|

Vahşi yaşam beni asosyal yaptı

Hayatının 25 yılını yabani hayatta vahşi hayvanları fotoğraflayarak geçiren Süha Derbent, Rwanda’nın özel arşivini oluşturmak üzere görevlendirildi. Vahşi yaşama o kadar alışmış ki şehir hayatından mümkün olduğunca uzak duran Derbent, yaban hayatının kendisini asosyal yaptığını söylüyor.

Yeni Şafak ve
04:01 - 5/04/2015 Pazar
Güncelleme: 15:29 - 6/04/2015 Pazartesi
Yeni Şafak

25 yıldır vahşi yaşam fotoğrafçılığı yapan Süha Derbent, Rwanda'nın özel arşivini oluşturmak için Rwanda Development Board (RDB) tarafından yetkilendirildi. Turizm Baş Yetkilisi ve Büyükelçi Yamina Karitanyi ile 2007 yılından bu yana yaptığı çalışmaları artık RDB adına sürdürmek ve devlet arşivini oluşturmak üzere anlaşma imzalayan Derbent, başta soyu tehlike altında bulunan dağ gorilleri olmak üzere volkanlar, yağmur ormanları ve Rwanda'nın insan manzaralarını fotoğraf makinesiyle arşivleyecek. Uzun yıllar vahşi doğada yabani hayatın içinde vakit geçiren Derbent ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik, fotoğrafların arkasındaki hikayeleri birinci ağızdan dinledik. Afrika'ya sayısız seyahatler yapan ve İstanbul'daki evinde sadece sayılı günler kalabilen Derbent, vahşi yaşama o kadar alışmış ki şehir hayatından mümkün olduğunca uzak duruyor. Yabani hayat onu giderek asosyal yapmış.



BELGESEL İZLEMEYEN BELGESELCİ


Hemen korkmayın. Asosyal derken psikolojik bir rahatsızlık söz konusu değil. İstediği zaman arkadaşlarıyla buluşuyor, görüşüyor. Sadece şehir hayatının çok fazla içinde yer almaktan hoşlanmıyor. İstanbul'da olduğu vakitleri daha çok evinde film izleyerek geçiriyor. Baştan söyleyelim belgesel izlemiyor. Sinemaya daha çok meraklı. Belki de zaten bu işi yaptığı için belgesel izlemiyordur. Hayvanlarla iletişim kurmayı, onların içinde olmayı her şeyden çok seven Derbent, projeyi dört ayaklı olarak tanımlıyor. Mayıs ayında ilk ayağı gorillerle başlıyor. Dağ gorilleri üç ülkeye sınır olan volkanik bir sıradağ silsilesinde yaşıyor ve sadece 650 taneler. Bu ülkeler; Uganda, Rwanda ve Kongo.



ÖNEMLİ BİR TURİZM GELİRİ


Aynı zamanda Sedventure'un danışmanı olan Derbent, bize o coğrafya ve goriller hakkında birtakım bilgiler veriyor. Kongo'ya bir süredir güvenlik nedeniyle goril ziyareti yapılamıyor. Sadece Uganda ve Rwanda'da yapılabiliyor. Uganda'da goril görebilmeniz için kilometrelerce tırmanmanız gerekiyorken Rwanda'da bu mesafeler çok kısa. Ancak bu hayvanları koruma amacıyla görme süreleri sınırlanmış. Sadece altı aile ziyarete açık. Kişi başı 750 dolar veriyorsunuz. Bir saat gorilleri seyretmek için. Dünyanın farklı yerlerinden gelen sekiz veya on kişilik gruplar halinde çıkılıyor. Derbent, orada insanları hangi aileyi izlemeleri konusunda da yönlendiriyor. İki buçuk- üç saatlik bir yürüyüşle gorillere ulaşıyorsunuz. 7 metre sınırlandırılmış bir mesafede onları bir saat boyunca izleyebiliyor, fotoğraflayabiliyorsunuz. Rwanda'da goriller ciddi bir turizm geliri oluşturuyor.



HAYATLARI BOYUNCA DETOKS YAPIYORLAR


Derbent, gorillerin DNA'larının insanlarınkiyle aşırı benzer olduğundan onlara çok fazla yaklaşma izni verilmediğini söylüyor. "Eğer yakın durursanız yetişkinler değil ama yavrular bir zaman sonra sizinle bir bağ kurabilir. Sonra her gördüğüne aynı yakınlığı gösterebilir ve bu insanlar tarafından suistimal edilebilir. Çünkü illegal yollardan goril avcılığı ne yazık ki devam ediyor" diyen Derbent, gorillerin çok doğal bir hayat yaşadığının altını çiziyor. Tamamen otçul olan goriller bambunun içinde biriken suları içiyor. Yani hayatları boyunca detoks yaptıklarını söyleyebiliriz. On gün boyunca gorillerle vakit geçireceği için çok heyecanlanan Derbent, çok hoş görüntülerin ortaya çıkacağına inanıyor.



RİSK ALMIYORUM


Derbent'in Afrika kıtasının gitmediği yer kalmamış, en çok da Kenya'da çalışmış. Bazı ülkelere kaç kere gittiğini hatırlamıyor. İşin ilginç tarafı hayvanlardan dolayı bir tehlike yaşamamış. "Çünkü benim için hayvanı rahatsız etmeden ve risk almadan çekilmiş fotoğraflar değerli. Risk alsaydım çok daha iyi fotoğraflar çekerdim ama benim için bir anlamı olmazdı" diyor. Sıkı bir arşivi var. Yeryüzündeki yedi büyük kediyi fotoğraflamış. Kedi yok diye Avustralya'ya gitmemiş. Aslanlarla ilgili sırf kendi arşivinden beş ayrı kitap çıkarabileceğini söyleyen Derbent, dünyanın önemli arşivlerinden birini elinde tuttuğunu ifade ediyor. Bu büyük arşivi internet ortamına yüklenmesi uzun sürecek ama Derbent, bir kuruma bağışlamak niyetinde.



Hayvan davranışlarını önceden seziyorum


*Vahşi yaşam fotoğrafçısı olmak öyle kolay değil. Her şeyden önce hayvan davranışı konusunda bilgi sahibi olmanız gerekiyor ki onlara gereken mesafede yaklaşabileseniz. Derbent, kediler ve onların iletişim kurduğu hayvanların davranışlarını önceden sezebiliyor. Diyelim ki aslan görmek istiyorsunuz onu buluyor. Fotoğrafını çekmek istiyorsunuz ama


o size bakmıyor. Her istediğinizde size baktırabiliyor. Bir leoparı izlerken neler yapacağını


bir sonraki hareketini size hemen söyleyebiliyor. Şimdi sola bakacak diyor sola bakıyor.






#Süha Derbent
#Rwanda
#vahşi yaşam
#Rwanda Development Board
9 yıl önce