nin mimarı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, geçtiğimiz hafta tartışmalar arasında kendi yaptırdığı devlet mezarlığında toprağa verildi. Bu bölümü haber bültenlerinden herkes biliyor zaten. Aynı tarihlerde sanat tarihinin en büyük eser satışlarından biri gerçekleşti. Ünlü İspanyol ressam Picasso'nun Cezayirli Kadınlar tablosu rekor bir fiyatla 179 milyon dolara satıldı. Evren'le Picasso arasında elbette hiçbir bağ yok. Sadece yaptığı darbeyle değil resme olan tutkusu ve açtığı sergilerle de hatırlanan Evren'in ölümünden hemen sonra en pahalı Picasso tablosunun satılmış olması, hepimize Evren'in 1998'de New York'ta bir sergide gördüğü Picasso tablosu için söylediği 'Bunu ben de yaparım' sözünü hatırlattı. RESME GÖNÜL



VERMİŞ GENERAL


On beş yıl öncesine kadar yaşayan en önemli Türk ressamlardan biri olarak, önemli müze, sergi ve yayınlara ev sahipliği yapan Türkiye'nin büyük ailelerinden 'büyük' ilgi gören Evren'in resimleri artık bugün eskiden olduğu kadar popüler değil. Kenan Evren'in resimle ilişkisi emekli olduktan sonra değil, çok daha önceleri başlamış aslında. Askerliği sırasında kısa bir süre Evren'e resim dersleri de veren Ressam Salih Cengiz'in söylediğine göre düzenli bir eğitim almamış olan Evren'in orijinal hiçbir çalışması olmadığı gibi resme yeteneği de yok. Her ne kadar yetenekleri sınırlı olsa da büyük bir hevesle bağlı olduğu resim sanatında 'ilk'ler arasına girmeyi de başarmış. 90'lı yılların hemen başında tablolarını Türkiye'nin önemli ailelerine yüksek fiyatlarla satabilen Evren, ömrünün son yıllarında bu ilgiyi elbette göremedi. O dönemler, Sabancı ailesinden, Koç ailesine, Nuh Çimento'dan, Çarmıklı ailesine, Enka Grup'tan Ali Şen'e ve şimdiki CHP milletvekili dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay vesilesiyle Kültür Bakanlığı'na kadar pek çok önemli aile, isim ve kamu kuruluşu Evren'in tablolarını satın almakta birbirleriyle yarışıyorlardı.



TÜRK RESİM TARİHİNE DARBE


Kenan Evren'in Türk resim tarihine damga vurduğunu söylemek zor değil. En azından resim sanatının gündemde yer bulmasına önemli katkılar yaptığını söyleyebiliriz. Hatta Evren'in tüm dünyada resimleri, gösterilen değer açısından bu kadar hızlı farklılık gösteren ilk ressam olduğunu söyleyebiliriz.



ŞEKER AHMED PAŞA'DAN YÜKSEK FİYATA SATILDI


Şeker Ahmed Paşa'nın bir tablosunun 300 bin dolara satılabildiği yıllarda Evren'in Atatürk tablosu 400 bin dolardan alıcı bulmuştu. Netekim Evren, uzun süre yaşayan en pahalı Türk ressamı olarak zirvede kalmayı da başarmıştı. Kenan Evren tablolarına gösterilen ilgi, 12 Eylül'ün etkisinin yitirilmesiyle giderek azalırken ömrünün son yıllarında bin liradan satışa çıkmasına


rağmen alıcı bulamamıştı.



Türkiye'nin önde gelen sanatçıları, ölümü sonrası bir zamanlar büyük ilgi uyandıran Kenan Evren tablolarının gerçekte hiçbir sanat değeri ifade etmediğini söylüyor. Tabloların artık bugün yalnızca Türkiye'nin yakın tarihine damgasını vurmuş bir asker olması açısından önem ifade ettiği söyleniyor. Hâsılı Kenan Evren'in tabloları da kendisiyle aynı kaderi paylaşıyor. Evren resimlerinin, Paşa'nın hayatı gibi onun güçlü dönemlerinde ilgi görürken düştüğü dönemde yüzüne bakılmıyor.



Evren'e sahte saygınlık payesi verildi






Siyaset ve iş dünyası arasındaki ilişkilerin -karşılıklı çıkarlar bağlamında- 'temiz' olmayacağı bilinen konu. İşe bir de saygınlık aracı ya da temizlik aracı olarak sanat/kültür girince tarafların keyfine diyecek yok! Evren ve söz konusu iş adamları arasındaki resim alış-verişi kirli bir örnek oluşturuyor; benzeri yok diyemem çünkü Hitler'in 'berbat' suluboyaları da koleksiyoncular tarafından satın alınıyor. ATsanat sergisiyle asıl protesto ettiğimiz durum, bir bankanın Türkiye sanat ortamına hizmet amacıyla sanat galerisi kurarken ve Türkiye'de çok saygın ve önemli sanatçılar dururken, kanlı bir diktatör olduğu artık o tarihte tescil edilmiş olan Evren'nin “abuk subuk” resimleriyle açılış yapması ve Evren'e sahte de olsa saygınlık payesi vermiş olmasıdır.



Vasatın da altında






Yıllar önce, Sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde benden Çankaya Köşkü'nde eksik bulunan Cumhurbaşkanlarının resmini yapmam hususunda talepte bulunulmuştu, darbeci bir generalin portresini asla yapmayacağımı, böyle bir teklifi rektörü olduğum Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin mensubu hiçbir sanatçı öğretim üyemize de teklif edemeyeceğimi ifade etmiştim. Kenan Evren imzalı, vasatın altında olan boyalı yüzeylere resim demek, ressamlara, yaptıklarına sanat demek ise ülkemizde ömürlerini bu uğurda feda eden sanatçılara en büyük hakarettir. Evren'in yaptıklarına büyük meblağların ödendiği dönemde de bu hakaretin bilerek veya bilmeyerek ortağı olan alıcılar, bu paraları öderken aldıkları şeylerin sanatsal değerinden çok, “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” hesabı ile hareket etmişlerdir. Kenan Evren ve resim sözcüklerinin kaçınılmaz sonu, tarihin karanlık sayfaları ve unutulmaktır.



Günahkâr adamın günahına destek oldular






Her şeyden önce Evren'i bir ressam olarak konuşmak bile abestir. Bir dönem korkudan adama neredeyse sanatçı sıfatı yakıştırılıyordu. Kenan Evren'e bir dönem ressam gözüyle bakılması ve çalışmalarına çok yüksek paralar ödenmesi ibreti âlem bir şeydir. 'Benim resimlerim bu kadar etmez' diyerek o paraları ödeyenleri kendisi bile alaya almıştı aslında. Ama korku pek çok devirde, zayıfları egemenlerin yanında yer almaya itiyor. Çalışmalarına yüksek fiyatlar veren sermaye grupları biraz bu açıdan hareket etti diye düşünüyorum. O aileler, günahkâr bir adamın günahının içinde yer almış oldular. Ben o ailelere pek kızmıyorum açıkçası. Gücün yanında yer almak zorunda hissettiler demek ki kendilerini. Zaman zaman bazı aileler hatalar yaptılar. Hangimiz günahkâr değiliz ki? Burada odaklanmamız gereken insanların sonunun ne olduğudur. Bakın Cumhuriyet tarihinde görülmüş müdür bir Cumhurbaşkanının cenazesinde kimsenin olmaması. Sermaye sahibi o aileler de o dönemin günahlarına ortak olmuşlar işte.



Resme yeteneği yoktu






Ben Kenan Evren'in çalışmalarını fotoğraflardan gördüm ve elbette bir fikrim var. Amatör isimlerin resimlerinin ne olabileceğini bilmekle beraber Kenan Evren'in resme yeteneği olmadığını söyleyebilirim. Yani sıradandı. O resimler Kenan Evren'in değil de herhangi birinin olsaydı hepimizin bildiği gibi asla bilinmez ve görülmezdi. Fakat dünyaca ünlü isimlerin, Hitler'in resimleri gibi, Churchill'in resimleri gibi tarihsel değerleri dolayısıyla her zaman para eder. Bir müzede yer bulamaz ama yüksek fiyatlara satılır. Kenan Evren, Türkiye'nin 20. yüzyıl tarihi içerisinde önemli yer tuttuğu için tabi ki resimleri de bir değer ifade edecektir. Resimleri sanat olarak bir değer ifade etmez ama Evren'in tarihsel önemi itibariyle bir şey ifade eder.



Generaldi, diktatördü ama asla ressam değildi






Kenan Evren, benim hayatımda tanıdığım en kibar insanlardan biriydi. Ben öyle nazik birinin nasıl diktatöre dönüştüğünü hala anlamış değilim. Resimlerinden öyle özgün çalışmalar falan diye söz edemeyiz. Çoğu fotoğraflardan bakılarak yapılmış şeyler. Özellikle Avrupa'dan getirttiği dergilerdeki fotoğraflara bakarak yapmış. Ki bununla ilgili kendisine dava da açılmıştı. Resimlerinin ilgi görmesi de sanatsal açıdan değil elbette. Sonuç itibariyle Evren, bu ülkenin 7. Cumhurbaşkanı. Adolf Hitler'in resimleri milyon dolarlara satıldı, Hitler de diktatördü. Hitler'in Evren'den farkı Hitler ressamdı, alt yapısı vardı. Evren'in alt yapısı yok, hocası yok. Resme bir ilgisi, merakı vardı. O merak daha ileri gidemezdi çünkü kapasitesi o kadardı. Ama tarihe geçmiş bir kişilik olarak önemi yadsınamaz. Resme çok hevesliydi. Askerlik dönemim boyunca bana beş tane tablo yaptırdı. Özellikle Fransız ressamlara karşı bir ilgisi vardı. Sonuç itibariyle bir general, bir cumhurbaşkanıydı ama asla ressam değildi. Bakın ressam olmadığını, yaptıklarının resim olmadığını söylememiz darbe yapmış bir diktatör olduğu için değil yaptıklarının resim olmadığı için.







#Kenan Evren
#kenan evren resimleri
#darbe
9 yıl önce